Barla Lâhikası - page 24

gençlerin istifadesi için de, Risale-i Nur Külliyatından bazı
bahislerin daktilo ile çoğaltılması hususunda şedit alâka
göstermiş ve Risale-i Nur’un mahiyeti, kıymeti, deruhte
ettiği kudsi vazife-i imaniyesi ve mazhariyeti, hem talebe-
lerinin tarz-ı hizmetleri, mütecaviz dinsizler karşısında se-
bat ve metanetleri ve ehl-i İslâm’ın birbiri ile muamelâtın-
da takip edecekleri ihlâslı hareketleri gibi, dâhilî ve hari-
cî birçok meselelere temas etmiştir. Bu itibarla, Kastamo-
nu lâhika mektupları, bilhassa yazıldığı zaman itibarıyla
da büyük ehemmiyet kesp eden bir devrin mahsülü olma-
sı ve birçok içtimai meseleleri ve küllî imanî bir nazar-ı ha-
kikatle mütalâa, mülâhaza ve küllîleşmesi gibi cihetlerde
büyük kıymeti haizdir.
Emirdağ lâhika mektupları birinci kısmı:
15 Haziran
1944’te Denizli hapsinden beraatla tahliyeden sonra He-
yet-i Vekile kararıyla Emirdağ’ında ikamete memur edi-
len Risale-i Nur Müellifi Said Nursî Hazretleri 1947 son-
larına kadar, yani üçüncü büyük hapis olan Afyon hapsi-
ne kadar Emirdağ’ında ikamet ettiği müddetçe Isparta,
Kastamonu, İstanbul, Ankara ve üniversite talebeleri ile
Anadolu’da Nurların neşre başlandığı yerlerdeki talebele-
rine hizmete müteallik bazı mektup ve suallerine cevaben
yazdığı mektuplardır.
İkinci kısım ise:
1948-1949 Afyon Cezaevinde yirmi
ay mevkufen kalıp tahliyeden sonra tekrar Emirdağ’ına
avdet edip orada bir müddet kaldıktan sonra, 1951
yılında Eskişehir’de iki ay ikameti müteakip, oradan da
Gençlik Rehberi
mahkemesi münasebetiyle iki defa
alâka:
ilgi, ilişki. bağ.
avdet:
geri gelme, dönüş.
bahis:
konu.
berâet:
temize çıkma; bir davanın
neticesinde suçsuz olduğu anlaşıl-
ma.
bilhassa:
özellikle.
cevaben:
cevap olarak, karşılık
şeklinde.
cihet:
yön.
dahilî:
içe ait, içe dönük, iç ile ilgi-
li.
daktilo:
yazı makinesi.
deruhte:
üstüne alma, yüklenme,
kendini vazifeli bilme.
ehemmiyet:
önem, değer, kıy-
met.
ehl-i İslâm:
İslâm topluluğu, Müs-
lümanlar.
haiz:
yer tutan.
haricî:
dışa ait, dışarı ile ilgili.
Heyet-i Vekile:
vekiller heyeti,
bakanlar kurulu, kabine.
içtimaî:
topluluğa ait, toplulukla il-
gili.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli başka
bir karşılık beklemeksizin, sırf Al-
lah rızası için yapma.
ikamet:
oturma, bir yerde kalma.
imanî:
imana dair olan, imanla il-
gili.
istifade:
faydalanma, yararlanma,
yarar sağlama.
itibar:
değer.
itibar:
üzerinde durma, ehemmi-
yet verme, ehemmiyet, önem.
kesb:
kazanma.
kıymet:
değer.
kudsî:
mukaddes, kutlu, muazzez,
aziz.
küllî:
bütüne ait, umumî, bütün,
hepsi.
Külliyat:
bir yazarın basılmış eser-
lerinin tamamı.
| 24 | BARLA LÂHİKASI
lâhika:
ek, ilâve, zeyl, sonra-
dan ilâve edilen, eklenen.
mahiyet:
bir şeyin aslı, esası,
niteliği.
mazhariyet:
elde etme, nail
olma, kavuşma, şereflenme.
metanet:
metin olma, daya-
nıklılık; gayret.
mevkufen:
mevkuf olarak,
tutuklu olarak, mevkuf oldu-
ğu hâlde.
muamelât:
muameleler, iş-
lemler.
müddet:
süre, zaman.
müellif:
eser telif eden, kitap
yazan.
muhabere:
haberleşme.
mülâhaza:
dikkatle ve tefer-
ruatıyla, inceden inceye dü-
şünme.
münasebet:
ilgi, ilişki, müna-
sebet.
mütalâa:
bir şeyi etraflıca dü-
şünme, tetkik etme.
müteakip:
takip eden.
müteallik:
ait, alâkalı, ilgili.
mütecaviz:
tecavüz eden, sa-
taşan, saldıran; sarkıntılık
eden.
nazar-ı hakikat:
gerçek, doğ-
ru, esas olan bakış, en doğru
bakış.
neşir:
kitap yazma, basma, çı-
karma; herkese duyurma,
yayma.
sebat:
kararlı olma, kararın-
dan vazgeçmeme, azimlilik.
şedit:
şiddetli, sert, katı.
tahliye:
tutukluyu serbest bı-
rakma, salıverme.
tarz-ı hizmet:
hizmet tarzı,
hizmet metodu.
vazife-i imaniye:
imanla ilgili
vazife, iman vazifesi.
zarfında:
süresince.
1...,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23 25,26,27,28,29,30,31,32,33,34,...720
Powered by FlippingBook