"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2002’den 2018’e seçimler ve AKP

Kâzım GÜLEÇYÜZ
04 Mayıs 2018, Cuma
28 Şubat sürecinde evvela RP’nin, ardından devamı FP’nin kapatılmasından sonra, SP’nin kuruluş serencamında bu partiyle ve lideri Erbakan’la yollarını ayıran kadrolar tarafından 2001’de kurulan AKP, ertesi yılın 3 Kasım’ında yapılan seçimde yüzde 34 oy alarak tek başına iktidara gelmişti.

Ülkede 28 Şubat ikliminin hâlâ hüküm sürdüğü ve askerî vesayetin devam ettiği bir ortamda halk, postmodern müdahalenin fena halde yıprattığı siyasî aktörleri tasfiye ederken, yeni bir ümit ve alternatif olarak gördüğü için AKP’yi seçmişti.

Laikçi askerî vesayetin salvolarının sonra da devam etmesi, halkın AKP’ye verdiği desteğin daha da artarak devamını getirdi.

2004 yerel seçiminde AKP’nin oranı yüzde 42’ye, 2007 genel seçiminde de yüzde 47’ye çıktı. 2007’deki bu yükselişte, 27 Nisan “muhtıra”sı ve AYM’nin 367 kararıyla Meclisin cumhurbaşkanı seçmesinin engellenmesi çok büyük paya sahipti.

2009 yerel seçiminde ise AKP yüzde 39’a inerek hiç beklemediği bir gerileme yaşadı. Bunun en önemli sebebi, 2008 ekonomik krizinin ceplere dokunmuş olmasıydı.

2010 anayasa referandumunun rüzgârıyla yapılan 2011 genel seçimi, AKP’yi yüzde 42’ye taşıdı. 2014 yerel seçiminde de yüzde 45.5 alarak yola devam etti.

AKP’nin, Erdoğan cumhurbaşkanı seçildikten sonra girdiği ilk seçim olan 7 Haziran 2015 genel seçimi ise bir hüsran oldu. 40.9’a inen AKP tek başına iktidar olmaya yetecek sayıda sandalye kazanamadı.

Sonrasında ise siyasî atraksiyonlarla bir koalisyon hükümeti kurulmasına geçit ve fırsat verilmeyip 1 Kasım’da yeni bir seçim dayatıldı. Ve birden düğmeye basılmışçasına tırmandırılan terör olaylarının gölgesinde gidilen bu seçimle AKP iktidarının yüzde 49’u aşan bir oyla devamı sağlandı.

16 Nisan 2017’deki tartışmalı anayasa paketi referandumuyla da, ülkeyi tek adam rejimine götürme projesinin ilk adımı atıldı.

Türkiye, baskın 24 Haziran seçimine, bu inişli çıkışlı sürecin ardından böyle bir tarihî arkaplanı geride bırakarak gidiyor.

Ve işaretler, gerek OHAL kaynaklı yaygın mağduriyetler, gerekse ekonomideki kötüye gidiş sebebiyle, AKP’yi hiç görmediği türden bir inişin beklediğini gösteriyor.

***

- Mustafa Sungur Ağabey 2012 Aralık’ında vefat ettiğinde Erdoğan başbakan olarak cenazesine katılmıştı. 5.5 yıl sonraki durum: Erdoğan cumhurbaşkanı. Ve Danıştay üyesi damadı 16.7.16’dan beri hücre hapsinde olan Sungur Ağabeyin iki kızına da ipe sapa gelmez iddialarla dava açıldı.

- Türkiye’nin ihtiyacı olan demokrasi ve hukuk ittifakı - http://www.yeniasya.com.tr/video/turkiye-nin-ihtiyaci-olan-demokrasi-ve-hukuk-ittifaki_460788

 

Okunma Sayısı: 13119
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    4.5.2018 09:41:49

    Hürriyetçi demokrasi adına sandığa gideceğimiz 24 Haziran'a saylı günler kala, seçmenin -belki %50'sini- töhmet ve zan altında bırakan yeni bir "atraksiyon" ve "ajitasyon" ile karşı karşıya kalıyoruz. Kendi ittifakları dışındaki ittifakları kötüleyen "cumhur ittifakı" bir siyasi partinin genel başkanı için imza verecek seçmeni şimdiden Yeni Asya'nın manşetten haber verdiği gibi "-öcü" olmakla adeta terörist ilan ediverdi. Skandalın ötesinde, Anayasa ve yasaları bile çiğneyen, masumiyet karinesini hiçe sayan ve bir suç teşkil eden bu (beyan değil) hezeyan kimin için ve kim adına ve hesabına ortaya atılmıştır? Eğer ülkede tarafsız ve bağımsız bir yargı -varsa- bu olayın üstüne gitmeli ve beyan sahibinden bunun somut delillerini istemelidir. Zira adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi bunu iktiza eder. Koltuk uğruna siyasetteki savrulmanın geldiği nokta:Hezeyan! 24 Haziran'da bunları bitirmek bizim elimizdedir. "Neme lazım" demeyelim.

  • Gündüz Alp-2

    4.5.2018 09:27:23

    İktidar cenahı, sanki, Türkiye'de her şey mükemmel gidiyormuş da "iç-dış mihraklar" bizi ve "liderimizi kıskandıkları" için "kumpas kurmuşlar, başta CB olmak üzere partisini salt iktidardan uzaklaştırmak için işbirliği halinde çalışıyorlar gibi gerçekçi ve inandırıcı olmayan, daha çok komplo, atraksiyon ve ajitasyon kokuları taşıyan bir argümanla kitleleri kendi etrafında kenetlemek istemektedir. Oysa yaşadığımız ülke gerçekleri hiç de öyle değildir. Dışarıdan gelen ikazlar içeriden yükselen sesler hep hukuk, hürriyet, adalet ve demokrasi üzerinde temerküz etmektedir. Bunları değil de ilgisiz şeyleri nazara vermek doğru bir politika tarzı değildir. Demokrasi ise şeffaflık ve hesap verebilmektir. Hesaptan kaçan ve şeffaf olmayan siyasilerin de demokrat olma iddiasını mihenge vurmak icap eder. Mihenkler de: Hak, hukuk, hürriyet, adalet, demokrasi, ortak akıl gibi evrensel hale gelmiş şeylerdir. Bunlar var mı yok mu?

  • Gündüz Alp

    4.5.2018 09:07:52

    Sayın Güleçyüz, herkesin mübarek cuma gününü tebrik ederim. Her yönüyle tuhaf, tutarsız ve çelişkilerle dolu bir süreç içinden geçmekteyiz. Darbe rejimi OHAL'in baskı ve korku atmosferinde, yazınızda özetle yaşadığımız olayları tekrar tekrar yaşayarak -maalesef- bir seçime doğru gidiyoruz. Şu farkla ki, bu seferki 24 Haziran seçimi; bir iktidar meselesinden daha çok, ülkenin hürriyetçi demokrasi mi yoksa tekçi, baskıcı, dayatmacı, otoriter bir sistemle mi yönetileceği konusunda milletçe karar verme seçimidir. Savaşı değil toplumsal barış ve huzuru, hürriyet ve adaleti, hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi tercih günüdür. Çarpıtmalara, yalan-yanlış propaganda ve algı operasyonu ile toplu hipnoz faaliyetine yakamızı kaptırmadan, Nur'ların matbuat lisanı/dili olan Yeni Asya gibi doğru haber ve bilgi veren gazetelerden gelişmeleri takip edersek hata yapma, yanlış karar verme riski de ihtimali de azalır. Doğru karar, doğru bilgi ve doğru haber ile mümkündür.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı