Lem'alar - page 1162

Y
er
B
ilgileri
| 1162 | Lem’aLar
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri 1936 ilkbaharında Eskişehir hapsinden tahliye olduktan sonra
Kastamonu'ya mecburi ikamet için sevk edilir. Burada Araba Pazarı semtinde polis karakolu karşısında
bir eve yerleştirilir. Kastamonu Lâhikası Üstadın burada ikameti esnasında yazdığı ve gelen
mektuplardan oluşturulmuştur. Ayrıca Ayetü'l-Kübra olan yedinci Şua da burada yazılmıştır. 1943'e
kadar burada kaldıktan sonra tekrar tutuklanarak talebeleriyle beraber Denizli hapsine sevk edildi.
Kastamonu ilinin ilçeleri; Abana, Ağlı, Araç, Azdavay, Bozkurt, Cide, Çatalzeytin, Daday, Devrekani,
Doğanyurt, Hanönü, İhsangazi, İnebolu, Küre, Pınarbaşı, Seydiler, Şenpazar, Taşköprü ve Tosya'dır.
KOStUrma:
Rusya Federasyonunun kuzeybatısında, Volga Nehrinin kıyısında, Moskova'nın
yaklaşık 320 kilometre kuzeydoğusunda bulunan bir şehirdir. Bediüzzaman Hazretleri, Birinci Dünya
Savaşında milis kuvvetleri gönüllü komutanı olarak savaşa katıldı ve Ruslara esir düştü. Önce Kosturma
eyaletinin Kilogrif kasabasına, daha sonra da Kosturma içlerindeki büyük bir esir kampına götürüldü.
Orada yaklaşık iki buçuk sene esir hayatı yaşadıktan sonra firar ederek Varşova, Berlin, Viyana ve Sofya
yoluyla İstanbul'a döndü.
KULeöNü:
Isparta'nın bir ilçesidir. Said Nursî Hazretleri Kuleönü talebeleri için mektuplarında
kullandığı tabir "Mübarekler Heyeti"dir. Said Nursî "Mübarekler Heyeti"nin ilk temsilcisi Sarıbıçak
namında Mustafa Ertürk'den "Mübarek Mustafa" olarak söz eder. Hattâ Üstat, Sav ve Kuleönü
kasabaları için Nur medreseleri değerinde olduğunu ifade etmiştir. Said Nursî mübarek Üç Aylar
girdiğinde Isparta'daki talebelerine hatim için Kur'ân-ı Kerîm'i aralarında bölüştürürdü. Kuleönü'nde ise
herkese bir cüz verilir, böylece ramazan ayında her gün Kur'ân-ı Kerîm hatmedilirdi.
- m -
meDİNe:
Kur'ân'da Yesrip diye anılır. Ahzap Suresi, 13. ayetinde Müslümanlarca Medinetü'n-Nebi
(Peygamber Ülkesi) ya da Medinetü'l-Münevvere (Aydınlanmış Ülke) olarak bahsedilir. Hz. Muhammed'in
622 yılında Mekke'den göç etmek zorunda kaldığı, 300 km kuzeydeki kent. Peygamber Efendimizin
mübarek kabr-i şerifi, Mescid-i Nebevî diye bilinen Peygamber Mescidi Medine'de ve binlerce Sahabenin
defnedildiği Cennetü'l-Baki Mezarlığı da bu şehirdedir.
meDreSetüZZeHra:
Said Nursî İslâm dünyasındaki fakirliğin ve çeşitli ayrılıkların en önemli
sebepleri arasında cehaletin olduğunu tespit ederek istikbalde toplumlara hakim olmanın kılıçla değil,
ilimle irfanla olacağını anlatmıştır. Özellikle doğudaki her türlü geri kalmışlığın ortadan kaldırılması için
bu illerde ilim ve irfan yuvalarının kurulmasını ön görür. Bölgede yüksekokul mahiyetinde bir kurumun
inşa edilmesi düşüncesini devamlı dile getirmiştir.
Bu üniversitenin kurulmasının sebebini "Vicdanın ziyası, ulûm-i diniyedir, aklın nuru, fünun-i
medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder.
İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile ve şüphe tevellüt eder" biçiminde esas
almıştır. Böylece üniversitede pozitif bilimlerle birlikte din ilimlerinin beraber okutulması gerektiğini,
bu okulun eğitim şartlarını ayrıntılarına kadar açıklar. Said Nursî, doğu illerindeki kurulmasını düşündüğü
bu eğitim kurumunu gerçekleştirmek için o günkü iktidardan destek almak için 1907 tarihinde
İstanbul'a gelir. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilânı ve bir takım dengesizlikler ve kararsızlıklar nedeniyle bu
girişimleri sonuçsuz kalır.
Said Nursî Hazretleri daha sonra, Sultan Reşad'ın Rumeli seyahatine katılarak Kosova'ya gider.
Kosova da bir İslâmî yüksek eğitim kurumunun yapılmasına niyet edilmiştir. Bu hareketten dolayı Said
Nursî, Sultan Reşad'a şöyle der: "Şark öyle bir darülfünuna daha ziyade muhtaç ve Şark, âlem-i İslâm’ın
merkezi hükmündedir." Bunun üzerine Sultan Reşad, Bediüzzaman'a doğuda bu eğitim kurumunun
yapılması sözünü verir. Kosova'da yapılması düşünülen üniversite, Balkan Savaşının çıkmasıyla geri
kalır. Bundan sonra Sultan Reşad, Bediüzzaman'ın Medresetüzzehra teklifini kabul eder ve üniversite
için 20.000 altın ödenek ayırttırır. Said Nursî bunun üzerine Van'a gider. Van Gölü kıyısında olan
1...,1152,1153,1154,1155,1156,1157,1158,1159,1160,1161 1163,1164,1165,1166,1167,1168,1169,1170,1171,1172,...1406
Powered by FlippingBook