31 Mart 2014, Pazartesi
İlhan Bey: “Benim babam sağken bana bedduâ etti. O günden beri benim işim gücüm rast gitmiyor. Neye elimi atsam başarısız çıkıyorum. Babamın ettiği bedduâyı geri çevirmem için ne yapmalıyım? 63 yaşındayım. 2 tane çocuğum var. Evime ekmek götürecek iş bulamıyorum. Nedeni de baba bedduâsı var üstümde. Bana yardımcı olur musunuz hocam.”
Rahmete Yakın Olmalı
Geçmişte, babanız sağ iken bir kusurunuz, bir yanlışınız olmuş gibi gözüküyor.
Öyle varsayalım. Zaten siz de öyle kabul ediyorsunuz. Yoksa bile, öyle kabul etmekte fayda var. Çünkü artık bir itiraf durumundayız, bir pişmanlık ve tövbe aşamasındayız.
Bir kusurun varlığını kabul etmek, yokluğunu iddia etmekten rahmete ve mağfirete daha yakındır.
Diğer yandan, esasen söz konusu bedduâda babanızı haksız görmenin şimdilik bir faydası yok. Biz meselemizi babanızın haklı olduğu üzerine kuralım.
Eğer haksız idiyse zaten mesele yok. Haksızca yapılan bedduâdan korkmanıza gerek yok. Bilâkis, haksız yapılan bir bedduâ için size düşen, onun lehine tövbe yapmaktır. Çünkü günah işlemiştir.
Haklı olarak yapılan bedduâ için ise, kendi adınıza tövbe etmeniz gerekir. Bu durumda kusur sizde gözüküyor ve böyle baba bedduâsından gerçekten korkmak lâzım.
İki Yönlü Tövbe Edelim
Öyleyse iki şekilde de işe tövbeyle başlamamız lâzım:
Babamız haksız idiyse babamız lehine, haklı idiyse kendi lehimize tövbe etmeliyiz. Yahut aynı tövbede hem babamızı, hem kendimizi tövbe şemsiyesi altına alabiliriz. Üstad Hazretlerinin gıybette tavsiye ettiği duâdan muktebes, biz baba bedduâsına karşı şöyle diyebiliriz:
“Allahım! Beni bedduâya neden olan kusurum nedeniyle, babamı bedduâsı sebebiyle bağışla! Her ikimizi de gazabına duçar olmaktan koru! Babama taksiratından vazgeçip mağfiret eyle! Beni günahım dolayısıyla affeyle! Bana hatalarımı göster! Kusurlarımdan dönüp katındaki fazilete ve iyi ahlâka ulaşmayı bana müyesser kıl!”
Önemli Adımlar
O halde şu adımları sırayla atalım:
Birinci adımımız, duâya, tövbeye, istiğfara devam etmek.
İkinci adımımız, bedduâya sebep olan kusurumuzu görüp halimizi düzeltmek.
Üçüncü adımımız, babamıza bolca duâ etmek. Alamadığımız helâlliği duâ ile telâfi etmeye çalışmak.
Dördüncü adımımız, rast gitmediğini düşündüğümüz işimizle ilgili varsa ihmallerimizi, kusurlarımızı, yanlışlarımızı gözden geçirmek ve ortadan kaldırmak.
Yani işimizin ters gidişinin ve işsiz kalışımızın bütün suçunu muhtemel bedduâya yıkmaksızın, atabileceğimiz ve ihmal ettiğimiz adımlar varsa atmak.
İlk üç adımı attıktan sonra, düzeninde gitmeyen işimizle ilgili olarak gerekli tedbirleri almaya çalışmak.
***
Bedduâ ve ölüm
İsim vermeyen okuyucumuz: “Babam ağabeyime bedduâ etti. Ağabeyim de bir hafta sonra gölette boğuldu. Babam şimdi bundan kendisini sorumlu tutuyor. Bundan şimdi çok rahatsız! Ne yapması lazım?”
1- Öncelikle ağabeyiniz için Cenâb-ı Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Bir kaza-i İlâhî olmuş.
2- Müslüman’a bedduâ etmek doğru bir davranış değildir. İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz. Bedduâ eden eğer haksız ise bedduâsı geri döner, sahibini bulur.
3- Fakat ölüm mukadderdir, Allah’ın takdiriyledir. Ölüm sebebi ve şekli her ne kadar bedduâ ile alâkalı gibi gözükse de, ölümden bedduâyı sorumlu tutmamak daha doğru olur.
4- Bedduâ yapan bir Müslüman, bu günahı için tövbe eder, bedduâsını geri alır ve bedduâ yaptığı kimseyle helalleşirse inşallah bu günahtan arınmış olur.
Bedduâ yaptığı kimse ölmüşse helâlleşme fırsatı kalmamıştır şüphesiz. Fakat bu defa da tövbe edip, o kişi için hayır duâ etmek ve buna devam etmek gerekiyor.
Okunma Sayısı: 82490
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.