227.
İnayet-i Rabbaniye devam ediyor: Maişet cihetinde kanaat ve iktisat
beni ihtiyaçtan kurtarıyor.
....................................................................................................................................................................
457
228.
Maddî rütbenizden çok yüksek manevî rütbeniz iktizasıyla ayrı ayrı yerlere
gönderiliyorsun.
.............................................................................................................................................................................................
457
229.
Size cemaziyelahir ayında vuku bulan bir hâdise-i semaviye münasebetiyle
bir mesele beyan edeceğim.
...............................................................................................................................................................
458
230.
Kenzü’l-Arş’ın üç nüktesinde yazılan tevafukat, küsuratın değişmesiyle değişmezler.
.................
463
231.
Yeni yeni meyveler ve fâkihelerle tagaddi suretiyle takviye-i ezhara,
hem de def-i cû sureti ile ıztıraplarımızı teskine vasıta oluyorsunuz.
...........................................................
465
232.
Yirmi Altıncı ve Onuncu Cüzleri ve Kur’ân-ı Kerîm’in tamamen yazılmasından
mütevellit sürurlarımı ifade eden şu arizamı takdim ediyorum.
........................................................................
467
233.
Kalbimde galeyan eden manalar çoktur. Lâkin her nedense, lisan
hissiyatımın tercümanı olamıyor.
...................................................................................................................................................
470
234.
Sû-i ihtiyârımızla bozmazsak, bu himayet ve sahabet elbette devam edecektir kat’î
kanaat ve imanındayım.
.........................................................................................................................................................................
472
235.
Mu’cizat-ı Ahmediyeyi yaldızla yazan doktor Abdülbaki Bey’in fıkrasıdır.
..............................................
479
236.
Ehl-i dünyanın Üstadımız hakkında asılsız üç vehimleri münasebetiyle bir
kardeşimizin ettiği sualine karşı cevaptır.
..............................................................................................................................
480
237.
Bu esma-i mübarekenin virt edilmesine müsaade ve ne surette devam iktiza
ettiğine emrinizi istirham ederim.
.................................................................................................................................................
483
238.
Manevî yaralarınıza ilâç ararsanız Risale-i Nur’da vardır.
.......................................................................................
490
239.
Şu zaman çöken zulmet ve gaflet perdelerini Sözleriniz yırtıyorlar,
parçalayıp o zulmeti ve gafleti dağıtıyorlar.
.........................................................................................................................
492
240.
Üstad İstanbul’a gidiyor; bu nurlu ve kıymetli risalelerin sahibi bizden uzaklaşmasına
gönül razı olmuyor.
....................................................................................................................................................................................
493
241.
Onuncu Sözün hurufatındaki sır hiç kimsenin sun' ve ihtiyârıyla olmadığını
herkes tasdik ettiği için daha ehemmiyetli göründü.
..................................................................................................
494
242.
Onuncu Söze nazar-ı dikkat-i ammeyi celp etmek için ihtiyârsız olarak
onunla meşgul edildim ve baktım.
................................................................................................................................................
498
243.
Saadet-i uhreviyemin, sizin duanızla olacağı teskin edilmiştir ve duanıza
muhtacım.
...........................................................................................................................................................................................................
502
244.
Cinnî şeytandan ders alan insan şeytanları, dünyevî meşgaleleri ile seni çember içine
alıp, Nurlara hizmetini tahdit etmek için, sezdirmeyerek perde altında çalışmışlar.
.....................
504
245.
Geçmiş ömrü israf ettik, zayi ettik, çok mübarek zatlar, ahbaplar kaybettik.
.....................................
507
246.
Sözlerdeki o nevi tevafukat, o dereceye gelmiş ki, dikkat edenlere kat’î
kanaat verir ki, beşerin düşünüşü değil ve ihtiyârı ile de olmamıştır.
..........................................................
508
247.
En muannit münkirden, tâ en halis bir mü’mine kadar herkes, her
hakikatten hissesini alabilir.
................................................................................................................................................................
511
248.
Her bir saat hastalıklı ömrü, bir gün ibadet hükmündedir. Şu zamanda
hayatın en iyi sureti böyledir.
............................................................................................................................................................
514
249.
Yirmi Dokuzuncu Mektubun Dördüncü Kısmı doğrudan doğruya
i’caz-ı Kur’ân’ın bir âyinesidir ve çok da mühimdir.
....................................................................................................
516
250.
Bu birbiri içinde üç nevi mahlûkatın ömürleri, saatin içindeki dakika, saniye,
saatleri sayan çarkların nispeti gibidir.
.....................................................................................................................................
517
251.
Madem sana verilen hayat ve hayatın levazımatı temlik değil, ibahedir.
Elbette ibahenin düsturuyla hareket etmek lâzımdır.
..................................................................................................
522
252.
Sözler namındaki, envar-ı Kur’âniye ise, en mühim ibadet olan
ibadet-i tefekküriye nev’indendir.
..................................................................................................................................................
523
BARLA LÂHİKASI | 13 |
İ
ÇİNDEKİLER