Bediüzzaman’ın “Zaman ihtiyarladıkça Kur’an gençleşir” sözü, gündemdeki konuya doğrudan ışık tutan son derece önemli bir tesbitin veciz ifadesi.
İşin püf noktası, mukaddes kitabımızı bu nazarla okuyabilmek. Dinin hükümlerini, değişen zamanın getirdiği şartlara ve ihtiyaçlara göre, öz ve esasa bağlı kalarak, ruh-u aslîyi rencide etmeden yeniden yorumlayabilmek de öncelikle buna bağlı. Bu ise tecdid ehliyet ve liyakatine sahip, ehl-i vukuf, umeradan bağımsız ulemanın işi.
Tecdid ehliyeti, sadece kesble, yani kişisel çabayla elde edilebilecek bir vasıf değil. Vehbî tarafı, yani Allah vergisi olma niteliği de var. Her önüne gelen “Ben müceddidim” diye ortaya çıkamaz. Bir İlâhî tavzif ve istihdam da söz konusu.
Hadiste haber verilen “Her yüz senede bir gelip din anlayışını yenileyecek” vazifeli zatlar bu anlamda “seçilmiş” çok özel kişiler.
Geçmiş asırlarda Ömer bin Abdülaziz, İmam-ı Şafiî, Abdülkadir Geylanî, Gazalî, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî, İmam-ı Rabbanî, Mevlânâ Halid-i Bağdadî gibi zatlar kendi devirlerinde bu vazifeyi yaptılar.
Yaşadığımız çağın müceddidi ise Bediüzzaman Said Nursî. Kur’an’ın aleyhinde bin senedir biriken hücumların, son iki asırda ortaya çıkan materyalist cereyanlardan aldıkları güçle felsefe ve bilimi kullanarak semavî dinlere, özellikle de İslama yöneldiği ve dinin temelini oluşturan iman esaslarından başlayıp bunlara bina edilen bütün dinî tezahürlerin tahribini hedef aldığı çok dehşetli bir zamanda önce imanı tahkim, sonra tahkikî iman temeli üzerine sağlam bir dinî hayat şuuru inşa etti. Aklı vahiyle, bilimi iman ve dinle harmanlayıp kucaklaştırdı.
Böylece, “İslamın hükümlerinin güncellenmesi” diye ifade edilmek istenen şeyin ötesinde, onu da içine alan çok daha geniş kapsamlı bir tecdidi gerçekleştirmiş oldu.
İman-hayat-şeriat formülüyle özetlenebilecek bu tecdid programının, birey ve toplum hayatı ile kamusal alanı ve küresel toplumu ihata eden tüm detay ve nüansları, Risale-i Nur Külliyatında mevcut.
Külliyatı bu gözle inceleyen herkes, çağımızın getirdiği bütün soru ve ihtiyaçların Kur’anî cevaplarını Risalelerde bulabilir.
Almanya’da bir hizmet seyahati esnasında geçirdikleri kazada hafif yaralanan yazarlarımız Mikail Yaprak’la Ömer Faruk Özaydın’a ve kazayı yara almadan atlatan İsmail Sarıömeroğlu ile İsmail Öztaş’a geçmiş olsun diyor, hayırlı şifalar diliyoruz. Allah hepsini hizmete bağışlasın.
Yeni gündemimiz İstanbul’da okur buluşmaları. Şehrimizin farklı semtlerindeki okurlarımızla mahallerinde bir araya gelerek neşriyatımızı konuşacağız. İlk durağımız bu akşam Ümraniye. Yer: Alemdağ Caddesi, No: 2, Kat 3. Saat 20:30. Bekliyoruz. Tel: 0535 6592966 (Salim İlhan).