"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zalimler için yaşasın Cehennem!

Süleyman KÖSMENE
14 Kasım 2018, Çarşamba
Kayseri’den Bekir Ceylan: “Zulüm gören (Arakan, Doğu Türkistan, Yemen … gibi) Müslümanların kader cihetiyle suçu kusuru nedir? Bu zulmün hikmeti nedir diye soranlar var…”

BAŞIMIZA TAŞ YAĞMAZSA ŞÜKREDİN  

Dünya zulümlerle kavruluyor. Ahir zamandan mıdır nedendir, zulümlerin giderek dayanılmaz biçimde artış gösterdiğini ve artan zulümlerin gözü karalık ve acımasızlıkla, hoyratça ve pişkince, hakkı batıl, batılı hak gösteren bir küstahlıkla, hakkı ve hakikati kendi gücüne doğru eğip bükerek ve kendine kul ederek işlenmeye devam ettiğini görmekteyiz.

Gözlerden kaçmayan bir diğer husus, zulüm görenlerin tam ortasında masum Müslümanların bulunduğudur.

Allah’tan; Doğuda Müslümanlar dinleri dolayısıyla bedel öderken, Batıda Müslümanlık hızla yayılıyor. Belki de zalimin gözünü karartan ve hatta kudurtan husus tam da budur. Hızla yayılan Müslümanlığı, inanırlarını türlü entrikalarla ve çoğu zaman kendi elleriyle telef etmek ve imajını bozmak suretiyle durdurmak ve hatta söndürmek! Menfaat hesapları bu işin tuzu-biberi denebilir.

Arakan’da Budist zulmü, Çin’de Komünist zulmü, Filistin’de Siyonist zulmü… Haydi, bunlar gâvur! Yemen’de, Suriye’de savunmasız, korumasız, silâhsız masum halka ölüm kusturan Müslüman aktörlere ne dersiniz? Dünyada bunca Müslüman kıyımı varken ve devam ediyorken sessiz kalan Müslüman kamuoyuna ne dersiniz? Bir Âlem-i İslâm’da Hıristiyan UNİCEF kadar sesini yükseltecek bir STK yok mu Allah aşkına?

Kadın, kız, çoluk, çocuk, yaşlı, ihtiyar demeden masum, silâhsız ve savunmasız insanları evinden, barkından etme, yollara dökme ve öldürme işi, kimden kime olursa olsun, ister devlet yapsın, ister terör örgütü yapsın, zulümdür, vahşettir, hunharlıktır, haydutluktur, vandalizmdir. Savaş değildir.

Savaşın bir hukuku vardır. Bu işte hukuk yoktur. Başımıza taş yağmazsa şükredin!

ÂLEM-İ İSLÂM AĞLIYOR  

Arada ezilen, zarar ve zulüm gören, telef olan masum Müslüman oluyor.

Âlem-i İslâm için bu bir kriz halidir. Âlem-i İslâm bu gün ağlıyor, ama hâlâ bağıramıyor. Ne hikmetse… 

Bediüzzaman 1920’li yıllarda Rüyada Bir Hitabede şu tesbiti yapmıştı: “Şu musîbet mâye-i hayatımız ve âb-ı hayatımız olan uhuvvet-i İslâmiyenin inkişaf ve ihtizazını harikulâde tacil etti. Biz incinirken, âlem-i İslâm ağlıyor. Avrupa ziyade incitse, bağıracaktır.”1

Âlem-i İslâm henüz ağlama safhasındadır. Ne zaman uhuvvet-i İslâmiye inkişaf edecek, Şiî ile Sünnî kucaklaşacak, Arap ile Türk omuz omuza verecek, sair unsurlar kardeş olacak, birbirine karşı silâhı, kanı, kini, düşmanlığı bırakacak, yekdiğeri ile kaynaşıp barışacak…

İşte o zaman bu umumî musîbeti Rahmet-i İlâhiye üzerimizden inşallah kaldıracak, bu zulmü defedecek, bu krizi bertaraf edecek. Ve işte o zaman Müslümanlara ittihad-ı İslâm nasip olacak, dünyaya adalet ve barış gelecek! Zulümler bitecek!

MASUMLARIN SUÇU NEDİR

Bu krizin kurbanları olan masumların ve mazlûmların suçu ve kusuru nedir peki?

Bizim, onların kusurlarını aramamıza gerek yoktur. Kusurları varsa bile, böyle musîbetlerle arınırlar, Allah katında öyle yüksek makama çıkarlar ki, bu musîbetler çok ucuz kalır.

Zaten Kur’ân nezdinde dünya hayatının kıymeti yoktur. Asıl hayat ahiret hayatıdır. 

Buyurulur ki: “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!”2

Hendek Savaşı’nın zor ve acılı günlerinde Peygamber Efendimiz (asm) ensarı ve muhacirleri şöyle teselli buyurdu:

Allahümme lâ ayşe illa ayşe’l-âhireh, Fağfir’il-ensâre ve’l-muhacireh

(Hayat dediğin ahiret hayatıdır. Başka hayat yoktur. Allah’ım! Ensara ve Muhacirlere mağfiret eyle!) 3

İşe ahiret noktasından bakarsak, bu krizin kurbanı olan masumlar ve mazlûmlar pek çok kazançlı çıkar. Çünkü Cenâb-ı Allah’ın rahmeti ve mağfireti zalimlerle değil, mazlûmlarladır. Böyle zulümlerle ölenler şehittirler. Başka şekilde ulaşmaları mümkün olmayan pek yüksek makamlara bu şekilde ulaşıyorlar.

Zalimlerin varacakları yer ise Cehennem’dir.

Bediüzzaman’ın haykırışı ile haykıralım: “Zalimler için yaşasın Cehennem!”

Dipnotlar:

1- Eski Said Dönemi Eserleri, s. 49. 2- Ankebut Sûresi: 64. 3- Buhârî, Cihâd, 109;  Tirmizî, Menâkıb, 56 (3855-3857.

 

Okunma Sayısı: 11502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ozkan

    14.11.2018 13:34:34

    Benimde icimi en cok acıtan bazi risale talebelerinin ( yeniasya grubu haric, gordugum kadariyla bir cogunun ) ulkemizde yasana zulumleri dahi gormeyisi ve gormemekte direnmesi hatta ve hatta neredeyse zulumleri alkislamasi... bu grublara olan husnuzannim ve dualarim malesef bitti...

  • Ali Tam

    14.11.2018 11:07:48

    En basta Türkiye'nin devlet erkanindan Islam'in Bayraktari sifatiyla SIYONIZMIN MEZALIMINE ve Müslümanlarin Müslümanlari kiran mezalimine DUR demesi lazim ve layik iken. Mavi Marmara da FOS CIKANLARDAN MEDET UMMAK ABESLE ISTIGALDIR. Bilhassa Risale-i Nur Külliyati ile iman dairesine girenlerden bazilarinin MEZALIMLERIN, SIYONISTLERIN KUKLASI durumuna düsenlerin pesine takilmasi CIGERLERIMIZI YAKIYOR. YER YARILIP ICINE GÖMÜLMEDIGIMIZE, Basimiza taslar yagmadigina sükredelim ama bu yine de Müslümanlar arasindaki Ahirzaman fitnelerini; bilhassa NURCULARIN TEFRIKASINI hafifletmiyor!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı