ş
aHıS
B
ilgileri
| 1148 | Lem’aLar
-Ş-
ŞaZeLÎ (1196-1258):
On üçüncü asırda yaşamış büyük İslâm âlimlerindendir. Önce fen bilimlerine
merak salmış ve bu alanda önemli bir birikime sahip olmuş, daha sonra tasavvufa yönelmiştir. Kuzey
Afrika'da yaşamıştır, müntesipleri çok geniş bir alana yayılmıştır. Şazili tarikatının kurucusu olarak kabul
edilmektedir. Soyu, Peygamber Efendimizin (
ASM
) torunu Hazreti Hasan'a (
RA
) dayandırılmaktadır. Asıl
adı Ali'dir. Kendisine Nureddin lakabı da verilmiştir. Künyesi Ebü'l-Hasan Ali bin Abdullah bin
Abdülcebbar Şazili şeklindedir. Risale-i Nur'un muhtelif yerlerinde ismi, imamlar ve aktaplar arasında
zikredilmekte, insanlık âlemini nurlandıran mümtaz şahsiyetlerden biri olarak telâkki edilmektedir. Ali,
1196 yılında Tunus'un Şazile kasabasında doğdu. Doğduğu şehre nispeten Şazelî ünvanıyla meşhur
oldu. Eğitimine küçük yaştan itibaren memleketinde başladı. Fen ilimlerine ilgi duyarak bu alanda
eğitim gördü. Ebü'l-Hasan, talebelerine ders verirken; gizli veya açıktan fiillerinde her zaman Allah'tan
korkmalarını, her hal ve hareketlerinde, ibadetlerinde Peygamber Efendimizin (
ASM
) Sahabelerine
gösterdiği istikamete uyup, bida ve sapıklıklardan sakınmalarını, bollukta ve darlıkta insanlardan bir
şey beklememelerini, kanaatkâr olmalarını, hem sevinçli hem de kederli günlerinde Cenab-ı Hakka
sığınmalarını tembihledi. Şazili tarikatının kurucusu olarak kabul edilen Ebü'l-Hasan Ali'nin tarikat
kurmak amacıyla hareket ettiğine dair kesin bilgiler mevcut değildir. Kendisi, tâbi olanlarına ve ilminden
istifade etmek isteyenlere, dünyevî işleriyle dinî ibadetlerini mezc edecek ve birlikte sürdürecek tarzda
telkinlerde bulundu. Dünyevî işlerini tamamen bırakıp hizmetinde olmak ve sürekli yanında bulunmak
isteyenlere, eskisi gibi dünyevî işlerini sürdürme telkininde bulundu. Maddî yardımlardan mümkün
mertebe sakındığı gibi, idarecilerin dergâhlarına yardım etme tekliflerini de kabul etmeyerek geri
çevirdi. Ebü'l-Hasan Ali, müntesiplerine sünnete sıkı sıkıya bağlanmaları konusunda telkinlerde bulundu.
Hal ve hareketlerine sünnete zıtlık teşkil etmeyecek şekilde yön vermelerini ve aykırı düşmemelerini
tembihledi. Kendilerine ilham olunsa bile, bu duruma aykırı düşecek her türlü faaliyetin sünnete uygun
hale getirilmesini istedi. Ebü'l-Hasan Ali tarafından kurulduğu kabul edilen Şazili tarikatı Mısır ve Tunus'ta
yayıldı. Bu tarikatın müntesiplerinin Suriye'de de önemli bir sayı teşkil ettikleri aktarılmaktadır. Daha
sonra Cezayir'in batı bölgesinin tamamına yayıldığı belirtilmektedir. Ebü'l-Hasan Ali defalarca Hacca
gitti. Yine bu gaye ile çıktığı 1258 yılındaki yolculuğu sırasında Mısır'da bulunan Hamisre'de (Homaysira)
vefat etti.
SüLeYmaN:
Sıddık Süleyman Kervancı 1898 yılında Barla'da doğdu. 1965 yılında Barla'da vefat etti.
Kabri de Barla'dadır. Üstat 1926 yılında Barla'ya sürgün edildiğinde onunla tanıştı. Üstat Barla'da kaldığı
sekiz yıl boyunca ona sadakatle hizmet ettiği için "sıddık" ünvanını aldı. Uzun yıllar Nurlar için çalıştı.
Güzel hattıyla Nurları yazdı. Risale-i Nur'dan 28. Söz olan "Cennet Bahsi" onun bahçesinde yazıldı. Bu
bahçe Risale-i Nur'da Cennet Bahçesi diye geçer. Sıddık Süleyman'ın Risale-i Nur'da fikir ve hislerine
ait birçok mektubu bulunmaktadır.
SULtaN FatİH:
Bakınız FATİH SULTAN MEHMET.
SüFYaN:
Ahir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebep olacağı sahih
hadislerde bildirilen dehşetli, dinsiz ve münafık şahıs.
SüLeYmaN (
AS
):
Kur'ân-ı Kerîm'de adı geçen peygamberlerden olan Hz. Süleyman, İsrailoğullarına
peygamber olarak gönderilmiştir. Hz. Davut'un oğlu olup onun saltanat ve peygamberliğine vâris
kılınmıştır. Hz. Süleyman kırk sene hem peygamberlik yapmış, hem de devleti idare etmiştir.
Beytü'l-Makdis'i (Mescid-i Aksa) yaptıran Hz. Süleyman'ın cinleri ve hayvanları emrinde çalıştırdığı ve
insan, hayvan ve cinlerden oluşan muhteşem bir ordusunun bulunduğu bilinenler arasındadır. Hz.
Süleyman'ın Saba Melikesi Belkıs'ı dinine davet etmesi üzerine Belkıs, kavmiyle birlikte iman etmiştir.