hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem
bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı ta-
savvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı ilm-i ke-
lam, hem bir kitab-ı ilm-i ilahiyyat, hem bir kitab-ı teş-
vik-i sanat, hem bir kitab-ı belâgat, hem bir kitab-ı isbat-ı
vahdaniyet, muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskattır.
Risale-i Nur
eczaları, bir sema-i maneviyenin gü-
neşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasıl ki zahiren, perde-i es-
bap olan güneşten, kamerden ve kevkeb-i münirden bü-
tün kainat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşvüne-
ma ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur’da Kur’ân-ı Mu’ci-
zülbeyan’dan alıp saçtığı şualarla bütün aleme, hayat; ve
ademe, kamil insan; ve kulube, neş’e-i iman; ve ukule,
yakin bir itminan; ve efkara, inkişaf-ı iman, ve nüfusa,
teslim-i rıza ve candır. O sema-i maneviyeyi bazan ve za-
hiren bihasbilhikmet afaki bir bulut kütlesi kaplar. O ce-
lalli semadan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder
ki, tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar alemde
gerçi muztarip olurlar, fakat ta o sıkılmaktan üzerlerinde-
ki kışırları çatlar ve yırtılır; o anda bulutlar da ufuklara çe-
kilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbani
ve bir inkişaf-ı feyezani ve bir rahmet-i nuranidir ki, ev-
velceki bir habbe, bir çekirdek yeniden taze bir hayata iş-
tiyakla ve neş'e-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini
alır ve
(1)
m
äÉn
æ°n
ùn
M r
ºp
¡p
JÉn
Äu
«°n
S *G o
?u
ón
Ño
j
sırrına mazhar olurlar.
afakî:
dışa dönük
baran-ı feyz-i rahmet:
Cenab-ı
Hakk’ın rahmet feyzinin yağmuru
celâl:
sonsuz büyüklük, haşmet,
ululuk, yücelik
efkâr:
düşünceler, fikirler, görüş-
ler.
imtihan-ı Rabbanî:
İlâhî eğitici ve
öğretici sınav
inkişaf-ı feyezanî:
feyizli gelişme,
ilerleme
inkişaf-ı iman:
imanın artması.
iştiyak:
aşırı isteme, çok fazla ar-
zu etme
itminan:
inanma, güvenme, gönül
rahatlığı içinde tereddütsüz kabul
etme
kâinat:
evren; yaratılmış olan şey-
lerin tamamı, bütün âlemler
kâmil:
olgun, noksansız, mükem-
mel
kevkeb-i münir:
parlak yıldız.
kışır:
kabuk, dış taraf
kitab-ı belagat:
edebiyat kitabı.
kitab-ı emir:
emir kitabı, emirleri
içine alan kitap.
kitab-ı fikir:
fikir kitabı, insanı dü-
şünce ve tefekküre yönelten ki-
tap.
kitab-ı hakikat:
gerçekleri anla-
tan kıtap
kitab-ı ilm-i ilahiyyat:
ilahiyat ki-
tabı.
kitab-ı ilm-i kelam:
kelam ilmine
ait kitap
kitab-ı ilzam ve iskat:
iddiayı is-
pat ederek karşısındakini sustur-
ma kitabı.
kitab-ı ispat-ı vahdaniyet:
Al-
lah'ın varlığını, birliğini ispat etme
kitabı.
kitab-ı mantık:
mantık kitabı
kitab-ı tasavvuf:
tasavvuf kitabı
kitab-ı teşvik-i sanat:
bilim ve sa-
natı teşvik eden kitap.
kitab-ı zikir:
zikir kitabı.
kulûb:
kalpler, gönüller.
Kur’ân-ı Mucizül Beyan:
açıkla-
malarıyla akılları benzerlerini yap-
maktan aciz bırakan Kur’an
mazhar:
nail olma, şereflenme
meyvedar:
meyveli, yemişli
muarız:
muhalefet eden, karşı çı-
kan, muhalif.
muzdarip:
ıztırap çeken, sıkıntılı
olan
müstait:
kabiliyetli; bir tarafa
meyli olan
neşe-i iman:
imanın verdiği
neşe, sevinç
neşe-i inkişaf:
gelişme ve keş-
fetme sevinci
neşvünemâ:
yayılıp genişle-
me, büyüyüp gelişme
perde-i esbap:
sebepler per-
desi.
rahmet-i nuranî:
nurlu rah-
met.
sehap:
bulut
sema:
gökyüzü, gök
sema-yı maneviye:
manevî
gökler.
sır:
gizli hakikat
suret:
biçim, tarz, görünüş
şua:
ışın, bir ışık kaynağından
uzanan ışık telleri
takattur:
damlama, damla
damla akma.
tenevvür:
nurlanma, parlama,
aydınlanma
teslim-i cân:
canın teslimi, öl-
me.
teslim-i rıza:
kendi rızasıyla
teslim olma.
tezeyyün:
ziynetlenme, süs-
lenme.
ukul:
akıllar, zihinler, uslar.
yakîn:
kesin bilme, şüpheden
sıyrılarak son derece doğru ve
kuvvetli bilme
zahiren:
görünüşte
1.
Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. (Furkan Suresi: 70.)
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 426 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ