"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risâle-i Nur siyasete âlet edilmez

M. Latif SALİHOĞLU
14 Ekim 2024, Pazartesi
Uzun zamandır siyasî iktidarın borazanlığını yapan bir gazetenin bazı çalışanları, her bir bahane ile camiamıza sataşmayı kendine vazife edinmiş.

Hele bir köşe yazarı var ki, âdeta sıtma nöbetine tutulmuş gibi, ara ara bize sataşmadan yapamıyor, edemiyor, duramıyor... 

Risâle-i Nur mesleği ve Üstad Bediüzzaman’ın temsil ettiği dâvâ, hakikatte pek umurlarında olmadığı halde, bize yine bu dâvâ üzerinden güya ders vermeyi alışkanlık edinmişler. 

Asıl sebep, kendileriyle aynı siyasî görüşte olmadığımız ve siyasî tercihlerimizin birbirinden farklı oluşu. Elli seneyi aşkın süredir bu böyle. Hemen hiç değişmedi.

Demek, siyaset onlar için çok önemli bir mesele. Onlarla aynı siyasî fikir ve tercihte olmadınız mı, her türlü saldırı ve sataşmayı yapmada kendilerini haklı görürler. 

Ne tuhaf bir meslek... Onlar siyasî meslekleri icabı bize karşı saldırganca ve rencide edici bir üslûp kullansalar da, biz aynı tarzda bir mukabelede bulunamayız. Bizim kendimize göre ölçü ve prensiplerimiz var. Karşımızdaki din kardeşimiz ise, ona karşı kışkırtıcı değil, bilâkis kavl-i leyyin ve yatıştırıcı bir lisân ile izahatta bulunmaya çalışırız. Aksi halde, din düşmanlarını sevindirmiş oluruz.

*

Tabiî, o siyasî geleneğin bir de geçmişi var. Geçmişte, bilhassa 1950’li yıllarda, o geleneğin şöhretli temsilcileri ile Üstad Bediüzaman arasında bazı temaslar ve fikir teatileri olmuş.

Başını Sebilürreşad ve Büyük Doğu çevrelerinin çektiği Eşref Edib, Necip Fazıl, Cevat Rıfat Atilhan, Osman Bölükbaşı, Osman Yüksel Serdengeçti, Osman Nuri Köni gibi muhafazakâr zatların kurduğu veya kurulmasına öncülük ettiği partiler şunlar: Fevzi Paşa’nın fahrî başkanlığında 1948’de kurulan Millet Partisi (Milletçiler), ardından İslâm Demokrasi Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi, 1960’tan sonra Türkeş öncülüğündeki Milliyetçi Hareket Partisi, Erbakan öncülüğündeki Millî Nizam Partisi ile Millî Selamet Partisi.

Cumhur İttifakını teşkil eden Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi, aynı siyasî geleneğin günümüz versiyonlarıdır.

Bu siyasî gelenek, oldum olası dinî ve millî değerleri siyasete âlet etmekle meşhurdur. En büyük sermayeleri budur. Risâle-i Nur’a ve Üstad Bediüzzaman’a olan bakışları da, yine aynı maksada matuftur. Oysa Risâle-i Nur, dünyada hiçbir siyasete âlet, basamak ve tabi olmaz.

*

Bizim bugün itibariyle söyleyeceklerimiz, geçmişte Hz. Bediüzzaman’ın bunlar hakkında söyledikleriyle aynı tarzda olması gerekiyor. Kendimizden bir şey ekleyip çıkaramayız. Aksi halde ölçüyü kaçırırız. Ya ifrata kaçar, ya tefrite düşeriz.

Oysa vazifemiz, kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın, yine de vasatta kalarak ve hakkın hatırını âli tutarak hakikati söylemektir.

O hakikat de şudur ki: 1950’lerin başında İslâm Demokrasi Partisi kurulduğunda, Büyük Doğu ve Sebilürreşad çevreleri, Üstad Bediüzzaman ve talebelerinin desteğini talep etmişler. Üstad ise, onlara şu cevabı veriyor: “Sebilürreşad, (Büyük) Doğu gibi mücahidler iman hakikatlerini ehl-i dalâletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz; fakat, siyaset noktasında değil. Çünkü, iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost-düşman, derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır.” (Emirdağ Lâhikası-II)

İşte, meselenin can alıcı noktası burası: Tarafgirlik ve ihlâsın kırılması, en büyük bir hasaret olsa gerektir.

*

Son söz: Üslûp ve ifademizin şiddetlendiği zamanlar ve durumlar için de bilinsin ki, bu şiddet, mütedeyyin şahıslara-zümrelere yönelik değil, belki “istibdat siyaseti”ne karşıdır. İstibdat kimden ve nereden gelirse gelsin, bu böyledir. Değişmez. Diktaya, istibdada karşı “sille” kullanılır; yumuşak bir dil-üslûp kullanılmaz. Kullanılsa, zillet olur, eziklik olur. İzzetli durmak, her zaman için yüksek bir şeref ve itibardır. Neticesi ne olursa olsun.

Okunma Sayısı: 1720
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cetin acar

    14.10.2024 19:22:31

    Mehdi i azamın dört vazifesinden biri "siyaset" olmasına rağmen neden "euzubillah ve şeytani ce siyaset" demiştir. Bu ince sır çözüldüğünde mesele daha iyi anlaşılacaktır. (Bu konudaki yazılarım maalesef neşredilmedi)

  • Mehmet Türeli

    14.10.2024 17:08:28

    Meyveli ağaç taşlanır, bazı yazar müsveddeleri Yeni Asya yazar ve cemaatine sataşmadan duramazlar, meşhur olmak için mescidin duvarına işeyen gibi Yeni Asya yazar ve cemaatine çamur atmadan duramazlar, tutmazsa da iz bırakır düşüncesindeler. ... kervan kıyamete kadar hak yolda yürür.

  • Latif Salihoğlu

    14.10.2024 13:19:44

    Muhterem Semih Bey, Hz. Bediüzzaman, Demokratların eski Ahrarların misyonunu devraldıklarını ve bu misyon gereği eski-yeni İttihatçılara-Halkçılara muhalif olduğunu gördüğü için, onlara nokta-ı istinat olmaya çalışmış. "İslâm Demokrat" ise, manasız, hatta kandırmaca bir isimden-resimden ibaret bir parti olduğunu görmüş, onlara mesafe koymuştur. Bugünkü AKP'ye tekabül ediyor.

  • Semanur Tunoğlu

    14.10.2024 13:17:54

    Çetin bey Üstadımızın sosyal-siyasal çizgisi nurcuların dahi anlayamayacağı kadar karışık olabilir mi?

  • Latif Salihoğlu

    14.10.2024 13:05:43

    Muhterem Çetin Acar. Yorumunuzda, delilsiz-örneksiz bir şekilde "Sizin bu yazınızda bile o 'vazifeye' muhalif birçok ifadeleriniz mevcut" demekle, hem bu yazıyı manipüle etmiş oldunuz, hem beni yazmaktan soğutacak derecede şaibe altına bıraktınız. Lütfen misâl gösterin: Hangi ifade yersiz veya muhalif olmuş?

  • Doğukan Pamir

    14.10.2024 12:42:48

    Çetin acar kardeşim! Yazarımızın yazısındaki üstadın siyasi anlayışına muhalif hangi bir kıstas var lütfen yazarsanız biz de öğrenmiş oluruz? Nurcular (kastım Yeni Asya cemaati) üstadın ictimai konulardaki görüşünü hala anlamış değiller mi ki .... Bunu da delillendirirseniz biz de cehaletimizden vaz geçeriz... Selam ve dua ile

  • Doğukan Pamir

    14.10.2024 12:02:05

    Latîf bey kardeşim! Kader daima adalet eder. O saldırganı/saldırganları duyduk ki kader eliyle beşer muhakeme etmiş, cezalandırmış ve değerlerinin 250 kuruş olduğuna elbirliği ile karar vermiş...O saldırgan, kendileri gibi düşünmeyenlere saldırmayı huy edinmiş, can çıkar huy çıkmaz... Saldırmakla kendilerini tatmin ettiklerine inanırlar.... İ...... Ü. Kervan yoluna devam ediyor....

  • Cetin acar

    14.10.2024 11:00:03

    Mehdi i azam ın dort vazifesinden biri olan "siyaset" vazifesini maalesef benim diyen nurcular bile tam anlayamadiklarindan bu kaos devam edecektir . Sizin bu yazınızda bile o "vazifeye" muhalif birçok ifadeleriniz mevcut.

  • Semih

    14.10.2024 10:16:02

    Elinize sağlık latif abi çok değerli bir yazı. Fakat aklıma takılan bir konu var. Üstat neden İslam demokrat partisini ahrarların devamı olarak görmüyorda CHP içinden gelen demokrat partiyi ahrarların devamı olarak kabul ediyor.

  • İ bayhan

    14.10.2024 09:18:12

    sebülüreşat ve büyük doğu çizgisindeki insanlar o zaman risale-i nura ve Bedüzaman hz. lerine hakaret etmişler mi? ben ce bunlar o çizgide değil. üstat onlar için, dinde hassas muakemey -i akliden noksan diyor. bunları hangi ölçüsü bu kısaslara uyuyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı