sırrını gayet güzel bir temsil ile tefsir ediyor. O
tefsir herkesi ikna ediyor.
Altıncı Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
46
o
ºo
¡ n
d s
¿n
Ép
H r
ºo
¡ n
dGn
ƒr
en
Gn
h r
ºo
¡n
°ùo
Ør
fn
G n
Ú/
æp
erD
ƒo
Ÿr
G n
øp
e i'
ôn
àr
°TG %Gs
¿
p
G
(1)
n
ás
æ`n
÷r
G
ayetinin mealinde ve nefis ve malını Ce-
nab-ı Hakka satmak hakkındaki ayetlerin gayet
mühim bir sırrını tefsir etmekle beraber, nefis ve
malını Cenab-ı Hakka satanların beş derece kâr
içinde kâr ve satmayanların beş derece hasaret
içinde hasaret kazandıklarını gayet mukni bir
temsil ile tefsir ediyor, hakikate karşı mühim bir
kapı açıyor.
Yedinci Söz
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
53
n
Ón
a w
?n
M $G n
ór
Yn
h s
¿p
G
(2)
@ p
ôp
N'
’r
G p
?r
ƒn
« r
dGn
h $Ép
H n
¿ƒo
æp
erD
ƒo
j
(3)
o
Qho
ôn
¨r
dG $Ép
H r
ºo
µ`s
fs
ôo
¨n
j n
’n
h Én
«r
ft
ódG o
Iƒn
«n
?r
G o
ºo
µ`s
fs
ôo
¨n
J
ayetinin mealinde ve İman-ı billâh ve’l-yevmilahir
ve hayat-ı dünyeviye hakkındaki ayetlerin mühim
bir sırrını gayet makul bir temsil ile tefsir etmekle
beraber, ehl-i gaflet hakkında dünyanın ne kadar
dehşetli ve mevt ve ecel ne kadar müthiş ve acz
ve fakr ne kadar elîm olduğunu; ve ehl-i hidayet
hakkında hayat-ı dünyeviyenin iç yüzü ne kadar
güzel ve kabir ve ecel ve acz ve fakr nasıl birer ve-
sile-i saadet bulunduğunu gayet kat’î bir tarz ile
ispat eder, saadet-i dâreyne giden yolu gösterir.
hakikat:
gerçek.
hasaret:
pek çok zarar, hüsran.
hayat-ı dünyeviye:
dünyaya ait
olan hayat.
ikna:
inandırma.
iman-ı billâh velyevmilahir:
Al-
lah’a ve ahiret gününe iman.
makul:
akla yakın, akla uygun.
meal:
anlam, mana, kavram.
mevt:
ölüm, vefat.
mukni:
inandırıcı.
mühim:
önemli.
müthiş:
dehşet veren, korkunç.
nefis:
hayat, ruh, can; arzular;
kendi, şahıs.
sır:
giz; dikkat, insanın aklının eri-
şemediği İlâhî hikmet.
tefsir:
açıklama.
temsil:
örnek; benzetme; öğüt
için anlatılan küçük hikâye.
acz:
zayıflık, güçsüzlük.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
dehşetli:
korku veya ürküntü
veren
derece:
basamak.
dünya:
içinde yaşadığımız
âlem.
ecel:
Allah tarafından takdir
edilen ölüm vakti.
ehl-i gaflet:
dünyaya daldı-
ğından dolayı ahiretin farkın-
da olmayan.
ehl-i hidayet:
doğru yolda
olanlar.
elîm:
çok acı verici, acıklı.
fakr:
fakirlik, yoksulluk.
gayet:
son derece.
1.
Allah mü’minlerden canlarını ve mallarını, karşılığında onlara cennet vermek suretiyle sa-
tın almıştır. (Tevbe Suresi: 111.)
2.
Onlar Allah’a ve ahiret gününe iman ederler. (Âl-i İmran Suresi: 114.)
3.
Allah’ın vaadi şüphesiz haktır; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Al-
lah’ın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sürüklemesin. (Fâtır Suresi:
5.)
SÖZLER | 1259 |
F
İHRİST