Mektubat - page 849

Mektubat | 849 |
f
iHriSTe
-
i
m
ekTuBaT
İkinci Mebhas
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
535-537
Bir insanda, vazife ve ubudiyet ve zat itibarıyla üç
şahsiyet bulunduğunu ve o şahsiyetlerin ahlâkı ve
âsârı bazen birbirine muhalif olduğunu beyan eder.
Üçüncü Mebhas
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
538-548
Ék
Hƒo
©o
°T r
ºo
c
Én
æ`r
?n
©n
Ln
h »'
ã`r
fo
Gn
h m
ôn
cn
P r
øp
e r
ºo
cÉn
æ`r
?n
?n
N És
fp
G ¢o
SÉs
ædG Én
¡ t
`jn
G BÉ n
j
(1)
Gƒo
an
QÉn
©n
à p
d n
?p
FBÉ n
Ñn
bn
h
ayetinin, hayat-ı içtimaiye-i beşeriye-
nin münasebatına dair gayet mühim bir sırrını ve
insanlar millet millet ve kabile kabile yaratılmasının
mühim bir hikmetini “Yedi Mesele” ile tefsir ediyor.
Bu mebhas, milliyetçilere mühim bir tiryaktır. Bu za-
manın en müthiş marazına gayet nafi bir ilâçtır. Ve
sahtekâr hamiyetfüruşların ve yalancı milliyetperver-
lerin yüzlerindeki perdeyi açar, sahtekârlıklarını
gösterir.
Dördüncü Mebhas
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
549-577
Altı sualin cevabında “on Mesele”dir.
Birincisi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
549
“rabbülâlemîn” kelimesinin tefsirinde on sekiz
bin âlem dediklerinin hikmeti münasebetiyle, birkaç
nükte-i kur’âniye beyan edilir.
İkinci Mesele
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
552
“Allah’ı bilmek, varlığını bilmenin gayrıdır!” Muh-
yiddin-i Arabî, Fahreddin-i râzî’ye demiş. ondan
murat nedir? Cevabında gayet mühim bir mesele-i
marifetullah beyan edilmiştir.
milliyetperver:
milliyetini seven.
muhalif:
karşıt, zıt.
murat:
maksat, meram, ulaşıl-
mak istenen şey.
mühim:
önemli.
münasebat:
ilgiler, yakınlıklar,
uygunluklar.
münasebet:
uygunluk, ilgi.
nafi:
faydalı.
nükte-i kur’âniye:
Kur’ân-ı Ke-
rîm’deki çok ince ve zarif mana.
Rabbülâlemîn:
bütün âlemleri
idare ve terbiye eden Allah.
sahtekâr:
sahte iş yapan, hilekâr,
kalpazan.
sual:
soru.
şahsiyet:
kişilik, kişi özelliği.
tefsir:
açıklama.
tiryak:
ilâç.
ubudiyet:
kulluk.
vazife:
görev.
zat:
şahıs; kişilik.
1.
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız
ve aranızdaki münasebetleri bilesiniz diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. (Hucurat Su-
resi: 13.)
ahlâk:
huylar, tabiatlar.
âlem:
varlık sınıflarından her
biri.
asar:
eserler.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
beyan:
açıklama, açık söyle-
me.
dair:
ilgili.
gayet:
son derece.
gayr:
başka
hamiyetfüruş:
gayretkeş, ha-
miyetli görünmeye çalışan,
hamiyet iddiasında olan.
hayat-ı içtimaiye-i beşeriye:
insanlara ait olan sosyal ha-
yat.
hikmet:
herkesin bilmediği
gizli sebep; gizli, bilinmeyen
nokta; kâinattaki ve yaratılış-
taki İlâhî gaye.
kabile kabile:
tür tür.
kabile:
aynı soydan gelen ve
birlikte yaşayan insan toplu-
luğu, boy, aşiret.
maraz:
hastalık.
mebhas:
bir bahisle ilgili yazı,
kısım, bölüm.
mesele-i marifetullah:
Allah’ı
bilme meselesi.
1...,839,840,841,842,843,844,845,846,847,848 850,851,852,853,854,855,856,857,858,859,...1086
Powered by FlippingBook