İsmail Ünsal: “İmam-ı Şaranî’ye göre Kadir Gecesi hesaplamaları yapılıyor. Bediüzzaman Hazretleri’ne göre Kadir Gecesi ne zamandır?”
BU GECENİN BİLİNMEZLİĞİ
Ramazan-ı Şerif ayının her gecesini Kadir Gecesi bilmeliyiz. Ve evrat ve ezkârımızı, duâ ve niyazımızı buna göre hiç vesvese etmeden her geceye yaymalıyız. Bu gecelerden birinde Kadir Gecesi’ne rastladığımızda, biz bilmesek de, seksen yıllık bir amelin feyzine inşallah mazhar oluruz.
Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Bu gece bana gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.” 1
Aslında Resulullah’ın (asm) “unutturuldu” buyurduğu bir geceyi faş etmeye çalışarak oradan bir feyiz kapısı aralamaya çabalamak yerine, bilinmezliği içinde bırakıp her geceyi duâ ve ibadet zenginliği içinde geçirmek daha gerçekçi olsa gerektir. Belki de bu hikmetle Ramazan geceleri teravih namazları ile zenginleştirilmiştir. Yoksa Cenab-ı Hak dileseydi bu geceyi bilinmezliği içinde bırakmaz, Cuma veya bayram gün ve geceleri gibi ümmetin kesin bir şekilde bilmesine imkân verirdi.
Bu gecenin bilinmezliğinde muhtelif İlâhî hikmetlerin olduğu muhakkaktır.
İMAM-I ŞARANİ’YE GÖRE KADİR GECESİ
Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunun ihtilâfı dolayısıyla ulema, asfiya ve evliya muhtelif yorumlar yapmışlar, keşif ve müşahedelerde bulunmuşlardır. Bunlardan birisi de İmam-ı Şaranî’ye aittir.
İmam-ı Şarani’nin Kadir Gecesi ile ilgili yorumu şöyledir:
‘Ramazan Pazar günü girerse Kadir Gecesi ramazanın 28’ini 29’a bağlayan gecedir; Pazartesi günü girerse Kadir Gecesi 20’sini 21’e bağlayan gecedir; Salı günü girerse Kadir Gecesi 26’sını 27’ye bağlayan gecedir. Çarşamba günü girerse Kadir Gecesi 18’ini 19’a bağlayan gecedir. Perşembe günü girerse Kadir Gecesi 24’ünü 25’ine bağlayan gecedir. Cuma günü girerse Kadir Gecesi 16’sını 17’ye bağlayan gecedir. Cumartesi günü girerse Kadir Gecesi 22’sini 23’e bağlayan gecedir.’ İmam-ı Şârânî Hazretleri’nin 30 sene Kadir Gecesi’yle bu tarife göre müşerref olduğu rivayet edilmiştir.
Burada, Ramazan ayının giriş günlerine göre yapılmış bir tesbit var. Ama bunun hikmeti yok. Yani Ramazan ayı Pazartesi günü başlayınca Kadir Gecesi neden bu ayın 20’sini 21’e bağlayan gece oluyor? Bu sorunun cevabı verilmemiştir.
Fakat bu hesap, diğer gecelerin de Kadir Gecesi olma ihtimalini göz ardı etmemizi gerektirmez.
25. VEYA 27. GECE
Bu yorum İmam-ı Şarani Hazretleri’ne aittir. Ümmetin kabulü ise 25. veya 27. Gecedir. Şafiiler 25. Geceyi, Hanefiler de 27. Geceyi Kadir Gecesi saymışlardır. Her bir mezhebin dayandığı güçlü rivayetler de vardır şüphesiz.
Bediüzzaman Hazretleri’nin vefat tarihi olan 23 Mart 1960, Ramazan’ın 25’nci gecesi idi. Malûm: ‘Mehdi Aleyhisselâmın Leyle-i Kadir’de vefat edeceğine dair de rivayetler vardır.
Keza âlimlerden bazıları Kadir Sûresi’nde geçen ve Kadir Gecesi’ne işâret eden “hiye” zamirinin, Kadir Sûresi’nin 27. kelimesi olmasından; bazıları da Kadir Sûresi’nde 3 defa geçen “Leyletü’l-Kadr” ifadesinin her birinin cifirce 9 etmesi ve toplamda 27 etmesinden hareketle bu gecenin 27. gece olduğu kanaatindedirler.
BEDİÜZZAMAN’A GÖRE KADİR GECESİ
Bediüzzaman Hazretleri Kadir Gecesi’nin bütün Ramazan içinde saklanmış olduğunu bildiriyor ve bunun hikmetinin, Ramazan boyunca duâya ve ibâdete devam etmek olduğunu haber veriyor. 2
Bediüzzaman şu ifadesinde ise 27’ye işaret ediyor:
“Hadîs-i şerifin sırrıyla Ramazan-ı Şerifin nısf-ı âhirinde, hususan aşr-ı âhirde, hususan tek gecelerde, hususan yirmi yedisinde, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandırabilen Leyle-i Kadirin ihyasına…” 3
Nihayet Bediüzzaman ümmetin kabulünü önemseyerek meseleye son noktayı koyuyor:
“Yarın gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından, bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadri tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşaallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.” 4
Kadir Gecenizi tebrik eder, bu gece içinde nice bin feyze mazhar olmanızı niyaz ederim.
Dipnotlar:
1- Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr 2, 3, İtikâf 1, 9, 13; Müslim, Sıyâm 213, (1167). 2 - Sözler, s. 309. 3- Emirdağ Lâhikası, s. 268. 4- Şuâlar, s. 438.