"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalete su taşımak

Sueda Uçar
12 Haziran 2023, Pazartesi
Hukuk deyince herkesin aklına ilk olarak kamu düzeni ve toplumun hukuku gelir. Oysa Kur’an’da emredilen adalet-i mahzâ açısından hukuk, ferdin hakkından başlar ve toplumsal adaleti fert fert inşa eder.

Bu iki kavram arasındaki farkı anlayabilmek için tam adaletin sağlandığı Asr-ı Saadette fert haklarına gösterilen özeni ele alabiliriz.

Örneğin Peygamberimize; küçüğünden büyüğüne, Müslümanından gayrimüslimine herkesin çekinmeden sorularını sorması ve Peygamberimizin tüm sorulara saygıyla, sabırla cevap vermesi, üstünde düşünüldüğünde pek çok kıymetli değeri ortaya çıkarır.

Fert hukukunun korunması her alanda şahısların kendilerini rahatça ifade etmesinden yani istişare ortamından geçer.

Örneğin Peygamberimizin, Uhud muharebesinde, yanlış bir savaş metodu olduğunu belki de bilmesine rağmen istişareden çıkan karara uyması ve Peygamberimiz gibi düşünen sahabenin de canları pahasına çoğunluk kararını kabul ve tatbik etmesi; şartlar ne olursa olsun farklı fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde uygun ve demokratik bir zemin hazırlanılabildiğini gözler önüne serer.

İnsanın yaratılış itibariyle kainattaki her şeyle bağı vardır ve bu bağı düzgün tutmaktan sorumludur.

Sokaktaki kediden, insanlardan ve diğer bütün mahlukattan…

Özellikle ilişkilerimizde muhatabımıza karşı sorumluluğumuz ile duygularımızı karıştırmamak gerekir.

Ve yine adalet-i mahzâ gereği hakperest davranılması lazımdır. Atalarımızın dediği gibi “sap ile saman” da karıştırılmamalıdır.

Vicdanımızın sesine rağmen insanî değerlerimizi fikir farklılıklarımıza ve hissi yaklaşımlarımıza feda edip toplumsal münasebetlerimizdeki sorumluluklarımızı ihmal etmek, adalet-i mahza kanununa zıt bir davranış olur.

Bu konuya en iyi örnek Hz. Vahşi hadisesidir: Hz. Vahşi Uhud savaşında Hz. Hamza’yı şehit etmiş, sonra pişman olmuştur. Bunun üzerine Peygamberimiz tebliğ vazifesini yerine getirerek onu İslam’a davet etmiştir ve o da Müslüman olmuştur. Ama Vahşi’yi her gördüğünde sevgili amcası Hamza gelir gözünün önüne ve ona “Seni görünce dayanamıyorum, elimde olmadan üzülüyorum.” demiştir. Hz. Vahşi de peygamberi üzmemek için onun sohbetlerine görünmeden katılmıştır.

Peygamberimizin tebliğ vazifesini yaparken duygularını karıştırmadan hareket etmesi, Kur’an’ın adaleti olan adalet-i mahzâyı tatbik ettiğinin bir göstergesidir. Bu müsbet hareket tavrı, küfürde en aşağı seviyede (esfel-i safilînde) olan birçok insanın imanla en yüce mertebeye (alây-ı illiyine) çıkmasına vesile olmuştur.

Ve yine insanın kainattaki bütün mahlukatın ibadetini yeryüzünün halifesi sıfatıyla Allah’a sunma vazifesine duygularını yani nefsini karıştırıp namazı terk etmesi de mahlukatın hukukuna tecavüz olduğu için adalet-i mahzâya ters düşüyor.

Adaleti sağlamak için bizim bir hükümdar olmamız gerekmiyor. Hukukun ön planda olduğu bir toplumda yaşamak istiyorsak, Hz. İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali önce şahsî ilişkilerimizde hakkı hukuku gözetmeliyiz. Her şeyden evvel, insanın eşref-i mahlukât olması kavramını kalbimize tam yerleştirmeliyiz ve ilişkilerimizde farklılıklarımıza odaklanmak yerine önce Allah’ın isim ve sıfatlarının bir aynası olmak açısından eşit potansiyele sahip olduğumuzu bilerek ilerlemeliyiz.

Okunma Sayısı: 1411
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    12.6.2023 10:48:03

    Çok hoş bir yazı olmuş. Tebrik eder, yazılarının devamını bekleriz.

  • M. Zeki

    12.6.2023 10:24:11

    Öncelikle sizi tebrik ediyorum. Konunun bam telini yakalamışsınız. Bizim, belki de Asya'nın problemi 'reaya, teb'a' statüsünden, kendi hak ve mesuliyetlerine sahip çıkacak fert olma şuurunun gelişmemesidir. Temel hak ve hürriyetlerine sahip çıkan, zulmetmeyen ve kendisine ve çevresine zulmedilmesine müsaade etmeyen fertlerin çoğunlukta olduğu toplumlar mutlu olur, geleceğine güvenle bakar. Kaleminizden benzer konulara dair daha sık yazılar okumak dua ve temennisiyle..

  • Hasan Hüseyin Uçar

    12.6.2023 01:56:03

    Çok çok tebrik ederim. Yazılırının devamını merakla bekliyoruz👏👏👏👏👏

  • Emine Karahan

    12.6.2023 00:56:26

    Maşallah Allah razı olsun. Devamını bekleriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı