Emirdağ Lâhikası - page 585

“Anadolu’da din lehinde kuvvetli bir cereyan var. on-
lara da, solcular gibi bir derece meydan vermeyeceğiz”
demesine mukabil, o üniversitenin mümessili, din neşri-
yatı yapanlar aleyhinde olduğu hâlde, o reise demiş ki:
“eğer dediğin o cereyan risale-i nur ise, ne siz ve ne
de Avrupa onu mağlûp edemez.”
Bu mesele münasebetiyle, meslek ve meşrebime mu-
halif olarak eski said’in bir iki dakika kafasını başıma ala-
rak diyorum ki:
küfür ile iman ortası yoktur. Bu memlekette İslâmiye-
te karşı komünist mücadelesi ortası olamaz. sağ ve sol,
ortası, üç meslek icap ettirir. eğer İngiliz, Fransız deseler
hakları var. “sağ İslâmiyet, sol komünistlik, ortası da nas-
raniyet” diyebilirler. Fakat bu vatanda, küfr-i mutlaka kar-
şı iman ve İslâmiyetten başka bir din, bir mezheb olamaz.
olsa, dini bırakıp komünistliğe girmektir. Çünkü hakiki
bir Müslüman hiçbir zaman Yahudî ve nasranî olamıyor.
olsa olsa dinsiz olup tam anarşist olur.
İnşaallah, Maarif ve Adliye Vekilleri gibi, sair erkânlar
da bu ehemmiyetli hakikati tam anlayacaklar. sağ-sol ta-
biri yerine, hak ve hakikat ve kur’ân ve iman kuvvetine
dayanıp bu vatanı küfr-i mutlaktan, anarşîlikten, zındıka-
dan ve onların dehşetli tahribatlarından kurtarmaya çalış-
malarını rahmet-i İlâhiyeden bütün ruhucanımızla niyaz
ve rica ediyoruz.
ì®í
Emirdağ Lâhikası – ıı | 585 |
mukabil:
karşılık.
mücadele:
savaşma, çatışma,
kavga.
mümessil:
temsil eden, temsilci.
münasebet:
vesile, -dan dolayı.
Nasranî:
İsevî, Hristiyan.
Nasraniyet:
Hristiyanlık.
neşriyat:
yayınlar.
niyaz:
Allah’a yalvarma ve ya-
karma.
rahmet-i ilâhîye:
Allah’ın sonsuz
rahmeti, İlâhî rahmet.
reis:
başkan.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
ruhucan:
ruh ve can; ruh ve canla.
sair:
diğer, başka, öteki.
tabir:
ifade; deyim.
tahribat:
tahripler, yıkıp bozma-
lar.
vekil:
nazır, bakan.
zındıka:
dinsizlik, inançsızlık.
adliye:
mahkeme, yargılama
işleriyle uğraşan daire.
aleyh:
karşı, karşıt.
anarşi:
hükümetsiz veya si-
yasî otoritesini kaybetmiş dü-
zensiz topluluk hâli.
anarşist:
hiç bir düzen ve oto-
rite tanımayan, karışıklık ve
bozgunculuktan yana olan.
cereyan:
akım, fikir, sanat
veya siyaset hareketi.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
ehemmiyetli:
önemli.
erkân:
rükünler, esaslar, ileri
gelenler.
hakikat:
gerçek, doğru.
hakikî:
gerçek.
icap:
gerekme hali, gerekli
olma.
iman:
inanç, itikat.
inşaallah:
Allah izin verirse.
komünist:
bütün malların or-
taklaşa kullanıldığı ve özel
mülkiyetin olmadığı iddiasında
bulunan düzen in mensubu
olan kimse.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür,
hiç bir imanî hükmü, delili ka-
bul etmeme, kesin ve tam bir
inkar.
küfür:
imansızlık, dinsizlik.
leh:
onun tarafına, ondan
yana, birinin faydası için yapı-
lan hareket.
maarif:
eğitim, öğretim, talim
ve terbiye sistemi.
mesele:
konu.
meslek:
gidiş, tutulan yol, sis-
tem.
meşrep:
gidiş, hareket tarzı,
tavır, tutum, meslek.
mezhep:
bir dinin bazı nokta-
larda görüş farkları bulunan
kollarından her biri.
muhalif:
zıt, aykırı.
1...,575,576,577,578,579,580,581,582,583,584 586,587,588,589,590,591,592,593,594,595,...1032
Powered by FlippingBook