devrinin gazetelerini takip ederek ülkedeki ve dünyadaki gelişmelerle ilgilenmiştir. Diğer taraftan, do-
ğup büyüdüğü Şark topraklarının sıkıntı ve problemlerini bizzat yaşayarak gören Said Nursî, en zarurî
ihtiyacın eğitim olduğu kanaatine varmış; bunun için de Şarkta din ve fen ilimlerinin birlikte okutula-
cağı bir üniversite kurulmasını temin için yardım istemek maksadıyla 1907’de İstanbul’a gelmiştir. İs-
tanbul’da da ilim dünyasına kendisini kısa sürede kabul ettiren Bediüzzaman, çeşitli gazetelerde yaz-
dığı makalelerle, o günlerde Osmanlıyı ve İstanbul’u çalkalayan hürriyet ve meşrutiyet tartışmalarına
katılmış; meşrutiyete İslâm namına sahip çıkmıştır. Eski Said döneminde (1876-1926) daha çok siyasal
ve sosyal konular üzerinde yoğunlaşır. Siyasal ve sosyal faaliyetlerde bulunan birçok cemiyet ve
derneklerle ilişki içerisinde olur. Bu dönemde Nutuk, İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi yahut Di-
van-ı Harbi Örfî, Muhakemat, Hutbe-i Şamiye, İşaratü’l-İcaz, Hutuvat-ı Sitte, Hakikat Çekirdekleri, Sünu-
hat, Rumuz, Kızıl İcaz, Lemaat, Tulûat, İşarat, Hubab adlı eserlerini kaleme alır. Eski Said’den Yeni Sa-
id’e geçiş sürecinde kaleme aldığı eseri ise Mesnevî-i Nuriye’dir. Yeni Said diye isimlendirdiği dönem
de, 1926 yılında Barla’ya sürülmesiyle başlar ve 1950 yılına kadar devam eder. Bu dönemde Üstat Be-
diüzzaman daha çok ruhî ve kalbî tefekkürü ve bunun neticesi olan manevî irşat misyonunu üstlenir.
İmanî meseleler üzerinde yoğunlaşarak, bir Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur’u kaleme alır. Bütün me-
saisini Kur’ân’ın kutsallığına çevirmek, imanı korumak ve güçlendirmek için sarf eder. Bu dönem Risa-
le-i Nur’u yazdığı dönemdir. Sözler, Mektubat, Lem’alar, Şualar, Asa-yı Mûsa, Sikke-i Tasdik-i Gaybî ve
Nurun ilk Kapısı adlı eserler bu dönemde telif edilir. Kastamonu Lâhikası, Barla Lâhikası, Emirdağ Lâhi-
kası da bu dönemde teşekkül eder.
BuRhan:
Tam ismi Burhan Çakın’dır. Isparta Nur Talebelerinden olan Burhan yine bir Nur Talebe-
si olan Süleyman Rüştü’nün kardeşidir. Burhan Bediüzzaman Hazretleriyle birlikte Afyon hapsinde be-
raber bulunan talebelerinden bir tanesidir. Bediüzzaman Hazretleri Afyon Mahkemesinden önce zorlu
Afyon hapsinde sıkılan talebelerinden bazılarına işaret ederek onları çıkaracağını söylemiş ve gerçek-
ten de mahkeme sonunda içinde Burhan’ın da bulunduğu bu talebelerin tamamı tahliye edilmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ Lâhikasındaki bir mektupta Burhan’ın çocuklarıyla birlikte Risale-i
Nur’un hizmetinde bulunmalarını ve neşrine çalışmalarını tebrik eder ve onların Nurların birer kıymetli
kahramanları olduğunu belirterek, “Allah onları çoluk ve çocuklarıyla birlikte dünyada ve ahirette me-
sut etsin” şeklinde duada bulunur.
- Ç -
ÇaYCı Emin:
Aslen Vanlı olan Çaycı Emin’in ismi Yemen Beydir; fakat Bediüzzaman Hazretleri bu
ismi Emin Bey olarak değiştirmiştir. Soyadı kanunundan sonra ise Çayırlı soyadını almıştır. Çaycı Emin
olarak bilinmesi ise çay ocağı işletmesinden dolayıdır.
Kendisi 1925’den sonra Şeyh Said İsyanı bahane edilerek batıya sürülen doğudaki aşiret beylerin-
den bir tanesidir. Kastamonu’ya sürgün edildikten sonra Nasrullah Camiinin şadırvanında bir çay oca-
ğı işletmeye başladı. Emin Bey 1936 yılında çay ocağını işletmeye devam ettiği günlerde, yeni sürgün
edilmiş olan ve şadırvana su almaya gelen Bediüzzaman Hazretleriyle görüştü. İlk görüşmesinde Bedi-
üzzaman’ın, “Beni takip ediyorlar, bana yaklaşma, sana zararım dokunur” ikazıyla fazla konuşamayan
Emin Bey daha sonra Bediüzzaman’ın Çarşı Polis Karakolunda kaldığını öğrendi ve çeşitli vesilelerle gö-
rüşmeye muvaffak oldu. Emin Bey Kastamonu’da kaldığı müddetçe uzun süre Bediüzzaman Hazretle-
rine hizmet etmiştir. 1943 senesinde Bediüzzaman ve diğer Nur Talebeleriyle beraber sevk edildikleri
Denizli Mahkemesinde yargılandı ve 9 ay hapis yattı. Emin Bey 1967 senesinde Van’da geçirdiği bir tra-
fik kazası sırasında yanarak şehit oldu.
- d -
dECCaL:
Hadis-i şeriflerde ahirzamanda meydana çıkıp insanlık âleminde fitne ve fesada sebep
olacağı belirtilen din düşmanı şahıstır. Kıyametin büyük alâmetlerinden olan Deccal, kendisine tâbi
olanlarla birlikte bütün semavî dinlere karşı mücadele ederek onları ortadan kaldırmaya çalışacaktır.
Sahip olduğu tüm güç ve imkânlara rağmen bu amacına ulaşamayacak olan Deccal ve onun yayma-
ya çalıştığı dinsizlik fikri, Hazret-i İsa tarafından öldürülecektir.
Ş
ahıs
B
ilgileri
| 400 | Kastamonu LâhiKası