Bunun yanında ‘demokrat’ olup olamadığımı sorgulamak istiyorum. Hem kendi hürriyetime hem de başkalarının hür olmalarına sahip çıkıp çıkmadığımı bilmek istiyorum. Ben hep kendini düşünen biri mi, yoksa herkesi haklı olduğu kadar gözeten biri mi olduğumu bilmek istiyorum.

Biri ya da birileri beni tenkit (mesleğimizde tenkit yok) ettiğinde; haklı ya da haksız olduğuna bakmam lazım. Haklı ise, yanlışımı düzeltip teşekkür etmem gerekiyor. Haksız ise (garaz yoksa), itirazını değerlendirip ona yardım etmem ve göremediği bakış açısından bakmasını sağlamam gerekiyor.

Sonra hür olup olmadığıma bakıyorum. “Hakkın hatırı alidir” gerçeğine ne kadar hizmet ediyorum diyorum. “Hakta şiddetli sebat” edebiliyor muyum, yoksa bazı tesirlerle haksızlığa sessiz mi kalıyorum? Hür olsam bu çelişkiye düşmem diyorum. Üstadımızın; “Ben ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” dediği aklıma geliyor.

Başkalarının haklılıklarına sahip çıkıp çıkamadığıma bakıyorum. Haklı olanın yanında durabiliyor muyum, yoksa tarafgirlik yapıp vicdanımla çelişiyor muyum? İstişare ederek mi, hislerime kapılarak mı karar veriyorum? “Hem ihlâs ve hakperestlik ise, Müslümanların nereden ve kimden olursa olsun istifadelerine taraftar olmaktır” diyen Üstadıma sadakat gösterebiliyor muyum?

Biz bir problem(matematiksel) çözüleceği zaman, öncelikle sorulan sorunun anlaşılıp anlaşılmadığına bakarız. Çünkü anlamadığınız soruyu cevaplayamazsınız. Sonra problemin hipotezini, yani verilenlerini tanıyıp tanımadığını kontrol ederiz. Tanımadığınız bir konuda hüküm veremezsiniz. Eğer yukarıda sayılanlarda bir eksik yoksa problem bir dakikada çözülür.

Öyle ise anlamadan, dinlemeden, etrafı erbaasıyla araştırmadan dâhil olduğum bir meseleyi daha çok zorlaştırırım. Sui zan, gıybet ve dedikodulara sebep olurum. Zaten günahım çok, bir de angarya olarak katmerli günahlar kazanırım. Bu iş zor be ya.

Allah bizleri hattı müstakimde daim eylesin, ittihad ve tesanüdümüzü muhafa etsin, geleceğimizi geçmişimizden daha hayırlı kılsın İnşallah.