ş
aHıS
B
ilgileri
| 1142 | Lem’aLar
meVLÂNa CeLÂLeDDİN-İ rUmÎ:
Celâleddin Muhammed Rumî. Hicrî 604, Milâdî 1207'de Horasan'ın
Belh şehrinde doğdu. Ünvanı Mevlâna'dır. Babası "Sultanü'l-Ulema" olarak bilinen Muhammed
Bahaeddin-i Veled'dir. Anadolu'ya hicret ettiğinde "Rumî" diye anıldı. Konya'ya ailesiyle birlikte yerleşti.
Hicrî 672 yılında Konya'da vefat etti. Eserlerinden bazıları: Mesnevi, Divan-ı Kebir; Fihi Mafih; Mecalis-i
Seb'a; Mektubat'dır.
mUHaCİr HaFıZ aHmet:
Rumeli'den göç ettiği için muhacir lakabıyla anılan Hâfız Ahmet Barla
eşrafındandır. 1948 yılında vefat etmiştir. Kabri Barla mezaristanındadır. Bediüzzaman'ın medresesinin
yanındaki Yokuşbaşı Mescidinde imam olarak görev yaptı. Hafız Ahmet Bediüzzaman Hazretlerine
çoluk çocuğuyla beraber sadakat içinde sekiz sene hizmet etmiştir. Vaazlarında Nurlardan anlatırdı.
Nurlara ciddiyetle ve sadakatla çalışırdı. Hattâ vefatından on dakika önce, kendi yazdığı ve
tamamlayamadığı bazı risaleleri tamamlaması için Şamlı Hafız Tevfik'e vasiyet etmişti.
mUHammeD (
ASM
):
Fahr-ı Âlem, Hatemü'l-Enbiya, İmamü's-Sakaleyn, Muhammedü'l-Emin,
Rahmeten-li'l âlemin, Seyyidü'l-Kevneyn gibi ünvanlarla anılan son peygamber Hz. Muhammed (
ASM
).
Milâdî 571 yılında, Nisan ayının yirmisinde, Kameri aylardan Rebiülevvel ayının on ikinci gecesinde
Mekke'de dünyaya geldi. Hz. Muhammed daha doğmadan babasını, 6 yaşında iken de annesini
kaybetmiştir. Annesi ölünce dedesi Abdülmuttalib onu himayesi altına aldı. Dedesi de ölünce, bu sefer
amcası Ebu Talip onun bakımını üstlendi. Hz. Muhammed 25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük
olan Hz. Hatice ile evlendi. Evlilikleri Milâdî 595 yılına rastlamaktadır. Daha sonra Hz. Peygamberin Hz.
Hatice'den sırayla Kasım, Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm, Fatıma ve Abdullah adında altı çocuğu oldu.
Hz. Muhammed, Hatice-i Kübra dediği zevcesi hayatta olduğu müddetçe bir başka kadınla evlenmedi.
Daha gençliğinde dürüstlük ve doğruluğu ile kendisine El-Emin (güvenilir kimse) dedirten Hz.
Muhammed her yönüyle örnek bir insan kişiliğini sergiliyordu. Hz. Muhammed kırk yaşında iken, Milâdî
610 yılında Hira Dağında kendisine peygamberlik vazifesi verildi. Kendisine ilk inananlar ise eşi Hz.
Hatice, çocuklardan Hz. Ali, hür erkeklerden Hz. Ebu Bekir, azatlı kölelerden Hz. Zeyd, kölelerden Hz.
Bilâl-i Habeşi (
RA
) oldu. Daha sonraları Hz. Osman, Talha bin Ubeydullah, Halid bin Said, Sa'd bin Ebi
Vakkas Müslüman oldular. Bunlara en son Hz. Ömer eklendi. Hicretten bir buçuk sene önce, Recep
ayının 27. gecesinde İsrâ ve Miraç mu'cizesi meydana geldi. 621 yılında Akabe mevkiinde Medinelilerle
I. Akabe Biatı yapıldı. 622 yılında ise II. Akabe Biatı yapıldı. Mekkeli müşriklerin zulümlerinin artması
üzerine 622 yılında Mekke'den Medine'ye hicret edildi. Hicretin 2. senesi, Milâdî 13 Mart 624'te
müşriklere karşı Bedir Savaşını kazandı. 625 yılında ise Uhud Savaşı meydana geldi. 627 yılında Hendek
Savaşı kazanıldı. 630 yılında Mekke fethedildi. Mekke'nin çevresi ve Kâbe putlardan temizlendi.
Peygamberimiz ömrünün son yılında Arafat'ta 120.000 Sahabîye Veda Hutbesini verdi. Bu hutbe ilk
insan hakları bildirisi olarak kabul edilir. Hz. Muhammed (
ASM
) Hicretin 11. senesi Rebiülevvel ayının on
ikisi, Pazartesi günü (Milâdî 8 Haziran 632) ruhunu Rahman’a teslim etti.
mUHammeD SaBrİ:
Bakınız Sabri Arseven.
mUHYİDDİN-İ araBÎ:
Adı, Ebu Bekir Muhammed b. Ali'dir. 1165'te Endülüs'ün Mürsiyye kasabasında
dünyaya geldi. İbni Arabî ve Şeyh-i Ekber diye meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren tahsile başlayarak
pek çok âlimin derslerinde bulunup naklî ve aklî ilimleri öğrendi. Tefsir, fıkıh, hadis ve kıraat ilimlerinde
büyük bir âlim oldu. Daha sonraları tasavvufa yönelerek zamanının âlimlerinden ve Seyyid Abdülkadir
Geylâni'nin ruhaniyetinden feyz aldı. Zamanının ilminden ve feyzinden istifade edilen belli başlı büyük
âlimlerinden oldu. 1194 Endülüs'ten ayrılarak Tunus'a ve oradan Fas'a gidip çeşitli ilim meclislerinde
bulundu. Tekrar Endülüs'e dönüp Kurtuba'ya geldi. Sonra 1201'de tekrar Endülüs'ten Tunus'a geçti. Hac
için yola çıkarak Mısır ve Kudüs'e uğradı. Hacdan sonra çeşitli yerleri dolaşarak Konya'ya gitti ve 1230
da Şam'a giderek oraya yerleşti. Tasavvuftaki yüksek derecesi sebebiyle sekr halinde iken tevhit