Müslüman Olan Güney Koreli Jay David Kim - 1: 

Afakın karabulutlarla kaplandığı, dünyanın ve Müslümanların büyük sıkıntılarla cedelleştiği şu günlerde güzel haberler de geliyor.

Bu seferki haberimiz Uzakdoğudan, Güney Kore’den… Geçtiğimiz aylarda Meşhur bir “Youtuber” olan Jay David Kim, Müslüman olduğunu ilân etti.

Güney Koreli bir Hıristiyan olan Jay David Kim, uzun araştırmalardan sonra Kelime-i Şehadet getirerek Müslüman olmuş ve David olan ismini de Davut olarak değiştirmiş. Beş vakit namazını kılmaya, orucunu tutmaya ve İslâmiyetin diğer gereklerini hassasiyetle yerine getirmeye başlamış. Müslüman oluş macerasını, öncesinde ve sonrasında yaşadıklarını anlatan Davut, kendisini en çok etkileyen ve Müslüman olmasına vesile olan şeylerden birinin Risale-i Nurlar ve kendisini Risale-i Nur’la tanıştıran bir aile olduğunu söylüyor.

Bediüzzaman’ın, “Eğer biz doğru İslâmiyet’i ve İslâmiyet’e lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek bundan sonra onlardan fevc fevc dâhil olacaklardır.” (Münâzarât) tesbitinin bir masadakı olan Jay Davut Kim gibi ihtida hadiselerinin artması hepimizi sevindiriyor. Fakat aynı zamanda bizlere “Doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluk ve istikameti gösterme vazifesi”ni de hatırlatıyor. Omuzlarımızdaki yükün ne kadar büyük ve önemli olduğunu ihtar ediyor.

Bir Youtube kanalının Jay Davud Kim ile İngilizce olarak yaptığı röportajı sizler için tercüme ettik ve yayına hazırladık. 

Yeni bir güne Müslüman olarak uyanmak nasıl bir duygu?

Çok mutluyum. Gerçekten çok mutluyum. Kore’de Müslümanlar için bazı sıkıntılar ve zorluklar var, fakat bunlara rağmen ben çok mutluyum. Çünkü Kore’deki pek çok Müslüman beni tebrik etti. YouTube’daki, Instagramdaki pek çok kişi Müslüman olduğumu duyduktan sonra tebriklerini iletti. Maşaallah. En mutlu edici şey Müslüman olmamdı. Çünkü gerçekten Müslüman olma durumuna çok hayran kalıyorum. Bu yüzden, şimdi, “Müslümanım, doğru yoldayım, Allah’a iman ediyorum” diyebildiğim için son derece gurur duyuyorum ve çok mutluyum.

Maşaallah. Bu harika bir şey. Eğer kabul edersen sana birkaç sorumuz var.

Tabiî ki...

Müslüman olduktan sonra pek çok mesaj aldınız, bunların arasında kötü yorumlar da var mıydı?

Elbette, İslâmofobi hâlâ devam ediyor ve bazı insanlar “IŞİD’e katılacak mısın?” ya da “Terörist olacak mısın?” gibi sorular soruyorlar, fakat onları ciddiye almıyorum. Negatif insanlar her zaman negatif düşünürler. Dolayısıyla onların ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyorum.

Koreli bir ailede büyüdünüz değil mi?

Evet, Koreli Katolik bir ailede.

O zamanlar İslâm’a karşı peşin hükümleriniz var mıydı?

Tabiî ki, tabiî ki vardı. Ben 8 yaşında iken 11 Eylül (2001) saldırısı gerçekleşmişti ve bu benim için büyük bir şoktu. Çünkü o zaman bütün TV programlarında, medya kanallarında, haberlerde 11 Eylül saldırısından bahsediliyordu. İslâm, teröristler, Usame bin Ladin hakkında konuşuluyordu. Bu yüzden, o zamanlar  “İslâm tehlikeli bir din. Bir elinde Kur’ân bir elinde kılıç” diye düşünüyordum. Pek çok insan Müslümanlar hakkında “Dinleri için saldırıda bulunabilirler” diye düşünüyordu. Bu yüzden ben de pek çok önyargıya sahiptim. Şimdi ise pek çok gerçek Müslümanla karşılaştım, medyada lanse edilen Müslümanlar gibi değil… Onlar bana İslâm hakkında pekçok pozitif şeyden ve gerçeklerden bahsettiler. Kur’ân’ın ve Peygamberimizin (asm) gerçek öğretisini anlattılar. Bu yüzden o zamanki düşüncelerimin birer önyargı olduğunu biliyorum. Şu anda gerçeğin ne olduğunun farkındayım.

Bu gerçekten çok iyi. Yani böyle zor bir durumun içindeyken...

Evet, doğru! Fakat çok şanslıyım, şanslıyım ki gerçek Müslümanları tanıma fırsatım oldu.

İslâm hakkında araştırma yaparken hangi kaynaklara başvurdunuz? Risale-i Nur Külliyatı’nı biliyorsunuz.

Evet, bu güzel bir soru. Başta Google’dan araştırma yapıyordum. Evet. Fakat bu güzel bir fikir değildi. Çünkü internette İslâm hakkında kafa karıştırıcı pekçok kötü şey var. Fikrimi değiştirdim “Belki gerçek Müslümanlarla tanışmalı ve onlara sormalıyım” dedim.

Ramazan ayında [Nur Talebesi] bir Müslüman aileyi görme imkânım oldu. Benim için bu bir ilkti. İftar sofrasında bir Müslüman aileyi görmek çok etkileyici ve çok güzeldi. “Oh Müslüman bir aile, gerçekten çok harikaydı.” Kalbime dokunmuştu… İşte o an Müslüman olmayı istediğim bir dönüm noktasıydı.

Bu arada Risale-i Nur Küllliyatı da bana yardımcı oldu. Arkadaşım bana bir kitap verdi. Bediüzzaman hakkındaydı. Teorilerinden ve fikirlerinden bahsetti ki gerçekten son derece ilgi çekiciydi. Eğer bir hakikat kalbime tesir etmez ise inanmayı istemem. Bu [Risalelerdeki tevhidî] hakikat kalbime dokundu. Bu yüzden İslâm’ı tercih ettim.

TERCÜME: ERHAN AKKAYA
[email protected]

-Devam Edecek-