Özellikle seçim dönemlerinde partiler durumlarını görmek için anket yaptırırlar. Buna göre politika ve adaylarını belirler. AKP anket yaptıran partilerin başını çeker. Bazı düşünce kuruluşları da raporlar hazırlayıp partilere sunarlar.
Geçtiğimiz hafta Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) aylar süren araştırmasını raporlayıp AKP’ye sunduğu ile ilgili haberler büyük yankı uyandırdı. AKP’nin düşünce kuruluşu gibi çalışan bir kuruluşun böyle bir rapor hazırlaması elbette dikkat çeker. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı böyle bir raporun olmadığını açıklasa da iktidarın yanlışları ve oy kaybetmesinin nedenleri zaten ortada.
Raporda olduğu söylenen “adalet duygusunun zedelenmesi”, “bürokraside, kamudaki faaliyetlerde, işe alımlarda adalet duygusu ortadan kalkması, başarılı olanların, liyakat sahiplerinin hak ettikleri yere gelememesi, partiye yakın avantajlı gruplar oluşturulması” zaten bilinen gerçekler…
Ortada bir rapor olmasa da ülkede bunlar yaşanıyor. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi arasındaki gerilimin yargı bağımsızlığını, AİHM ve AYM’nin kararlarının uygulanmaması ya da tanınmamasının adalet duygusunu zedelemediğini kim söyleyebilir?
Asal Araştırma Şirketi’nin yaptığı ankette adalete güvenmeyenlerin yüzde 70’in üzerinde çıkması, Türkiye’nin 173 ülke içinde hukukun üstünlüğü alanında 148. sırada yer alması da bunu göstermiyor mu?
Gerçekler ortadan iken rapor olmuş olmamış fark eder mi?
***
İtiraz otoyola değil
Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılan yolların, köprülerin kapatılması halinde Türkiye’nin felç olacağını ifade ederken, “Kuzey Marmara Otoyolu’nu kapatalım, 150 bin civarında araç geçiyor. Sadece İstanbul değil Türkiye felç olur” demiş. Bakan, “2028 yılından itibaren bunların hepsinin devir alınacağı”nı da söylemiş.
Mesele yanlış anlaşılmış anlaşılan.
Hiç kimsenin otoyol, köprü, havaalanı yapılmasına itirazı yok. İtiraz haksız kazanç, ödemelerin dövizle yapılması, geri ödeme garantisinin verilmesi ve bu yolla hazinenin zarar etmesine…
Meselâ, resmî rakamlara göre Kütahya-Afyon-Uşak illerine hizmet vermek üzere yapılan Zafer Havalimanı için 2021’de iç hatlarda 775 bin 137, dış hatlarda ise 542 bin 596 kişilik yolcu garantisi verilmiş. Ancak verilen hedef tutturulamamış ve 2021’de iç hattı kullanan yolcu sayısı 9 bin 228 olurken, dış hat kullanan yolcu sayısı da 1904’te kalmış. Havalimanının eksik kalan 1 milyon 306 bin 537 yolcusu için, 6 milyon 938 bin 738 Avro ödenmek zorunda kalmış. Yüzde 99 yanılma(!) olmuş.
İnsanların itirazı buna…
***
Emekliyle derdiniz ne?
En düşük emekli aylığının 12.500 çıkarılması ve EYT’liler iktidar yetkilileri tarafından ekonomik sıkıntılarının kaynağı olarak gösteriliyordu.
Şimdi de AKP MKYK üyesi Fevzi Polat, “32 milyon çalışanın, 16 milyona emekliye bakması sürdürülemez” demiş.
Çözüm nedir, onu söylememiş…
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun bu sözlere, “85 milyonun beşli çeteye ve onların asıl ortaklarına bakması sürdürülemez. Emekliyle derdiniz ne?” diye cevap vermiş.
Gerçekten de bunu söyleyenlerin emeklilerle derdi nedir? Milyonlarca emekliyi 12.500 liraya mahkûm eden de, emeklileri bir ücrette sabitleyen de onlar değil mi?
İnsan gerçekten hayret ediyor!
***
Ayrıntı mı?
AKP Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, Çorum’da işçi alımlarında torpil yapıldığı iddiaları ile ilgili soruya, “Çorum, böyle küçük ayrıntılara takılıp meşgul olmasın. İşe alındığı söylenen çocuklar da muhtaç. Büyük resme bakın” diye cevap vermiş.
Bu iddialar “küçük ayrıntı”lar diye geçiştirilirse torpilde, kayırma da devam edip gider. Zira, bir kişi için yapılan torpille bin kişi için yapılan torpil arasında farkı yoktur.