Karşıyaka’dan Ahmet Tunay: “1-Her şeyin ölçüsü kaçtı. İlahinin özellikleri nasıl olmalıdır? Oynak Tasavvuf Müziğinin durumu nedir? Mevlana böyle müzik çalmış mıdır? 2-Ev kredileri, 3-Nişandan hemen sonra dini nikâh. 4-Diş dolgusu, 5-Organ nakli caiz midir?”
Dinle Neyden Nasıl Hikâyet Eder
Tasavvuf müziği elbette bir oyun havası değildir ve bir oyun havası edasıyla çalınıp söylenmez. Madem ölçü kaçtı. Biz de böyle müzikleri dinlememekle cezalandırabiliriz. Ulvî kemalatın, ulvî hazların, ulvî hüzünlerin, ulvî aşkın elbette bir ağırlığı olmalıdır.
Mesnevî’nin girişinde Mevlana der ki: “Dinle neyden nasıl hikâyet eder/ Ayrılıklardan şikâyet eder.”
Ayrılıklardan maksat, ulvî hüzünlerdir. İnsanın dünyada hakiki sevgilisi olan Cenab-ı Allah’tan uzak yaşaması ve ölünceye kadar O’nunla arasında dünyevî ve maddî engeller bulunması, ona ulvî bir ayrılık hüznü veriyor.
Hüzün ve haz ulvî olur ve aşk Rabbanî olursa ve bu aşk, kametine uygun bir beste ve güfte ile dile getirilirse dinlemek helal olur.1
Ev Kredileri
Lüksü, israfı, şükürsüzlüğü, hırsı, kanaatsizliği netice veren tasarruflara yaklaşmamak daha hayırlıdır. Faizsiz kredi imkânı varsa, faizli kredilere bulaşmak caiz olmaz. Bu imkânı sosyal devlet vermelidir. Vatandaşını “ev” gibi en temel ihtiyaçları için faize muhtaç eden devlet yöneticileri elbette mesuldür.
Nişandan Sonra Nikâh
Düğün görünürlerde yok iken, resmî nikâh yapılmamışken, dinî nikâh için erken davranmak ve bunun için haramdan korunmak gibi masum bir gerekçeye sığınmak sakıncalı ve tehlikelidir. Nikâh kıydırmayı oyun saymamalıdır. Çünkü olası bir ayrılık vukuunda kız ve kız tarafının hukuku zayi oluyor.
Diş Dolgusu
Diş dolgusu yaptırmanın, tedavi amaçlı olmak şartıyla hiçbir sakıncası yoktur. Abdeste ve gusle engel bir durumu yoktur. Bunu vesvese konusu yapmaktan çıkarmak lazım.
Çünkü dinimizde tedaviye izin verilmiştir. Gusülde ağzı yıkamak farzdır evet; ama tedavi amaçlı yapılan dolgular, yara üzerine yapılan sargı hükmündedir. Üzerinin yıkanması yeterlidir.2
Organ Nakli
Kur’ân, “Kim bir insanı ihya ederse, bütün insanları ihya etmiş gibi olur.”3 buyurur. Yine Kur’ân ölü hayvan etini, kanı, domuz etini yemeyi haram kılar; ancak açlıktan darda kalanlar için, zaruret miktarını aşmamak şartıyla ruhsat verir.4
Organ naklini haram kılan bir ayet veya hadis yoktur. Yukarıdaki ayetler incelendiğinde, ölümle pençeleşen hastanın derdine, ölmüş birisinin organı ile eğer derman olunacaksa, buna ruhsat çıkar.
Nitekim Diyânet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu5; Kuveyt Evkaf ve Din İşleri Başkanlığı Fetvâ Kurulu6; Dünya İslâm Birliği Fıkıh Akademisi7, Mısır Ezher Fetvâ Kurulu ve en son, İslâm Konferansı Teşkilâtı Fıkıh Akademisi8, organ nakline belli şartlar içerisinde cevaz vermişlerdir.
Bu şartlar özetle şunlardır: 1-Organ naklinde zaruret bulunmalı. 2-Hastanın organ nakli ile iyileşeceğine dair uzmanların güçlü kanaatleri bulunmalı. 3-Organı alınacak kimsenin sağlığında kendi hür onayı alınmış olmalı, eğer ölmüş ise mirasçılarının onayı alınmış olmalı. 4-Tıbbî ve hukuki ölüm gerçekleşmiş olmalı. 5-Kendisine organ nakli yapılacak hasta buna razı olmalı. 6-Organ bir ücret veya menfaat karşılığında verilmemiş olmalı. 7-Organ verecek kimse eğer sağ ise, bu operasyon kendi hayatını ve sağlığını olumsuz yönde etkilememeli.
Dipnotlar:
1 Bediüzzaman, İşârâtü’l-İ’câz, s. 71, 72 2. Bediüzzaman, Barla Lahikası, s. 157 .3 .Mâide Sûresi, 5/32 .4. Bakara Sûresi, 2/173;Mâide Sûresi, 5/3;En’am Sûresi,6/145
5 03.03.1980 tarih ve 396/13sayılı karar 6 24.12.1979 tarih ve 132/79 sayılı ve 14.09.1981 tarih ve 87/81 sayılı kararlar 7 19-28.01.1985 tarihinde Mekke’de düzenlenen VIII. Dönem toplantısında alınan karar 8 11.02.1988 tarih ve 4/1 sayılı ve 20.03.1990 tarih ve 6/5-8 sayılı kararlar.