Yasakçı Prof. Dr. Rennan Pekünlü'yü mahkum ettiren Avukat Mehmet Gün, Yeni Asya'nın sorularını cevaplandırdı.
*Bize kısaca kendinizi tanıtıp çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Aslen Ağrı'lı olup 1980 yılından beri İzmir'de yaşamaktayım. 2000 Yılından beri de Mazlumder çatısı altında insan hakları mücadelesi vermekteyim. 2002 yılından beri İzmir Barosu'na kayıtlı olarak izmir'de avukatlık yapmaktayım. 2006 yılından 2012 yılına kadar Mazlumder İzmir Şubesi yönetim kurulu üyeliği yaptım. Mazlumder olarak birçok hak ihlali konusnuda çalışmalar yaptık. Mazlumun ve zalimin kimliğini sormadan çalıştık. En son Soma Maden Kazası için Genel Merkezin görevlendirmesi ile rapor hazırlama çalışmasında yer aldım. Başörtülü öğrencilere karşı yapılan hak ihlallerinde elimizden geldikçe hukuki yardımda bulunmaya çalıştık. İşkence ve yargısız infaz konularında da İzmir Mazlumder davalar yürüttü. Mazlumder İzmir Şubesinin takip ettiği bir işkence davasında karakol görevlileri ceza alıp meslekten ihraç edilmişti. Hatta bu dava Birleşmiş Milletler raporlarında da yer almıştı.
*Rennan Pekünlü davasında FNG'nin avukatı olma süreciniz nasıl oldu, olaydan ne şekilde haberdar oldunuz?
F. kendisi bize başvurdu. Önce başka bir avukat arkadaşa gidiyor ancak bu arkadaş ilgilenmeye cesaret edemiyor. Sonra başörtülü bir bayan avukat arkadaşa gidiyorlar o bayan arkadaş "Ben daha kendi başörtümü savunamıyorum size nasıl sahip çıkacağım" diyerek bizim ve Mazlumder'in ismini veriyor. Böylece F.bize başvurdu.
*Pekünlü tam olarak hangi suçlardan yargılandı ve ceza aldı?
SUÇLAR:
1- Eğitim Öğretim Hakkının Engellenmesi. (T.C.K.m.112-a,b.)
2- Özel Hayatın Gizliliğini İhlal. (T.C.K 134/1.m.)
3- Kamu görevinin sağladığı yetkiyi kötüye kullanarak Hürriyeti tahdit. (T.C.K 109.m.)
4-Kişinin huzurunu bozma. (T.C.K. 123.m.)
5- Ayrımcılık yasağını ihlal. (T.C.K. 122/a.m.)
6- Manevi İşkence. (T.C.K.94.m.)
7-Yukarıda sayılan suçlar için ortak madde: Yukarda bahsi geçen suçların Kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi. (T.C.K.119-e)
Bizim iddia ettiğimiz suçlamalar yukarıda anlattığım gibiydi. Ancak Danıştay sadece 112. maddeden yargılanmasına müsaade etti. Aslında hoca ucuz kurtuldu.
*Dava toplamda ne kadar sürdü ve o süreçte neler yaşadınız?
07/04/2011 yılında savcılığa başvurduk. Dosya 03/06/2013 yılında Yargıtay'dan dönerek kesinleşti. Öncelikle hoca ile görüşmek ve tutanak için okula gittik. Hoca bizimle görüşmeyince sorunun uzlaşarak hallomayacağını anlayınca F'den vekaletname istedik. Böylece hukuki süreç işlemeye başladı. Duruşmalar sırasında biz üç avukat ve F. ile iki üç arkadaşı olarak hazır bulunduk. Ancak karşı taraf hep miting yaparcasına kalabalık geldi. (30-40 kişi ) Ve süreci siyasi bir mecraya çekmek istedi. Yapılanları inkâr etti. CHP milletveklleri bile bazen gelip durşmaları izleyip karşı tarafa destek verdiler. Ancak bize kendimizden emin ve haklılığımızın bilincinde olarak bunlardan etkilenmedik. Davanın bu şekilde sonuçlanması adaletin tecellisidir. Keşke bunlar hiç yaşanmasa, karşı taraf insan haklarını kabul etse. Barış içinde kendisi gibi olmayan insanlarla birlikte yaşamayı kabul etse. Hâlâ tek parti diktatörlüğünü sürdürme özlemi içinde olmasa. Artık 28 Şubat darbesinin bittiğini kabul etse. Bu kin ve nefret daha çok onlara zarar vermekte. Çünkü birlikte barış içinde yaşamayı kabullenemedikleri için bu onları travma yaşamaya sevk etmektedir.
Bu zihniyet sadece dindarlara değil, kendisi gibi olmayan diğer tüm kesimlere tahhammülsüz. Örneğin açılım sürecine de karşılar. Hıristiyanların inanç özgürlüğünü genişleten yasalara da karşılar. Kemalist olmayan herkese karşılar. vs.
*Bugün itibariyle son durum nedir ve R. Pekünlü toplamda ne kadar hapiste kalacak?
Rennan bey 2 yıl 1 ay ceza aldı. Ancak infaz yasası gereği sadece 4 ay 10 gün hapiste yatacak. Bu cezaevi de Foça Açık Cezaevi'dir. Bir çiftlik gibidir. Evine ve ailesine yakındır.
*28 Şubat davaları da dahil olmak üzere bu mahkumiyet Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Dava avukatı olarak ne hissediyorsunuz?
Ak Parti iktidarı döneminde darbeye teşebbüs edenler cezaevine girdi, yargılandı ancak 28 Şubat darbesini yapanlar doğru düzgün yargılanamadı, açılan davalar da cılızdır ve sonuç çıkacağa benzemiyor. Bu durum bizi üzmektedir. Ancak bizim bu takip ettiğimiz dava 28 Şubat zihniyetini vurulmuş bir tokattır. Kendini bu ülkenin sahibi ve dokunulmaz gören kesimlere de bir ders mahiyeti taşımaktadır. Bizim davamız başörtüsü takan kızlara da cesaret vermiştir. Hak arama bilinci açısından önemlidir.
*Son olarak bu karar, başörtüsü nedeniyle eğitim hakkı mağduriyeti yaşayan diğer hanımlara emsal teşkil eder mi? Mağdurlar geçmişe dönük yeni davalar açılabilirler mi?
5237. sayılı TÜRK CEZA KANUNU 66/1-e maddesi gereği geriye doğru 8 yıl içinde gerçekleşmiş tüm fiiller için suç duyurusunda bulunulabilir.
Bu karar yargıtayca onanmıştır. Dolayısıyla yerel mahkemeleri bağlar ve emsal teşkil eder. Ayrıca anayasa mahkemesi de bu kararın hukuka uygun olduğunu kabul etmiştir. Şimdilik bunları söyleyebilirim.
Röportaj:
Ekrem Özden
[email protected]
EkremOzden86