Dünya Bankası tarafından yayınlanan Türkiye raporunda, ekonomideki rekor büyümeye karşılık istihdamın çok düşük seviyede seyrettiğine dikkat çekildi. İstihdamın temel bir endişe kaynağı olduğunun vurgulandığı raporda Türkiye ile ilgili uyarılara yer verildi.
Dünya Bankası tarafından yayınlanan “Türkiye: Yatırım Ortamının Değerlendirilmesi” başlıklı raporda, son yıllarda hızlı büyüme trendine giren ekonomideki olumsuzluklara dikkat çekildi.
SOSYAL İSTİKRAR İÇİN İSTİHDAM ARTMALI
Ekonomik büyümeye karşın 2001 krizinde artan işsizliğin AB standartlarının “hayli altında kaldığının” açıklandığı raporda, şöyle denildi:
“Güçlü ekonomik büyümeye karşın, iş imkanı oluşturma süreci yavaş olmuştur. 1990 yılında yüzde 54,5 olan istihdam oranı, 2005 yılında yüzde 45,9’a düşmüştür. Bu oran, AB tarafından değerlendirilen 2010 yılı hedefi olan yüzde 70’lik hedeften çok uzaktır. 2001’den bu yana, yıllık ortalama reel GSYİH artışı yüzde 7,5 olmuştur; fakat istihdam yıllık olarak sadece yüzde 1 artmıştır” ifadelerine yer verildi.
İşsizliğin endişeye yol açtığının vurgulandığı raporda, “İstihdam Türkiye’de temel bir endişe kaynağı olmuştur. AB ile uyumlaşmayı sağlamak ve politik ve sosyal istikrarı korumak için, Türkiye kişi başına GSYİH’nı yükseltmeli ve istihdamı arttırmalıdır.”
İstihdamın yetersizliğine dikkat çekilen raporda işgücü üzerindeki yüksek vergi de eleştirildi: “Benzer ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’de işgücü üzerindeki vergi oranları yüksektir. Diğer ülkelerin çoğunluğunun tersine, Türkiye çalışmayan eşler ve çocuklar için vergi yardımı sağlamamaktadır. Çalışmayan eşi ve iki çocuğu olan orta gelirliler açısından karşılaştırıldığında, Türkiye OECD ülkeleri arasında en yüksek vergi oranına sahiptir.”
YABANCI SERMAYE BANKALARA GELDİ
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın sık sık “Türkiye’ye yabancı sermaye akışının arttığı” söylemine karşılık söz konusu sermayenin banka alımlarına gittiğinin belirtildiği raporda, bunlarla da cari işlemler açığının finanse edildiği hatırlatıldı.
Raporda yer alan uyarılar şöyle:
“Son zamanlardaki artışa karşın, Türkiye’ye gelen Yabancı Doğrudan Yatırım (YDY) kısıtlıdır ve hizmet sektöründe mevcut olan işletmeleri edinmek üzerinde odaklanmaktadır. Bankacılık ve telekomünikasyon gibi hizmet sektörleri yabancı yatırımların en büyük kısmını çekmiştir. Finans sektöründeki kriz sonrası reformlar, Türk bankacılık sektörüne YDY akışındaki önemli patlamayı teşvik ederek yardımcı olmuştur. Yabancı yatırımın imalat sektöründeki payı çok az düzeyde kalmıştır.
2002 ve 2006 yılları arasında ithalat reel anlamda ortalama olarak yıllık yüzde 17 büyümüştür ve cari işlemler açığı 2006’da GSYİH’nın yüzde 7.9’u kadar yükselmiştir. Cari işlemler açığı büyük ölçüde Yabancı Doğrudan Yatırım dışı sermaye akışları tarafından finanse edilmiş ve bu suretle de Türkiye’nin uluslararası piyasalara karşı hassasiyeti artmıştır.
Son yıllardaki büyümeye karşın, Türkiye’deki yatırım düzeyleri hızlı büyüyen yükselmekte olan piyasalardaki, özellikle de Doğu Asya’daki yatırım düzeylerinden daha düşüktür.
Devletin sahip olduğu varlıklar hem hizmet hem de imalat gibi çeşitli sektörlerde çalışmaya devam etmektedir ve bu firmalar etkili rekabeti sınırlamaya devam etmektedir.
ICA RAPORU
Türkiye için hazırlanan Yatırım Ortamının Değerlendirilmesi (ICA) başlıklı rapor, Dünya Bankası’nın hazırladığı veya çeşitli ülkelerde uygulanmasına yardım ettiği 45 rapordan biri. Rapor, Türkiye’de yatırım ve özel sektörün büyümesi için fırsatlar ve bunların önündeki engelleri inceliyor.
|