Kişilere karşı işlenen, cana veya mala zarar veren suçlarda af yetkisi sadece mağdurlara ait. İslam hukukunda da, modern hukukta da böyle.
Affın gündeme gelmesiyle birlikte konunun bu yönüne dair önemli bilgiler de medyada yer almaya başladı. Bunlardan biri, Batı ülkelerinde uygulandığı ifade edilen “onarıcı adalet” formülü. Suçlu ile suç mağdurunu uzlaştıran bir yöntem.
Bizim hukukumuza giren ve kurumsallaşmaya başlayan arabuluculuk sistemi de bir anlamda bunun yollarından biri.
Kültürümüzdeki karşılığı “helâlleşme.”
MHP’nin cezalarda indirim eksenli teklifinde böyle bir yaklaşım yok. Kapsama dahil edilen suçlardan cezaevinde olanların kanunla salıverilmesi öngörülüyor.
Üstelik suç mağdurlarının rızası, onayı ve izni bir tarafa, fikri bile alınmadan...
Peki, Cumhurbaşkanının “Devlet ancak kendisine karşı işlenenleri affetme yetkisine sahiptir” dediği suçlar neler?
İşte Türk Ceza Kanununda bu başlık altında sıralanan suçlardan bazıları:
* Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, * Düşmanla işbirliği, * Devlete karşı savaşa tahrik, * Askerî tesisleri tahrip, * Düşman devlete maddî ve malî yardım, * Cumhurbaşkanına suikast ve fiilî saldırı, * Türkiye Cumhuriyeti hükümetine silâhlı isyan, * Silâhlı örgüt kurma, yönetme veya üye olma (madde 302-316).
Keza yine TCK’nın 317 ile 339. maddeleri arasında sıralanan, millî savunmaya ve devlet sırlarına karşı işlenen suçlar.
Devlet bunları mı affedecek?
Burada en kritik nokta, “terör örgütü ve üyeliği”ne yapılan tanımın belirsizliği.
Bu tarifin, hukukî geçerliliği son derece tartışmalı kriterlerle alabildiğine genişletilmesi ve siyasî-sübjektif yorumlara açık hale getirilmesi, işi çıkmaza sürüklüyor.
Önüne gelene “terörist” yaftası yapıştıran ve cemaat mensubiyetini terör örgütü üyeliği ile özdeşleştiren bir yaklaşımın güvenlik politikalarında, adlî uygulama ve yargılamalarda esas alınması, çok ciddî ve vahim hukuk sorunlarına, insan hakkı ihlâllerine ve mağduriyetlere yol açıyor.
Ankara bu ucu alabildiğine açık terör yorumunda direndikçe Türkiye hukuk ve demokraside mevzi kaybediyor. Bedeli de giderek ağırlaşıyor.
***
Meclis açılırken
