Değerlilerin en değerlisi, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm)...
Kendi değerli olduğu gibi karşısındakini de değerli hissettirebilen bir Peygamber...
Bir köleyi muhatap alıp İslâm’ı anlatan, kuşu ölmüş diye küçük çocuğa taziyeye giden, 19 yaşındaki gençlere savaşta komutanlık vazifesi veren, bir Yahudinin cenazesi geçerken bile saygıdan ayağa kalkan Peygamberimiz (asm), küçük şeylerin insanları değerli hissettirdiğini bilmiş ve bildirmiş.
Evet gerçekten en küçük bir şeye bile mutlu olabiliyor insan. Bir gülümseme, bir selâm...
Meselâ ben bu ayrıntıyı o gün okula giderken fark ettim. Sabahın erken saatinde kalkıp okula gitmek zor oluyor haliyle. Hava da soğuksa ister istemez üstümüzde negatif bir enerji oluyor. Bunun etkisiyle de güne gergin ve huzursuz başlayabiliyoruz. O gün de basit, fakat önemli bir olay yaşadım; otobüse bindiğimde şoför “hoşgeldin” dedi. Alışılmadık olduğundan dolayı şaşırdım. Ama gerçekten o yaklaşımı beni mutlu etti. Sonra şoför her binen yolcuya aynı sıcaklıkla hoşgeldin deyince diğer yolcuların tepkilerini merak edip baktım. Onlar da aynı benim gibi şaşırdılar ve hepsinin yüzlerine birer gülümseme bıraktı o kelâm. Sevgili Peygamberimizin’de (asm) dediği gibi “selâmı aranızda yayınız” emri şimdiki toplumda insanların kendilerini değerli hissedip yalnızlık hastalığından kurtaracak bir ilâç olduğunu bugün daha iyi anladım.
Sosyal hayatta karşılaştığımız küçücük bir tebessüm bile ne kadar mutlu olmak için destek içeriyorsa, bir de gelin Risale-i Nur dairesinin bize sağladığı uhuvvet ve kardeşliğin, muhabbet ve tesanüdün bizim şahsî dünyamıza neler kattığını bir bakalım.
Sadece Allah rızası için toplanılan ders ortamındaki gerçek dostluklar, sıcak muhabbetler, menfaatsiz ilişkiler, hal hatır sormalar, yardımlaşmalar, neşeli sohbet ortamları; şahsî dünyamızda yalnız olmadığımızı, değerli olduğumuzu hissettiriyor.
Bize bu ortamı nasip eden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz şükürler olsun.
Bizi de bu dâvâda hadim eylesin...