Evet, yirmi senedir devam eden şu mevsim-i şita, inşa-
allahu teala nihayet bulmuş ola. Dünyaya yeni ve feyizli
bir fasl-ı nev bahar gele ve alemin yüzü nur ile güle.
Risale-i Nur Kur’ân-ı Mu’cizülbeyan’ın taht-ı tasarru-
funda olduğundan, ona uzanan, ilişmek isteyen her el kı-
rılır ve her dil kurur.
Umum Nur Şakirtleri namına
Halil ‹brahim
Medresetüzzehra’nın erkânları namına bizde iştirak edi-
yoruz.
Osman, Rüştü, Re’fet, Hüsrev,
Said, Hilmi, Muhammed,
Halil ‹brahim, Mehmed Nuri
®
SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ | 427 |
G
ÜZEL
M
EKTUPLAR
âlem:
dünya, cihan; bütün ya-
ratılmışlar
erkân:
reisler, ileri gelenler.
fasl-ı nevbahar:
ilkbahar faslı,
ilk bahar.
feyiz:
bolluk, bereket, ihsan,
bağış
inşaallah u teala:
‘Allah ister-
se, dilerse, Cenab-ı Hak izin ve-
rirse’ anlamında dua
iştirak:
katılma, ortak olma
Kur’ân-ı Mucizül Beyan:
açık-
lamalarıyla akılları benzerlerini
yapmaktan aciz bırakan
Kur’an
Medresetüzzehra:
Bediüzza-
man’ın doğuda (Van) yapılma-
sını idarecilere teklif ettiği, fen
ilimleriyle din ilimlerinin birlik-
te okutulmasını düşündüğü
üniversitenin işlevini yerine
getiren Risale-i Nur hizmeti.
mevsim-i şita:
kış mevsimi,
kış devresi, zamanı.
nam:
ad
nihayet:
son
nur:
aydınlık, parıltı, ışık
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
şakirt:
talebe, öğrenci
taht-ı tasarruf:
idare altında.
umum:
bütün