Cazibe-i Umumîden Ziyade Küremizi Muhafaza Eden
Cazibe-i Manevî-i Kur’ân’dır
(HaşİYe) (1)
Arzımızı senevî, yevmî dairesinde şu hayt-ı semavîdir tut-
muş da döndürüyor. küreye ağır basmış, hem dahi ona
binmiş, bırakmıyor isyanı.
Şeriat arştan indi, beşerden de çıkardı nuranî bir ibadet.
İbadetten beş namaz, başlarında ezanlar. namaz ile
ezanı,
dane dane olmuştur birbirine muttasıl, hem âlem-i gayp
ile, hem de Arş-ı Azamla insan ile zemini bağlatmış da
tutturmuş o beş hayt-ı nuranî.
Başı evkat-ı hamse, nihayeti arş ve gayp. Aynı zamanda
olmuş rabıta-i ittisal. Şahadet-i gayp ile, zemin ile insa-
nı, insanla asumanı.
Bu beşler, bu küreye beş kemer, hem tek kemer; hem
ayrı, hem muttasıl; hem kemerde, hem gömlek. İki kut-
bu iki el, üryan yoktur sükkânı.
Bir an-ı vahitte, beşi birdir, beraber ziya-i şemse benzer,
hem de ayrı ayrılar kavs-i kuzeh misali, o nuranî elva-
nı.
Bir nokta-i vahidede hem arş ile bağlanır, hem küreyi
bağlıyor, hayat verir döndürür. ger gömleği yırtılsa, kü-
re-i sergerdanî
küre:
dünya, küre-i arz.
küre-i sergerdanî:
başı dönen, ba-
şı dönmüş dünya.
misali:
benzeri.
muhafaza etmek:
korumak.
muttasıl:
ulaşan, kavuşan, bitişen.
nihayet:
sonuç.
nokta-i vahide:
bir tek nokta.
nuranî:
nurlu, parlak, münevver.
rabıta-i ittisal:
birleştirme bağı.
senevî:
yıllık.
sükkân:
sakin olanlar, ikamet
edenler, oturanlar.
şahadet-i gayp:
görünmeyenin
bilinmesi.
şeriat:
kanun, dinî hükümler, top-
lumu ilgilendiren dini hükümler,
kurallar.
tek:
bir.
üryan:
çıplak.
yevmî:
günlük.
zemin:
yer.
ziyade:
çok fazla.
ziya-i şems:
güneş ışığı.
âlem-i gayp:
gayp âlemi, gö-
rünmeyen, fakat varlığı kesin
olan ve mahiyeti Allah tarafın-
dan bilinen başka dünyalar.
an-ı vahit:
bir an.
arş:
Allah’ın isim ve sıfatlarının
ilk tecelligâhı olan varlık.
arş-ı azam:
en büyük arş, Al-
lah’ın katı, Cenab-ı Hakkın
kudret ve saltanatının en bü-
yük dairesi.
arz:
dünya küresi.
asumanı:
gök yüzü.
bârekâllah:
Allah mübarek et-
sin.
beşer:
insan, insanlık, âde-
moğlu.
cazibe:
çekme gücü; çekicilik.
cazibe-i manevî-i kur’ân:
Kur’ân’ın manevî çekim gücü.
cazibe-i Umumî:
genel çekim
gücü.
elvan:
renkler.
evkat-i hamse:
beş vakit.
gayp:
görünmeyen âlemler.
ger:
eğer.
haşiye:
dipnot.
hayat:
canlılık.
hayt-ı nuranî:
nurlu hat, nurlu
bağlantı.
hayt-ı semavî:
semavî bağ.
ibadet:
kulluk görevi, tapınma.
isyan:
itaatsizlik etme, buy-
ruklara uymama.
kavs-i kuzeh:
gök kuşağı.
kemer:
bağ.
HaşİYe:
Yüz bin bârekâllah bu cazibeye.
Eski said dönEmi EsErlEri
| 785 |
l
emaaT
1.
Bu mebhas R/H 1337/1339 tarihli ilk baskı Lemaat’tan alınmıştır.