“Risale-i Nur’a sıkıntı veren veyahut hizmetinden çekilen pek çok adamların tokat yemeleri gibi, bu sene, bu memleketin etrafında umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip şimdiki bir nevi tevakkuf devresi vermek hatasıyla, şimdiki umumî sıkıntının bir sebebi olduğunu göstermesidir.”
Demek ki, Risale-i Nur’a sıkıntı veren veya hizmetinden çekilenler, şahsî hayatlarında bir şekilde “tokat” yiyorlar. Verilen sıkıntının nitelik ve derecesi ile, çekilip geri durmanın hizmete verdiği zarara göre bu tokatların bir kısmı şefkat, bir kısmı da zecir tokadı oluyor.
Umumî bir tarzda Risale-i Nur’un intişarına sıkıntı verip genel anlamda tevakkufa yol açan haller ise, toplumun tümünü kuşatan bir sıkıntı ve inkıbazı beraberinde getiriyor.
Bir başka mektupta da şöyle deniliyor:
“Risale-i Nur’un intişar ettiği her tarafta bu sıralarda, şimdiye kadar bir plan dahilinde Risale-i Nur’un fütuhatına karşı tecavüz var. Bir derece şevk ve neş’eye zarar verdi, bir devre-i tevakkuf açtı. (...) Fakat Cenab-ı Hakka şükür, Isparta ve havalisi kahramanları çelik gibi bir metanet göstermeleri, sair yerlerin de kuvve-i maneviyelerini takviye ediyorlar.”
Buradan da anlıyoruz ki, Risale-i Nur’un yayılıp manevî fütuhatını devam ettirdiği süreçlerde, buna engel olmak için her zaman planlar hazırlanıp devreye sokularak, o fütuhatı durdurma amaçlı tecavüzler olabilir. Bu saldırılardan etkilenen bazı Nur Talebelerinin hizmetteki şevk ve heyecanları zarar görebilir.
Bunu önlemenin yegâne çaresi, Isparta kahramanlarını örnek alarak, “çelik gibi bir metanet” göstermek; ne olursa olsun yerinde sabit durmak; hakta sebat ederek her hal ve şartta hizmete devam kararlılığını korumak
Bir başka mektupta “hadsiz bir metanet” ifadesi ile altı çizilerek vurgulanan bu prensibi tatbik etmeyi başaranlar, sayıca az dahi olsalar, diğerlerinin de kuvve-i maneviyesini takviye eden güçlü bir istinadgâh olabiliyorlar.
Uhud’da Ayneyn okçularının Peygamber (asm) talimatına uymayıp yerlerini terk etmeleri sonrası başlayan “bozgun”un en kritik anlarında Hz. Peygamberin (asm) etrafında kenetlenip, savaşın Müslümanlar için hezimete dönüşmesini engelleyen 13 Sahabenin duruşu, bunun tarihteki en çarpıcı örneklerinden.
En zor zamanlarda Üstadla birlikte yekvücut olup dehşetli hücumlara göğüs gererek hizmetin temelini atan saff-ı evvel Nur Talebelerinin tavrı da, o duruşun ahirzamandaki izdüşümü.
Peki, bizler “çelik gibi bir metanet”in neresindeyiz?