253.
Bu defaki mektubun çok güzeldir; arkadaşlarının fıkraları içinde
Yirmi Yedinci Mektup içine derç edeceğim.
......................................................................................................................
524
254.
Biliniz ki, iki sene evvel mabeynimizde hararetli bir uhuvvet başladı.
Sonra bazı arızalarla ileri gitmedi. Müjde, şimdi ileri gidiyor.
.............................................................................
525
255.
Müşkülât çoğaldıkça, ehl-i himmet fütur değil, gayret ve sebatını ziyadeleştirir.
..............................
527
256.
Siz beni bulduğunuzdan bir şükretseniz, ben sizi bulduğuma bin şükrediyorum.
.............................
528
257.
Bu defa istinsah ettiğiniz risaleler çok güzel olmuştur. Senin gayret
ve samimiyet ve ciddiyetini bana gösterdiler ve Re’fet tembel değildir ispat ettiler.
.....................
529
258.
O hatta ihtiyacımı sizin gibi kalem kahramanlarının muavenetleri temin ediyor.
...........................
531
259.
Şimdi mevsim değişmiş; huruftan ziyade, hakaika ihtiyaç var.
.........................................................................
534
260.
Mu'cizat-ı Ahmediye Risalesi olan On Dokuzuncu Mektup ile Mu'cizat-ı Kur’âniye Risalesi
olan Yirmi Beşinci Sözün tevafuklu olarak çoğaltılması.
........................................................................................
535
261.
Bu Kur’ânî risaleler, sair risaleler gibi tefekküh nev’inden değil ki, usanç versin;
belki tagaddidir.
..............................................................................................................................................................................................
536
262.
Bu ahirzaman çok çalkalanıyor, bu fitne-i ahirzaman acip şeyler
doğuracağını ihsas ediyor.
...................................................................................................................................................................
538
263.
Bir şeyi çok muhtelif eşyaya çevirmek ve birçok muhtelif eşyayı da bir tek şey
yapmak, ancak Hâl›k-ı Külli Şey’e mahsustur.
.................................................................................................................
540
264.
Hulûsî, Abdurrahman’ın yerine çendan geçmiş. Şu yazı müşabeheti bana
müjde ediyor ki, bir Abdurrahman Re’fet’ten çıkacak.
............................................................................................
542
265.
Sizler çokların medar-ı intibahı oldunuz ve hüsn-i misal oldunuz.
..................................................................
544
266.
Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzahanemi tezyin etti.
.......................................................................
546
267.
Her risalede herkesin hissesi var, fakat herkes her şeyini bilmek lâzım değildir.
............................
546
268.
Küçük bir âlem olan insanda kuvve-i hayaliye olduğu gibi, büyük bir insan
olan âlemde dahi, bir âlem-i misal var ki, o vazifeyi görüyor.
...........................................................................
548
269.
Senin bende bir üstadın, bir kardeşin, bir dostun var. Üstadını her risale
içinde görüp görüşürsün.
......................................................................................................................................................................
550
270.
Kâinat –nazar-ı Kur’ânî ile bütün mevcudatı huruftur– mana-i harfî ile başkasının
manasını ifade ediyorlar.
.......................................................................................................................................................................
552
271.
Senin faik zekân ve dikkatin, sorduğun suallerin çoğuna cevap verebildiği için,
muhtasar cevap veriyorum, gücenme.
.....................................................................................................................................
554
272.
Onlara cevap vermek lâzım geliyor; çünkü böyle meselelerde onlara dinsizler ilişiyor.
............
557
273.
İki ramazan içinde bir kefaret kâfidir, müteaddit vakıalara bir kefaret kifayet eder;
çünkü tedahül var.
.......................................................................................................................................................................................
559
274.
Hüsrev, Üstadının kendi hakkında hiddetini zannedip, bir meseleye dair,
müteessiren yazdığı mektubundan bir fıkradır.
.................................................................................................................
561
275.
Daha binler ihsan-ı İlâhî ve rahmet-i Sübhanî olsa, yazılsa, ihtiyaç görünüyor.
...............................
562
276.
Benim ihtiyacım olmadığından ve kaideme muhalif olduğundan, kabul edemedim.
....................
564
277.
Isparta’ya nakl-i mekân, hem tulûat-ı kalbiyeyi, hem sizinle muhabereye
bir derece fütur verdi.
...............................................................................................................................................................................
564
278.
Mesleğimizin bir medar-ı şevki ve zevki olan tevafuk letaifinden üç-dört numune.
.......................
567
279.
Isparta Cumhuriyet Müddeiumumîliğine yazılan bir mektuptur.
......................................................................
569
İ
ÇİNDEKİLER
| 14 | BARLA LÂHİKASI