Emirdağ Lâhikası - page 586

Œ
2 7 5
œ
… Bir iki hafta evvel Mısır’ın Camiü’l-ezher’inin büyük
bir müderrisi olan Ali rıza buraya hususi bir adamı gön-
derdiği gibi, iki gün evvel de aslen Buharalı ve Medine-i
Münevvere’de mücavir ve Mısır’da büyük âlimlerle ve hu-
susan eski fleyhülislâmımız ve dârülhikmette benim arka-
daşım Mustafa sabri efendiyle alâkadar ve bu tarafa ge-
leceğine dair onlarla görüşen ve bir derece onların namı-
na mühim bir âlim yanıma geldi. Ben de Camiü’l-ezher’e
hediye-i vakfiyem olarak on bir tane hususî mecmuaları-
mı o zat vasıtasıyla âlem-i İslâm’ın büyük medresesi olan
ve o âlimin ihbarıyla şimdi yirmi yedi bin talebesi bulunan
Camiü’l-ezher’e hediye olarak o zata verdik. Hem dedik:
Başta Mustafa sabri ve Ali rıza ve Mehmed zahid kev-
serî olarak, nur mecmualarına benim bedelime sahip ve
hâmi ve vâris olsunlar ve Arabîye tercümeye çalışsınlar,
dedik. Mektup da yazdık. o zat aldı, gitti.
Umum kardeşlerime ve hemşîrelerime selâm ederim,
dualarını isterim.
(1)
»/
bÉn
Ñr
dGn
ƒo
g »/
bÉn
Ñr
dn
G
Kardeşiniz
SaidNursî
ì®í
alâkadar:
ilgili, ilişkili, münasebetli,
bağlı.
âlem-i islâm:
İslâm âlemi, İslâm
dünyası.
âlim:
ilim ile uğraşan, ilim adamı.
arabî:
Arabca.
aslen:
asıl itibarıyla, kök ve soy
bakımından.
bedel:
yerine, adına, namına.
Camiü’l-Ezher:
Mısır’daki Ezher
Üniversitenin adı.
dair:
alakalı, ilgili.
dua:
Allah’a yalvarma, niyaz.
evvel:
önce.
hamî:
himaye eden, koruyan,
gözeten.
hediye-i vakfiye:
herkesin is-
tifadesine sunulmak üzere ve-
rilen hediye.
hemşire:
kız kardeş, bacı.
hususan:
bilhassa, özellikle.
hususî:
özel.
ihbar:
haber verme, bildirme.
medine-i münevvere:
Nurlu
Medine şehri.
medrese:
İslâm dünyasında
düzenli öğretim kuruluşu,
mektep.
mücavir:
vatanını terk ederek
Haremeyn-i Şerifeyn’de iba-
detle meşgul olan.
müderris:
dârülfünun hocası,
üniversite hocası, profesör.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nam:
adına, yerine.
selâm:
barış, rahatlık, selamet
ve esenlik dileme.
şeyhülislâm:
Osmanlılar za-
manında din işlerine bakan ve
sadrazamdan sonra en yüksek
vazifeli şahıs.
talebe:
öğrenci.
umum:
bütün, herkes.
vâris:
mirasçı.
vasıta:
vesile, neden, aracı.
zat:
kişi, şahıs.
1.
Bâkî olan ancak Allah’tır.
| 586 | Emirdağ Lâhikası – ıı
1...,576,577,578,579,580,581,582,583,584,585 587,588,589,590,591,592,593,594,595,596,...1032
Powered by FlippingBook