Açlık sınırının 19 bin, yoksulluk sınırının 62 bin liraya dayandığı, ağır ekonomik krizin ve derin bir yoksulluğun yaşandığı bir dönemde hükümetin sanki bir “lütuf “gibi en düşük emekli aylığını 12.500 liraya çıkarması fakirliği daha da derinleştirecek.
Üstüne üstelik bu artışın yeni vergilerin getirildiği paketin içerisinde görüşülmesi de ayrı bir garabet oldu.
Ülkeyi yönetenlerin başlıca görevi vatandaşın dertlerine çare olmaktır. “Vatandaşın yaşadığı sıkıntıların biliyoruz” derken, bu sıkıntıları gidermek bir yana daha da artırmak bu hükümete nasip oldu!
Hükümet her sıkıntıda bir suçlu ararken, yaşadığımız ekonomik sıkıntıların kaynağını “EYT’nin 5 yıllık maliyeti 300 milyar dolar” diyerek EYT’lilere yüklüyor. İktidara göre, ekonomik krizin, emekliye ve asgari ücretliye zam yapılmamasının günah keçisi şimdi EYT’leler oldu.
Peki, zengini daha zengin yapan KKM’nin hiç mi suçu yok? Yap-İş-Devlet modeli ile yapılan otoyol ve köprülere döviz üzerinden yapılan ödemelerin ağır ekonomik krizde hiç mi katkısı yok? Birbirinin aksine uygulanan yanlış ekonomik politiların hiçbir suçu yok?
Velhasıl ülkeyi yönetenlerin hiç mi suçu yok?
***
Bünye güçlü olmazsa!
Hükümetin bir de bir konuda işler kötüye gidince suçu dış güçlere bağlama gibi bir huyu var.
Geçmişte bir televizyon programında konuşan Tayyip Erdoğan, “Bizde bir adet var. Ülkede başımıza bir şey geldiği zaman hemen dış güçler ve yabancılar deriz. Bunlar sebebiyle ayağa kalkamıyoruz, kalkınamıyoruz, birliğimiz beraberliğimiz bozuluyor’ deriz. Ancak ben buna katılamıyorum, Eğer sizin bünyeniz güçlüyse, sağlamsa bünyede olan virüs hiçbir zaman size zarar veremez” demişti.
Demek ki, bünyemiz güçsüz ki, suçluyu dışarıda arıyorsunuz.
***
Emekliye absürt teklifler!
İktidar, 2024’ü emekli yılı ilan ederken, milyonlarca emekliyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etti.
12.500 liraya mahkûm ettiği milyonlarca emeklinin durumundan habersiz olunduğu da ortaya çıkıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan internet sitesinde ayda 12.500 liraya geçinmesi beklenen emeklilere ’Günde 3 öğün beslenin’, ‘3 porsiyonun 2’sinde et ve süt ürünü olsun’ önerisinde bulunmasından da bu anlaşılıyor.
O zaman Erdoğan’ın geçmişte yaptığı çay-simit üzerinden gerçekleri anlatalım.
12.500 lira maaş alan 5 kişilik bir aile düşünelim. Bir çay en ucuzundan 15 lira, bir simit 12-15 lira arasında. Bu aile simitle karnını doyurmak istese toplam da bir öğünde 150 lira ödemesi lazım. Üç öğünde günlük maliyeti 450, aylık 13.500 lira ediyor. Yani en düşük emekli aylığı olan 12.500 lira ile 5 kişilik bir aile ay sonunu getiremiyor. Eksi bin liraya düşüyor.
Ülkeyi yönetenler günlerce tepkiden sonra emekli aylığını 12.500 lira çıkardıklarını övünerek anlatırken bir de bu insanların nasıl geçineceğini anlatsın bakalım.
***
Manda yoğurdu
İYİ Parti Grup Başkanvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu, SGK’nın emeklilere tavsiyelerine yeni eklemeler yapmış.
“İktidardan emeklilere başka tavsiyeler de beklerdik. Mesela manda yoğurdu, Medine hurması Kestane balını karıştırıp her gün düzenli tüketin. Gün içinde ejder meyveli smoothie içmeyi de ihmal etmeyin. Bunları da web sitesine eklersiniz. Seçimlerin stresini Maldivler’de tatil yaparak atmayı da önerebilirsiniz. Günde 2 kere et yemeği önerdiniz, bunları da rahatlıkla yapabilirsiniz” demiş.
Ne diyelim, bunlar halka uzak olmanın bir neticesi anlaşılan.