"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uzak mekanlarda Bediüzzaman izleri

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
20 Kasım 2021, Cumartesi
Uzun ve ince yollar

Hani derler ya: “Dünya’nın bir ucundan diğer bir ucuna kadar olan mesafe” diye... Biz de bu deyime mukabil; ülkemizin bir ucundan bir ucuna Üstadımızın izini aradık. Bursa’dan Nurs’a ve oradan da uzak mekanlara kadar giderek; hakkı ve hakikati muhtaç gönüllere anlatma sevdasıyla ömrünü tüketen Üstad Bediüzzaman’ın mekanlarına ulaştık.

Üstadımızı anlama adına yaptığımız programımızda; Bitlis’e bağlı Nurs köyünde; Müküs’te (Bahçesaray ilçesi), Van, Başkale (Elbak) ilçesinde ve Hakkari’ye bağlı Şemdinli (Şemdinan) ilçesinde Bediüzzaman araştırmaları vardı. Buluşma noktamız Van ili oldu. Van’dan hareketle ilk durak Nurs köyü olmuştu.

YOLA REVAN OLMUŞTUK...

Biz Nurs yolculuğumuzu, mesafe yönünden biraz uzun olan Tatvan üzerinden giden yolla yapmayı tercih etmiştik. Önce Nurs köyü, oradan Bahçesaray ve devam ederek Van’a bağlı Başkale ilçesi, oradan da Hakkari idi. Seyahatimizin ilkini Nurs köyüne, sonra da Bahçesaray (Müküs) ilçesine gerçekleştirmiştik.

NURS KÖYÜ ZİYARETİMİZ...

İlk durağımız olan Nurs köyünü ziyaretimizde; Üstad’ın ve onun akrabalarının bulunmuş olduğu mekanları gezip akrabalarıyla sohbetlerimizin ardından, Nurs’a 6 kilometrelik bir mesafedeki Şeyh Abdurrahman-ı Tağî medresesinin kalıntılarını ziyaret ettik. Sonra Bahçesaray’a 30 kilometrelik bir mesafede olan Üstad’ın on iki-on üç yaşlarında tahsil için köyünden ayrılarak gittiği, Arvas nahiyesine varmıştık.

ARVAS NAHİYESİ...

Arvas nahiyesi, yıllar önce nahiye statüsündeyken şimdi mahalle olmuş. Geçmişte Şark’ta önemli ilim merkezlerinden birisi olan Arvas nahiyesindeki bu ilim merkezinin müderrisinin ise Molla Ali-i Nursi olduğu söylenenler arasındaydı.

Bediüzzaman Hazretleri buraya on üç yaşlarında teşrif etmiş. Onun burada kaldığı cami halen ayaktadır; caminin içinde “Bediüzzaman’ın zikirhanesi” olarak söylenen  bir mekan mevcuttur. Arvas’ta halen imam-hatip vazifesini gören Gıyasettin Bey bize Üstad ve Arvas köyü ile alakalı bilgileri vermişti.

BEDİÜZZAMAN’IN BAHÇESARAY GÜNLERİ...

Bediüzzaman Hazretleri bu mekanda on ay kadar kalmış, sonra oradaki hocalarla ve talebelerle anlaşamayarak Bahçesaray’ın merkezinde bulunan Mir Hasan-ı Veli Medresesi’ne gelerek kısa bir süre de burada kaldıktan sonra buradan da ayrılarak Siirt’e gitmiştir.

Bediüzzaman Hazretleri Bahçesaray’da yaklaşık on bir ay kalmış. Dicle’nin bir kolu olan suyun başına giderek tefekkür ettiği anlatılanlar arasındaydı. Bununla alakalı Nur’larda geçen bahis ise şöyledir:

“Nil-i mübarek Cebel-i Kamer’den çıktığı gibi, Dicle’nin en mühim bir şubesi Van vilâyetinden, Müküs nahiyesinden bir kayanın mağarasından çıkıyor. Fırat’ın da mühim bir şubesi, Diyadin taraflarında bir dağın eteğinden çıkıyor. Dağların aslı, hilkaten bir madde-i mâyiadan incimad etmiş taşlar olduğu fennen sabittir.” (Sözler, 20.Söz, YAN)

Daha sonra Bahçesaray’dan ayrılarak Başkale ilçesine doğru yol almıştık.

ÜSTAD BAŞKALE’DE...

Başkale ilçesi; bizim on yılı aşkın bir milli eğitim müdürlüğü yaptığımız, Van’a bağlı, Irak‘a sınırı olan bir ilçemizdir. Sosyal yapı itibariyle aşiretlere ve ağalığa dayalı bir yerdir. Bediüzzaman Hazretleri on sekiz yaşlarında buraya teşrif etmiştir. Abdülhakim Efendi Camii’ni mekan olarak seçerek uzun zaman burada ikamet etmiş. İlçenin ileri gelen eşrafından Nevruz Ağa’nın torunu İlhami Yenigün’ün beyanına göre Bediüzzaman Hazretleri tam altı ay bir süre burada kalmıştır. Yaşlı kimselerin anlattığına göre halkı ilmiyle aydınlatma faaliyetlerini sürdürmüştür. İlçemizinaşiret reislerinden Şekir Ağa ile dost olmuştur. Şekir Ağa Ertoşi aşiret ağalarındandır. Onun torunu olan İskender Bey’le uzun yıllar aynı ilçede o belediye başkanı, biz ise Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptık. 

İskender Bey’in, ağalığı gereği büyük bir konağı vardır. Kendisi Üstad’ın büyük bir boy fotoğrafını çerçevelettirerek, konağının baş köşesine asarak muhafaza etmektedir.

Başkale ilçesinin bir hususiyeti de; “Ape Musa” lakaplı, çevrede sevilen Musa Anter’in kayınbabası olan Abdurrahim Zapsu’nun bu ilçe doğup büyümüş olmasıdır.

“Abdurrahim Rahmi Zapsu (d. 1890, Başkale, - ö. 1958, İstanbul) Kürt şair ve yazar. Soyu baba tarafından Abdülkadir Geylani’ye, ana tarafından Abbasi sülalesine dayanmaktadır.” (wikipedia.org).

Abdurrahim Zapsu’nun Bediüzzaman’la alakası kayıtlara şöyle geçmiştir: “Bediüzzaman’ın Rusya’da esarette iken, kampı teftişe gelen kumandana ayağa kalkmaması olayını ilk defa Abdurrahim basına duyurdu. Bilindiği gibi bu hadise 1917 yılında Moskova’nın kuzeydoğusundaki Volga Nehri kenarında bulunan Kosturma’da cereyan etti. Zapsu, bu hadiseyi bir subaydan dinlemişti. Buna karşılık Bediüzzaman, aradan otuz yıl geçmesine rağmen olayı kimseye anlatmamıştı. Abdurrahim, bu hadiseyi 1948 yılında Ehl-i Sünnet Mecmuası’nda yayımlattığı makalesi ile duyurdu. Neşredilen makale Bediüzzaman’a okununca o, şunları söylemiştir:

‘O esaret hadisesinin aslı doğrudur. Fakat şahidim olmadığından tafsilen beyan etmemiştim. Yalnız bir manganın beni idam etmek için geldiğini bilmiyordum, sonra anladım. Ve Rus kumandanı tarziye için Rusça bir şeyler söyledi, ben bilmedim. Demek, hazır bulunan ve bu hadiseyi gazeteye ihbar eden Müslüman yüzbaşı anlamış ki, kumandan tekrar tekrar ‘Affet.’ demiş.’

Yıllar sonra, Emirdağı’nda sürgün tutulan Bedizzaman’ı burada ziyaret eden Abdurrahim böylece irtibatını devam ettirmiştir. Buna karşılık 1958 yılında İstanbul’a gelen Bediüzzaman’ın, Abdurrahim Zapsu’ya misafir olduğu nakledilmektedir.” (risaleinurenstitusu.org)

HAKKARİ’DE BEDİÜZZAMAN’IN İZLERİ

Van’a bağlı Başkale ilçesinde Bediüzzaman’la alakalı yaptığımız araştırmaların akabinde; Hakkari’ye ve ilçesi Şemdinli’le doğru yola koyulduk.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri hakkında yaptığımız araştırmalarda, onun Hakkari Merkez’e hiç intikal etmediği söyleniyordu. Ancak Üstad, Şemdinli ilçesi Nehri kasabasında makamı bulunan ve Mevlana Halid-i Bağdadî Hazretleri’nin halifelerinden olan Taha-i Hakkârî (k.s.) Hazretleri’ni ziyaret etmek amacıyla, Başkale’den Nehri kasabasına gelmiştir. Bu kasabada kısa bir süre kaldıktan sonra buradan ayrılmıştır.

Bu vesileyle bu mekanlarda bize yardımcı olan, Üstad sevgisi ile dolu bütün yardımseverlere teşekkür ediyoruz...

Okunma Sayısı: 14636
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    20.11.2021 14:59:42

    "Bediüzzaman bu mekanda/ Arvas on ay kadar? kalmış, sonra oradaki hocalarla anlaşamayarak Bahçesaray’ın merkezinde bulunan Mir Hasan-ı Veli Medresesi’ne gelerek kısa bir süre de burada kaldıktan sonra buradan da ayrılarak Siirt’e gitmiştir." 1- Üstad Arvas' tan sonra Mir Hasan Veli Medresesi, sonra Gevaş/ Vastan'a, sonra Molla Mehmed adlı arkadaşıyla Doğu Beyazıd' taki Şeyh Mehmed Celali' den icazetini aldı. 1891/ 92. 13/ 14 yaşında. Sonra Siirt' e geçti.. Tarih ve km rakamları için sağol müdürüm..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı