ş
aHıS
B
ilgileri
| 1134 | Lem’aLar
HaLİL İBraHİm:
1897 senesinde dünyaya gelen Halil İbrahim Çöllüoğlu, 1956'da vefat etti. Milâs'ta
dedelerinden miras kalan tarihî Çöllüoğlu Hanında hancılık ve otelcilik yaparak geçimini temin ederdi.
Âlim ve şair bir zat olan Halil İbrahim'in Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Lem'alar, Kastamonu Lâhikası ve Emirdağ
Lâhikalarında şiirleri bulunmaktadır. Bediüzzaman Hazretleri onun şiirlerindeki Risale-i Nur'a dair güzel
tabirlerin ihlâsından kaynaklandığını belirtmektedir. 1943 senesinde Denizli Hapishanesine sevk
edildikten sonra Bediüzzaman Hazretleriyle birlikte dokuz ay kaldı. Denizli hapsinin o zor şartlarında
sarsılmayan bu talebesi hakkında Bediüzzaman, "Milâslı Halil İbrahim hakikaten Risale-i Nur'un demir
gibi metin ve sarsılmaz bir şakirdidir. O kasaba onunla iftihar etmeli" şeklinde takdirkâr ifadeler
kullanmaktadır.
HaSaN (
RA
):
Hz. Peygamberin torunu, Hz. Fatıma ile Hz. Ali'nin büyük oğludur. Hicrî 3. yılda Medine'de
dünyada geldi. İsmini bizzat Hz. Peygamber vermiştir ve kulağına ezan okumuştur. Hz. Hasan babasının
hilâfetinde yanında bulunmuş, babası şehit edilince Kûfelilerin biatıyla halife seçilmiştir. Resul-i Ekrem'in
torunu Hz. Hasan, Muaviye'nin davasında ısrarlı davranması karşısında Müslüman kanının dökülmesini
istemeyerek hilâfetten feragat etmiştir. Resullullah, o ve kardeşi için "Cennetin Efendileri" diye haber
vermiştir. Hz. Hasan'ın soyundan gelenlere "Şerif" unvanı verilmiştir. Hicrî 49/669'da Medine'de vefat
eden Hz. Hasan Hz. Peygamberden 13 hadis rivayet etmiştir. Hz. Hasan kardeşi Hz. Hüseyin'le birlikte
Hz. Peygamberin neslini günümüze kadar devam ettiren iki kişiden biridir.
HaSaN FeYZİ:
Tam adı Hasan Feyzi Yüreğil'dir. Şair, edip, mutasavvıf ve muallim bir zat olan Hasan
Feyzi 1895 yılında Denizli'de doğdu 13 Kasım 1946 yılında vefat etti. Melâmi tarikati şeyhlerinden olan
Hasan Feyzi Yüreğil aynı zamanda Denizli'nin Çivril kazasının Güveçli köyünde muallim olarak imana
ve Kur'ân'a hizmet eden bir hakikat adamı idi. Bediüzzaman Hazretleriyle 1943 yılında Denizli'de
tanışmıştır. Tanıştıktan sonra vefatına kadar yaklaşık 2,5 yıla yakın bir süre Risale-i Nur hizmetinde
bulunmuştur. Bediüzzaman Hazretlerinin "Benim bedelime şehit oldu" dediği talebelerinden biridir.
Evet, "Bab-ı feyzinden ırak olmayı asla çekemem/ Dahi nezrim bu ki canım sana kurban olacak," diyen
Hasan Feyzi, Üstadının bedeline şehit olmayı istemiş ve olmuştur. Bediüzzaman Hazretleri bir
mektubunda Hasan Feyzi'nin kısa süreli, fakat değerli hizmetinden ve kendi bedeline şehit oluşundan
şu şekilde bahseder: "Merhum Hasan Feyzi kardeşimiz, aynen şehit merhum Hafız Ali misillü, bir
mektubunda dediği gibi 'Dahi nezrim bu ki, canım sana kurban olacak!' dediğini tasdiken Üstad'ına
bedel, şehit kardeşi büyük Hafız Ali'nin yanına gitmiş. Bu zat-ı zülcenaheyn, ehl-i kalb ve gayet yüksek
bir ehl-i ilim ve hakikat, otuz sene muallimlik perdesi altında imana hizmet etmiş ve on seneden beri
Risale-i Nur'u elde edip, gizli perde altında çalışmış. Sonra da iki sene zarfında doğrudan doğruya Risale-i
Nur'un yüksek hikmetlerini ve kemâlatını çekinmeyerek ruhucanıyla herkese ilân etmiştir."
Hatem-İ taİ:
Arabistan'da Tay kabilesinin reisi ve cahiliye devrinin ünlü şairlerinden olan Hatem-i
Tai'nin künyesi Ebu Seffane Hatem bin Abdullah bin Sa'd et-Taî el-Kahtani şeklindedir. Ne zaman
doğduğu bilinmeyen Hatem-i Tai'nin ölüm tarihi de kesin değildir. Ancak, tahminlere göre Peygamber
Efendimizin (
ASM
) doğumundan yedi yıl sonra (578) öldüğü sanılmaktadır. Dolayısıyla "Cahiliye Devri"
olarak adlandırılan dönemde yaşamış ve İslâm güneşinin doğuşunu görmek kendisine nasip olmamıştır.
Ünlü bir şair olmakla beraber, mert kişiliğiyle ön plana çıkmış ve bu özelliğiyle daha çok tanınmıştır.
Hatem, cömertlikleriyle övünen Arabların menkibelerinde önemli bir yer teşkil etmektedir.
Tay aşiretinin reisi olan Hatem'in cömertliği halk arasında çok yayılmış ve biri övüleceği zaman,
"Hatem'den daha cömert" ifadeleri darbımesel haline gelmiştir. Arab, Fars ve Türk edebiyatında
cömertlik konuları işlendiğinde, Hatem-i Taî bir timsal olarak verilip hayat hikâyesi de çok