ş
aHıS
B
ilgileri
| 1152 | Lem’aLar
ZüLeYHa:
Farsça bir isim olan Züleyhanın Arabca şekli Zeliha'dır. Milâttan önce 1700 ile 1600 yılları
arasında hüküm süren Hiksoslar dönemindeki maliye bakanının hanımıdır. Güzelliği ve Yusuf
Aleyhisselam'a olan aşkı ile bilinen Züleyha ile ilgili bilgiler, önemli ölçüde Kur'an-ı Kerîm'in Yûsuf
Sûresi'nde geçen kıssaya dayanmaktadır. Sözü edilen sûrede ismi zikredilmemekle birlikte kendisinden
söz edilmektedir. Yusuf Aleyhisselâm'ı çocuk yaşta yanlarına alıp büyütmeleri, daha sonra kendisine
aşık olması, yakınlaşma teklifinin Yusuf Aleyhisselam tarafından zindana atılma pahasına da olsa
reddedilmesi, nihayetinde evlenmelerine kadar geçen hadiseler ibret verecek şekilde tafsil
edilmektedir.
ZüLKarNeYN:
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçmekle birlikte, peygamberliği konusunda ihtilâf bulunan
büyük bir hükümdar ve salih bir kimsedir. Yemenli bir hükümdar olduğu ve doğu ile batı arasında
birçok ülkeye hakim olduğu rivayet edilmiştir. Hz. İbrahim (
AS
) zamanında yaşamış ve ondan feyz almış;
Hz. Hızır (
AS
) ile de görüşüp ondan ders almıştır. İsminin başındaki "zü" takısı Yemen padişahlarından
olduğunu göstermektedir. Asıl ismi İskender'dir. Fakat M.Ö. 300 yılında yaşamış olan ve Aristo'dan ders
alan İskender-i Rumi ile karıştırıldığı için tarihlerde İskender-i Kebir veya Eski İskender diye geçmektedir.
Zamanındaki peygamberce irşadıyla ve zalim kavimlerden mazlum milletleri korumak için Çin Seddinin
yapılmasına ön ayak olmasıyla meşhurdur. Bediüzzaman Said Nursî, "Lem'alar" adlı eserinde, Kur'ân'da
geçen Zülkarneyn'in batı tarafına seyahatinden, onun bütün Afrika'yı tamamıyla istilâ etmesi ve Atlas
Okyanusuna kadar ilerlemesi gibi ibretli meselelerin işaretlerinin çıkarılabileceğini ifade etmiştir.
ZüLYeZeN:
Yemen'de hüküm sürmüş Hımyerî devleti meliklerindendir. Kaynaklarda ismi Zîyezen
olarak da geçmektedir. Tam ismi Seyf bin Zîyezen'dir. Habeşistan'dan gelen Ebrehe'nin Yemen
topraklarına girmesiyle Zülyezen'in babası Bizans'tan yardım istemek üzere İstanbul'a geldi, ancak
istediği yardımı alamadı. Bunun üzerine İran Kisrası Nuşirevan'a başvurdu ve Kisradan gerekli yardımı
aldı. Fakat ömrü vefa etmedi ve İran'da vefat etti. Bunun üzerine Zülyezen bizzat kendisi Kisraya gitti
ve verilen yardımı alarak, Ebrehe'nin oğlu Mesruk'u mağlûp etti. Peygamber Efendimizin (
ASM
) dedesi
Abdülmuttalib, Ebrehe'nin ordusunu bölgeden uzaklaştırdığı için Zülyezen'e memnuniyetlerini bildirmek
için elçiler gönderdi. Allah'ın birliği ve Hz. İbrahim'in dininin doğruluğunun yayılmasına hizmet eden
Zülyezen, gelen heyete Peygamber Efendimizin (
ASM
) peygamberliğini haber vermişti.
®