göstermesin, bir mecburiyet-i kat’iye olursa, komünist ve
masonlar hesabına ona sebebiyet verenler bin defa piş-
man olacaklardır.
Hem biz müşahedatımızla kat’î bir kanaatteyiz ki, ri-
sale-i nur’a ilhad ve zındıka namına ilişildiği zaman, umu-
mî bir musibet geliyor. taarruzun aynı vaktinde dört de-
fa büyük zelzelenin vukuu ve çok hâdisatın aynı vakitte
zuhuru, bu kanaatimizi tasdik etmiş. Bu itibarla öyle bir
kararın infazından ehl-i imanın titrediği, o hârikulâde ve
kıymettar, mübarek mecmualar hakkında imha cinayeti-
nin işlenmesi, bu millet ve memleket içinde manevî zel-
zeleler, fırtınalar, tâun ve tufanlar kopacak kuvvetli ihti-
malinden telâş ediyoruz. zira risale-i nur’a dört defa ta-
arruz ve hücum zamanında şiddetli zelzelelerin tevafuku,
bu hakikati kör gözlere dahi göstermiştir. Hatta mahke-
mede dava ettik.
Hem müfessirlerin üç yüz elli bin tefsirlerine ittibaen,
iki sayfada iki ayat-ı kur’âniyeyi tefsir ettiği bahanesiyle,
yüz binler kimselerin imanına pek ziyade bir ehemmiyet
ve tesirle hizmet eden dört yüz sayfalık
Zülfikar
mecmu-
asını müsadere ve imha etmek, dünyada hiçbir kanunda
olmadığından, sırf dinsizliğe alet olarak yapılan bu fecî
garazkârlık fâillerinin hak, hakikat ve adaletten ne dere-
ce uzak olduğunun zahir bir delili bulunduğunu, zerre
miktar vicdanı olanlar anlayacak ve yüzsüz yüzlerine lâ-
net ve nefretler savuracaktır. Halk partili müstebit, mür-
teci cebbarların zamanında yapılmış olan bu korkunç
muameleye kahraman demokratlar hükûmeti mâni
defa:
kere, kez, yol.
ehl-i iman:
inananlar, iman sahip-
leri.
hâdisat:
hadiseler, olaylar.
harikulâde:
olağanüstü.
husus:
mevzu, konu.
ilhad:
tanrı tanımazlık, dinsizlik.
infaz:
bir hükmü yerine getirme,
| 532 | Emirdağ Lâhikası – ıı
bir emri gerçekleştirme.
itibar:
bakımdan, sebepten.
kanaat:
inanç.
kat’î:
kesin, şüpheye ve tered-
düde mahal bırakmayan.
komünist:
bütün malların or-
taklaşa kullanıldığı ve özel
mülkiyetin olmadığı iddiasında
bulunan düzen in mensubu
olan kimse.
mason:
dünyevi maksatlarla
kurulmuş, sıkı bir dayanışmayı
esas alan komitacı teşkilâtın
mensubu.
mecburiyet-i kat’iye:
katî
mecburiyet, kesin zorunluluk,
kesin mecburiyet.
musibet:
felaket, bela.
müşahedat:
gözlemler.
nam:
ad.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
saniyen:
ikinci olarak.
sebebiyet:
sebep olma.
taarruz:
saldırma, sataşma,
ilişme.
tasdik:
doğrulama, onaylama.
umumî:
genel.
vuku:
olma, meydana gelme.
zelzele:
yer sarsıntısı, deprem.
zındıka:
dinsizlik, inançsızlık.
zuhur:
ortaya çıkma.