nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve
cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennetü’l-
Firdevste mes’ut kıl. Âmin, âmin” kelimat-ı niyazi-
yeleriyle ihtitam eden şu Münacat, ehl-i imanın lâzı-
me-i gayr-i müfarıkı olmaya çok lâyık olduğu aşikâr
olmasından, ziyade izaha lüzum görülmedi…
M. Sabri
(Rahmetullâhi Aleyh)
®
Lem’aLar | 1121 |
f
iHriST
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle!
aşikâr:
açık, belli.
Cennetü’l-Firdevs:
altıncı cen-
net tabakası.
ehl-i iman:
iman edenler, Al-
lah’a inananlar.
ihtitam etmek:
sona ermek,
bitmek.
izah:
açıklama, anlatma.
kelimat-ı niyaziye:
dua keli-
meleri.
lâzıme-i gayr-i müfarık:
ay-
rılması mümkün olmayacak
kadar gerekli olan.
mes’ut:
mutlu, saadetli.
muhafaza eylemek:
koru-
mak.
münacat:
dua, yakarış.
ziyade:
fazla, çok, meydanda.