Bu sorumluluklar beş bölüm halinde şu başlıklarla ele alınıyor: 

(1) Kurumların kaptan köşkü. (2) Ekonominin çarkları. (3) Gezegenimizin geleceği. (4) Toplumsal oyunculuk. (5) Kültür dünyamız.

Konuların akademik bir yaklaşımla ve akıcı bir söyleşi üslûbuyla değerlendirildiği kitap, bize göre bazı eleştiriye açık tarafları olmakla beraber, ülke ve dünya sorunlarının, tarihî arkaplana da atıflar yapılarak, güncel ve geleceğe yönelik bir perspektifle ele alındığı zengin bir içeriğe sahip.

Eczacıbaşı’nın kaleminden çıkan “Değişmeyen sorunlar, eskimeyen çözümler ve yeni arayışlar” başlıklı bölümün son kısmındaki şu satırlar özellikle anlamlı:

”Yeni bir hikâyeye ihtiyacımız var. Dünyaya yeni bir hikâye sunmanın amacı, ‘Bize güvenin’ mesajı vermektir. Hukukun üstünlüğü bu güvenin temelidir. Ardında güvenilir bir hukuk düzeni olmazsa, hikâyemizin hiçbir inandırıcı tarafı kalmaz.

“AB üyeliği vizyonu, Türkiye’nin yeni hikâyesinin de temel taşlarından biri olmalıdır. AB, Türkiye’nin vazgeçemeyeceği bir uygarlık projesidir. AB’ye tam üyelik dışında herhangi bir statü Türkiye için kabul edilebilir bir çözüm olamaz.

“Türkiye, giderek daha fazla risk altına giren dünya barışının kilit ülkesidir. Kendi iç barışını sağlamış, bölgesinde barışa katkıda bulunan, sürdürülebilir kalkınma yolunda hızla ilerleyen Türkiye, tüm dünya için bir model ve umut ışığı olacaktır.”

Aynı şekilde şu cümleler de:

“Nasıl dinle kavga eden devletler—Sovyetler Birliği gibi—insanlarını refaha ve huzura ulaştıramazlarsa, bilime gözlerini kapatan toplumlar da hiçbir yere varamazlar. Bilim ve din arasında var gibi görünen çelişkiler bilimi reddederek ortadan kaldırılamaz, din âlimlerinin kutsal metinlere yeni yorumlar getirmeleriyle çözülür.” (Bize göre Said Nursî bunu en iyi yapan âlim.)

Sayın Bülent Eczacıbaşı’nın kitabı mutlaka okunmalı.

***

-Yeni Asya Neşriyat’tan Medrese-i Yusufiye Seti