BİrİNCİ emare:
(1)
o
?o
Qr
ón
b s
?n
L …/
òs
dG p
ºr
°Sp
’r
G n
? p
eÉn
MÉn
«n
a
fıkrası, hem makam,
hem mana, hem cifir ve ebcet hesabıyla, bu nida-i umu-
mî-i Alevîde hususî bir tarzda bu zamana ve risale-i nur’a
ve risale-i nur’un müellifine bakıyor.
Çünkü
o
?o
Qr
ón
b s
?n
L …/
òs
dG p
ºr
°Sp
’r
G n
? p
eÉn
MÉn
«n
a
cifir ve ebcet he-
sabıyla bin üç yüz elli üç senesi zamanını tam gösterdiği;
ve o zamanda da risale-i nur ve şakirtlerinin en korkulu
bir zamanıdır ki, altı satırda yedi defa
¢n
ûr
în
J n
’
kelimeleri-
ni tekrar ediyor,
p
ºr
°Sp
’r
G n
? p
eÉn
MÉn
«n
a
fıkrasındaki
p
ºr
°Sp
’r
G n
? p
eÉn
M
Molla said (
rA
),
p
ºr
°Sp
’r
G n
? p
eÉn
MÉn
«n
a
Molla kürd ve
Molla said Bedî (
rA
) yalnız üç farkla tevafuk sırrıyla gös-
teriyor ve bu isim sahibi bu hitapta hususî murat olduğu-
na işaret ediyor. Ve manasıyla da, “ey bin üç yüz elli üç
senesinin tarihinde bu İsm-i Azamın hamili, yani İsm-i
Azamı kendine muhafız ittihaz eden şahıs” demekle, o
umumî hitapta böyle hususî bize bakıyor. Çünkü,
lillâhil-
hamd
, bin üç yüz elli üç tarihinde, her yirmi dört saatte
yüz yetmiş bir defa
o
?o
Qr
ón
b s
?n
L…/
òs
dG o
ºr
°Sp
’r
Gn
olan İsm-i Azamı
okuyorum ve kendimi onunla muhafazaya çalışıyorum.
evet, kaside-i
Ercûziye
’sinde
Sekîne
tabir ettiği İsm-i
Azam ve
Celcelûtiye
’sinde süryanî ve Arabî olarak yine
Lem’aLar | 591 |
Y
irmi
S
ekizinci
l
em
’
a
nida-i umumî-i alevî:
Hz. Ali’nin
herkese seslenişi.
Sekîne:
içerisinde on dokuz harfli
on dokuz ayet bulunan çok mü-
him, sükûnet ve emniyet veren
bir dua.
Süryanî:
Samî ırkından bir Hristi-
yan topluluğu.
şahıs:
kişi.
tabir:
ifade.
tarz:
biçim, suret.
tevafuk:
uygun gelme.
umumî:
herkesle alâkalı, genel.
arabî:
Arabcaya ait.
Celcelûtiye:
ebcet cifir hesa-
bıyla alâkalı Hz. Ali tarafından
telif edilen Süryanîce bir ka-
side.
cifir:
harflere verilen sayı kıy-
meti ile ibarelerden tarih veya
isme dair işaretler çıkarmak
ilmi.
ebcet:
Arab alfabesinde yirmi
sekiz harfe değer vererek tarih
ve hâdiseleri kaydetme ilmi.
emare:
alâmet, belirti.
fıkra:
bend, fasıl.
hamil:
taşıyan.
hitap:
bir topluluğa karşı söz
söyleme.
hususî:
özel.
İsm-i azam:
Cenab-ı Hakkın
bin bir isminden en büyük ve
manaca diğer isimleri kuşat-
mış olanı.
işaret:
gösterme, dolaylı bil-
dirme.
ittihaz:
edinme.
kaside-i ercûziye:
Hz. Ali ta-
rafından yazılan ve istikbalden
haber veren meşhur kaside.
lillâhilhamd:
Allah’a hamd ol-
sun ki...
makam:
mevki.
mana:
anlam.
muhafaza:
koruma.
muhafız:
koruyucu.
murat:
maksat, meram.
müellif:
telif eden, yazar.
1.
Ey ismiyle müsemma kadri yüce zat!