Şualar - page 412

Evet, Sevgili Üstadım!
Biz Allah’tan, kur’ân’dan, Habib-i zîşandan ve risa-
le-i nur’dan ve kur’ân dellâlı siz sevgili üstadımızdan
ebediyen razıyız ve intisabımızdan hiçbir cihetle pişman-
lığımız yok. Hem, kalbimizde, zerre kadar kötülük etmek
için niyet yok. Biz, ancak Allah’ı ve rızasını istiyoruz.
gün geçtikçe, rızası içinde Cenab-ı Hakka vuslat iştiyak-
larını kalbimizde teksif ediyoruz. Bilâistisna bize fenalık
edenleri Cenab-ı Hakka terk etmekle affetmek ve bilakis
bize zulmeden o zalimler de dahil olduğu hâlde herkese
iyilik etmek, risale-i nur talebelerinin kalblerine yerle-
şen bir şiar-ı İslâm olduğunu, biz istemeyerek ilân eden
Hazret-i Allah’a hadsiz, hudutsuz şükürler ediyoruz.
Çok kusurlu talebeniz
Hüsrev
@
bilâistisna:
istisnasız, ayırt etmek-
sizin.
bilakis:
aksine, tersine, tam tersi.
cihet:
yön, sebep, vesile.
dellâl:
ilân edici; hakka davet eden.
ebedî:
sonu olmayan, daimî, sü-
rekli.
Habib-i Zîşan:
şanlı sevgili, Pey-
gamberimiz.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hudutsuz:
sınırsız.
intisap:
mensup olma, bağ-
lanma, girme.
iştiyak:
aşırı isteme, çok fazla
arzu etme.
kusur:
eksiklik, noksan.
niyet:
bir işi yapmayı önceden
düşünme.
razı:
rıza gösteren, kabul eden,
hoşnut olan.
şiar-ı İslâm:
İslâmın belirtileri,
izleri.
şükür:
nimet ve iyiliğin sahibini
tanıma ve ona karşı minnet
duyma.
talebe:
talep eden, öğrenci.
teksif:
yoğunlaştırma, sıkılaş-
tırma, sıkıştırma.
vuslat:
bir şeye ulaşma, ka-
vuşma, birleşme, erişme.
zalim:
zulmeden, acımasız ve
haksız davranan.
zerre:
maddenin en küçük
parçası, molekül, atom.
zulüm:
haksızlık.
MEYVE RİSALESİ
| 412 |
o
n
B
irinci
Ş
ua
Şualar
1...,402,403,404,405,406,407,408,409,410,411 413,414,415,416,417,418,419,420,421,422,...1581
Powered by FlippingBook