Lem’aLar | 1129 |
ş
aHıSB
ilgileri
mezarı tahrip edilene kadar ziyaretgah olarak kullanıldı. Vefatından sonra Şia iki büyük kola ayrıldı.
Oğullarından İsmail adına müsteniden "İsmailiye" ve Musa Kazım'ı imam olarak kabul eden
"İsnaaşeriyye". Ayrıca Caferiler de kendilerini ona dayandırırlar.
CeLÂLeDDİN HarZemŞaH (?-1231):
Harzemşahlar devletinin son hükümdarıdır (1220-1231). Asıl adı
Megübirti'dir. Celâleddin, devrin geleneklerine uyularak ona verilen lakaptır. Moğolların 1220 de Harizm'i
işgal etmelerinden ve Sultan Alâaddin Muhammed'in ölümünden sonra tahta geçen Celâleddin, Türk
devletlerinin devamlılık ve bütünlük arz ettiğine inanıyor ve kendisini Büyük Selçukluların mirasçısı
olarak kabul ediyordu. Türk-İslâm tarihinin en cesur hükümdarlarından biri olan Celâleddin Harzemşah
Moğollara karşı mücadelesiyle büyük şöhrete kavuştu ve İslâmiyeti savunan bir kahraman olarak tarihe
geçti. Moğolları bir çok kez mağlûp eden Celâleddin Harzemşah vefat ettiğinde halk, onun ölümüne
inanamamış, hakkında efsaneler yayılmıştı. Bu yüzden, ölümünden yıllarca sonra bile Moğallar endişe
duymuşlardı.
CeNGİZ (1155-1227):
Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Asıl adı Timuçin'dir.
Tarihin kaydettiği en zalim hükümdar ve kan dökücülerden biridir. Ünlü tarihçi İbnü'l-Esir, onun
yaptıkları için, "Keşke annem beni doğurmasaydı da tüyler ürpertici zulüm ve katliamları
görmeseydim" ifadelerine yer verir. Risale-i Nur'da kendisinden, ayet ve hadislerin işaretiyle "deccal"
olarak söz edilip, Müslümanlar arasında hükmedecek üç deccalden biri olarak tarif edilmektedir. Kan
üzerine kurduğu büyük imparatorluğu, ölümünden hemen sonra parçalandı. Timuçin, 1155 yılında
Sibirya bölgesindeki Onon Nehri kıyısında bulunan Deliün Boldok'da doğdu. Babası Yesügay Bahadır,
annesi Houlen Ece'dir. Henüz on iki yaşında iken babasını kaybetti. Bundan sonra uzun süren sıkıntılı
olayları arka arkaya yaşadı. Önce babasına tabi olan kabileler tarafından terk edildiler. Diğer taraftan
baskılara maruz kaldılar. Nişanlısı esir alınarak Ong Han'a hediye edildi. Aile balıkçılık ve avcılık yaparak
geçimini sağladı. On üçüncü asrın başından itibaren toparlanan ve etrafına önemli kuvvetler toplayan
Timuçin, düşmanları ile yaptığı savaşları kazanmaya ve giderek güçlenmeye başladı. Karakurum'da ilk
Moğol devletini kurdu (1205). Cahil ve vahşi Moğol ve Tatarlardan, işi gücü yağmacılık olan büyük bir
ordu meydana getirdi. Moğolistan'ın etrafındaki ülkelere saldırmaya başladı. 1206 yılında; cihan
hükümdarı, güçlü, mükemmel savaşçı anlamına gelen "Cengiz" unvanını aldı ve kağan ilan edildi. Tüm
bozkır kavimlerini egemenliği altında topladı. Topraklarını genişleterek Müslümanların yaşadığı alanlara
saldırmaya başladı.
Cengiz, çok geniş bir alanı işgal ve yağmaladıktan sonra 1225 yılında Moğolistan'daki karargâhına
döndü. Hastalanınca oğullarını toplayarak vasiyette bulundu. Bu vasiyete göre; kendisinden sonra
Ögedey kağan olacak, Çağatay yasa işlerinden sorumlu olacak, Tuluy'da ordu kumandanlığını yapacaktı.
1227 yılında öldü ve Moğolistan'ın kuzeydoğusundaki Burhan Haldun denilen yere gömüldü.
- Ç -
ÇaPraZZaDe aBDULLaH eFeNDİ:
Bediüzzaman Hazretlerinin Barlalı talebelerinden olan Abdullah
Efendi, 1884'de doğdu, 1947'de Hicaz'da Hakkın rahmetine kavuştu. 1943 yılında Bediüzzaman Hazretleri
Kastamonu'dan Ankara'ya, oradan da Isparta'ya getirilirken, aynı trende Abdullah Efendi de
bulunuyordu. Trende sırf Bediüzzaman Hazretleri ile görüştüğü için Isparta'da iki gün nezarette kaldı.
Ankara'ya kendi işi için gittiğini ve Bediüzzaman'ı Barla'da aynı mahallede oldukları için tanıdığını
söyleyince serbest bırakıldı.