"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir dost mektubu

SELAHATTİN ACAROĞLU
19 Eylül 2014, Cuma
Sevgili dostum;
Hayat karmaşık bir oyun gibi. Bizleri de oyunun figüranı yapmaya çalışıyor. Dünya hayatına baktığımızda her tarafta kötülükler, savaşlar, huzursuzluklar ve toplumumuzun büyük bir kesiminde yaşanan psikolojik sorunlar var. Sorunlar varsa çözümler de var. Zira dermanı olmayan dert vermemiştir Yüce Yaradan.
Sevgili dostum:
Kalp sevmekten yorulmaz, bir kalbe sevgi girdiği andan itibaren ona tezat olan kin, nefret, düşmanlık orada barınamaz. Lütfen düşünelim, akşam eve girdiğimizde lambanın düğmesine bastığımız anda ev aydınlanmakta. Bizler de kalbimizi sevgi ile doldurmaya o nur ile nurlandırmaya başlayınca zulümat ve düşmanlıklar kaybolur. Sevgi paylaştıkça çoğalan, sonucunda mutluluğa dönüşen ve insanları pozitif psikolojiye sevk eden bir duygudur. Bunun neticesinde de başarı ortaya çıkar. Çünkü malûmunuzdur ki mutsuz olan hep şikâyet eder, somurtur. Negatif psikoloji ile hem başarısız olur hem de başarısızlığını aşamaz, ardından hem ailesini hem de çevresini kötü yönde etkiler. Başarılı olmak için sevmek, paylaşmak ve faydalı olmak gerekir.
Sevgili dostum;
Bilim adamlarının su kristalleri ve pirinçler üzerinde, kötü sözler telkin ederek yaptıkları deneylerde kötü sözlerden o varlıkların azamî derecede etkilendiği görülür. İnsan nasıl etkilenmesin? Kainatın en şerefli varlığı; şuur sahibi, duygu sahibi, görme özelliği olan, hisleri olan  ve en ufak bir mimik hareketinden, ses tonundan etkilenen insanın vücudunun büyük bir bölümü de dünyamız gibi sudan oluştuğu için kötü söz ve davranışlardan, negatif psikolojiden sürekli negatif yönde etkilenmektedir. Kalbine sevgi ekip başarı biçmek yerine; mutsuzluk ekip, ardından kaçınılmaz olan kaybediş ve çaresizlikler toplamaktadır.
Sevgili dostum;
Biz insanların güzel görüp güzel düşünüp hayatımızdan lezzet almamız, bizi kötü alışkanlıklara sürükleyen arkadaşlardan uzak durmamız gerekmektedir. Kişi beraber yaşayıp sevdiği kişiye benzer, zamanla o ne yapıyorsa o da onun gibi davranışlar sergilemeye, onun gibi giyinmeye onun gibi konuşmaya başlar. Arkadaş seçimimiz dünya ve ahiret hayatımız için ciddî önem taşımaktadır.
Sevgili dostum;
Kendimizi sürekli olarak dinamik, pozitif ve hayata olumlu bakan biri olarak yetiştirmemiz gerekmektedir. Her yaşanan şeyde hikmet olduğunu bilmek, güzel görmenin bir boyutudur. “O bunu söylemek istemezdi nefsine mağlûp oldu’’ fikri güzel düşünmenin bir vechidir. Dünya hayatı oyunlarla, eğlencelerle, süsler ve gösterişlerle doludur; ama bunlar muvakkat yani geçicidir. Arabanız olur bir gün elinizden çıkacaktır. Eviniz olur günün birinde içinde başka kişiler yaşayacaktır. Mal, mülk, mevki, makam, evlât ve daha birçok şey... Mal, evlât veya diğer dünya mahsullerimiz olmayacak mı?  Tabiî ki olacak, ama biz onların kullanma yönlerini kendi nefsimizden alıp Allah rızasına kanalize etmeliyiz. Allah için kullanıp veya kullandırıp onları bâkileştirmeliyiz. Bunları bir tarafa bıraktığımızda bize verilmiş çok değerli bir şey daha vardır. O da, zamandır.
Sevgi-başarı, dünya-ahiret dengesini zamanı yöneterek kurabiliriz. Uyuma ve çalışma saatimiz; ailemize, televizyona, yürüyüşe ayıracağımız vakit, kitap okuyacağımız vakit... Bu şekilde hayatımızı yazarak planlamamız gerekiyor. planlamayı yaptığımız ilk zamanlar belki alışamayabiliriz fakat, irademize sahip olduğumuzda zaman yönetimini gerçekleştirebiliriz. Zamanı biz yönetmezsek zaman bizi yönetir bu istemediğimiz sonuçlara yol açar. Başarılı olmuş örnek kişilere baktığımızda hep zamanla ilgili bir programları olduğunu görmekteyiz. Meselâ sevgili Peygamberimiz (asm) hayatını aile, ticaret, ibadet, tebliğ olmak üzere dörde ayırmıştır.
Sevgili dostum;
Dünya-ahiret dengesini kendi vicdanımızla bulabilmeli, neye ne kadar önem vermemiz gerektiğinin hesabı yapılmalı ve hayatımızda öncelikli konuları belirlemeliyiz. Bizler yokluktan geldik şu an da bu yazıyı okuyoruz sonra yaşlanacağız sonrada ahirete göçeceğiz. Acaba biz ne için yaratıldık? Sadece işyerinde çalışmak veya okulda okumak veya makam mevki sahibi olmak için mi? Nereden geldik ve nereye gideceğiz? Hayatımızdaki her saniye önemli iken kısacık bir dünya hayatını malayâni yani boş şeylere harcamak mı yoksa onları ahirete çevirerek bâkileştirmek mi doğru olan?
Sevgili dostum;
Sevgi ve çocuk ilişkisinden de biraz bahsedelim: Çocuklarımıza vereceğimiz en güzel şey sevgidir. Şunu denemenizi rica ediyorum. Yanınızdan geçen çocukların gözlerinin içine bakıp tebessüm edin. İnanın dünyanın en güzel şeylerinden bir tanesi göreceğiniz o ışıktır. Masumiyetin, günahsızlığın ve samimiyetin tadını alacaksınız ve aldığınız ışığı diğer insanlarla paylaşacaksınız. Dünya çocuklarla şenlenecek, çocuklar dünyanızı şenlendireceklerdir.
Sevgili dostum;
Sevgi ve başarının oluşabilmesi için “okumak” gereklidir. Her fırsatta okumak.  Otobüste, evde, işte çalışırken aralarda, beklerden, yemek pişirirken... Kitabı yakınımızdan ayırmamalı, bir kitap bitince diğerine başlamalıyız. Ama okuyacaklarımızı işin ehli tecrübeli kişilerden tavsiye üzerine almamız gerekmektedir. Yemek vücudun gıdasıdır, ama her yemeği yemek, mideye abur cubur doldurmak, fayda yerine zarar verir. Her kitabı ve her yazarı okumamalıyız.
Okumamız gereken bize İlâhî bir emanet olan ve öncelikli kitaplar: Kur’ân ve kâinat kitabıdır. Kâinatı okumak ve onu düşünmek; okuyacağımız kitaplara bağlı olmakta ve Yaradan’ı her şeyde bulabilmeyi sağlamaktadır. Meselâ; bir çiçeğe bakıldığında renkler Mülevvin, miktarı Mukaddir, şirin ve tatlı süslemesi Müzeyyin, hayattar olması Hayy, tasviri Musavvir, çiçeğin hayatına lâzım olan erzakların gelip bünyesine girmesi ve yerleşmesi Rezzak ismine delâlet eder. Çiçeğe bakarken bu gözlüğü takmaya çalışalım. Yani kâinatı mâna-yı harfi ile okuyalım.
Çiçeğin ardından insan’a geçelim hangi esmalar tecelli etmiş, kâinatın en şerefli varlığı olan insanda? Bize verilen istidatlara göre çoğu esmayı insan aynasında müşahede etmemiz mümkündür. Cömert bir insanın el-Kerîm’in tecellisi olması gibi... İnsan Allah’ın mazhariyetine ayine olmuştur. En parlak görüntü insandadır.
Sevgili dostum, konu insan ve sevgi olunca, insan kalemine hâkim olamıyor. Yazılacak ve paylaşılacak o kadar çok şeyler var ki, hepsini ifade etmeye ne gücüm, ne ömrüm yeter. Diyemediklerim dost gönüllerin ferasetine havale ediyor, sevgiye kal diyorum...
Okunma Sayısı: 61142
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayse

    19.9.2018 19:29:04

    Cok guzel

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı