Sözler - page 1254

Okunan Türkçe veya Arabca bir risalenin izahı, başka
bir risalede varsa, onu getirip okuyor.
Risale-i Nur
’daki
gayet ince nükteleri derk eden basiretli âlimler de der ki:
Bir âlimin yüksek bir ilmi olabilir, fakat
Risale-i Nur
’u ce-
maate okurken tafsilâta girişip eski malûmatlarıyla açık-
larsa, bu izahatı,
Risale-i Nur
’un beyan ettiği asrımızın
fehmine uygun ve ihtiyacına tam cevap veren hakikatle-
rin anlaşılmasında ve tesiratında ve
Risale-i Nur
’un ma-
hiyetinin derkinde bir perde olabilir. Bunun için, bazı lü-
gatlerin manalarını söyleyerek aynen okumak daha mü-
essir ve daha efdaldir.
İstanbul Üniversitesindeki kardeşlerimiz de böyle oku-
yorlar. Biz de hulâsaten deriz ki:
Risale-i Nur
, gayet fasih
ve vecizdir. Sözün kıymeti icazındadır, kısalığındadır. Bir
mesele-i imaniye ve Kur’âniye umuma ders verilirken,
mücmel olarak tedrisinde daha fazla istifaza ve istifade
vardır.
Ey Üstadımız Efendimiz,
Umum kadirşinas insanlar
Risale-i Nur
’u ve sizi ebedi-
yen tebcil ve tekrim edeceklerdir. Tahkikî iman dersleriy-
le imanımızı kurtaran cihanbaha ve cihandeğer bir kıy-
mette olan
Risale-i Nur
’u bütün ruhucanımızla, bütün
mevcudiyetimizle seviyor ve tekrim ediyoruz. Bu aşk ve
bu muhabbet, bu tazim ve bu hürmet, nesilden nesile,
asırdan asıra, devirden devire intikal edecektir.
Evet,
Risale-i Nur
’daki hakaik-ı Kur’âniye öyle bir
kuvvettir ki, bu kudret karşısında küfr-i mutlakın ve din-
sizliğin temelleri tarümar olacak, inhidam çukurlarına
âlim:
bilgin.
asır:
yüzyıl.
aşk:
şiddetli sevgi.
aynen:
aynı şekilde.
basiret:
ince görüş ve seziş.
beyan:
anlatma.
cemaat:
topluluk.
cevap:
karşılık.
cihanbaha:
cihan değerinde.
cihandeğer:
cihan kıymetinde.
derk:
anlama, kavrama.
devir:
dönem.
ebediyen:
ebedî olarak.
efdal:
daha faziletli.
fasih:
açık, güzel ve anlaşılır.
fehim:
anlayış
gayet:
son derece.
hakaik-ı Kur’âniye:
Kur’ân ait
olan ve ondan gelen gerçekler.
hakikat:
gerçek.
hulâsaten:
hulâsa olarak, kısaca.
hürmet:
ihtiram.
icaz:
az sözle çok şey ifade etme.
ihtiyaç:
muhtaç oluş.
ilim:
bilgi.
iman:
inanç, itikat.
inhidam:
çökme, yıkılma.
intikal:
naklolunma, geçme.
istifade:
faydalanma.
istifaza:
feyizlenme.
izah:
açıklama.
izahat:
açıklamalar.
kadirşinas:
değer bilir, iyilik
bilir.
kudret:
güç, kuvvet.
kuvvet:
kudret.
küfr-i mutlak:
mutlak dinsiz-
lik.
kıymet:
değer.
lügat:
sözlük.
mahiyet:
nitelik.
malûmat:
bilgiler.
mana:
anlam.
mesele-i
imaniye
ve
Kur’âniye:
imanî ve Kur’ânî
meseleler.
mevcudiyet:
varlık.
muhabbet:
ülfet, sevgi.
mücmel:
öz olarak anlatılmış.
müessir:
tesirli.
nesil:
kuşak
nükte:
ince mana.
risale:
belli bir konuda yazıl-
mış küçük kitap.
Risale-i Nur:
Bediüzzaman
Said Nursî’nin eserlerinin adı.
ruh u can:
ruhu ve canı ile.
tafsilât:
ayrıntılar.
tahkikî iman:
imana dair bü-
tün meseleleri inceden ince-
ye araştırarak meydana ge-
len sağlam iman.
tarümar:
karma karışık.
tazim:
ululama, saygı.
tebcil:
yüceltme, saygı gös-
terme.
tedris:
okutma.
tekrim:
hürmet, saygı göster-
me.
tesirat:
etkiler, tesirler.
umum:
bütün, herkes.
veciz:
kısa ve özlü söz.
K
ONFERANS
| 1254 | SÖZLER
1...,1244,1245,1246,1247,1248,1249,1250,1251,1252,1253 1255,1256,1257,1258,1259,1260,1261,1262,1263,1264,...1482
Powered by FlippingBook