"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cami ve siyaset dili

İbrahim ERSOYLU
19 Temmuz 2024, Cuma
Geçen hafta Cuma namazı için şehrin büyük bir camiine gitmiştik.

Gittiğimize bin pişman olduk. Hutbe siyasî bir hitabe gibiydi ve 15 Temmuz olayını baştaki siyasîlerin diliyle anlatıyordu. Onlardan farkı, işi âyet ve hadislerle açıklamasıydı. Allahualem camide olmasaydık, kendimizi AKP’li siyasîlerin bir mitinginde zannedecektik.

15 Temmuz olayı, malûm cemaate mensup bir grup ile birlikte, Kemalistlerin de içinde olduğu, karanlık yönleri fazla olan, gerçek mahiyeti ve arka planı aydınlatılmayan talihsiz bir kalkışmadır. Bu olayı camiye taşımak ve darbe ile alâkası olmayan büyük bir kitleyi incitecek şekilde hâkim siyasîlerin ağzıyla orada onu anlatmak bir talihsizliktir. Biz, o cemaate mensup olmadığımız halde çok incindik. Vicdan sahibi her insan da mutlaka incinmiştir.

Etrafıma baktım, çok kimsenin benim gibi rahatsız olduğunu, tatsızlık olmasa camiyi terk edeceklerini hissettim. Bazıları “Bundan sonra böyle olursa ben bir daha camiye gelmem” diye fısıldanıyordu.

Hâlbuki iş böyle olmamalıydı. Zira camiler, kışla ve okullar gibi siyasetin dışında ve üstünde olması gereken, farklı fikir mensubu bütün toplum kesimlerini kucaklayan ve birliğimizi sembolize eden mukaddes mekânlardır.

Halkın vergileriyle beslenen Diyanet, imamları vasıtasıyla belli bir partinin siyasî görüşlerini camiye taşır ve onun propagandasını yaparsa, sadece o partinin destekçilerini memnun etmiş olur, diğerlerini küstürerek dinden ve camiden soğutmuş olur. İnsanları dinden ve camiden soğutmanın vebali çok ağırdır. Ahirette bu işin hesabını vermek pek kolay değildir.

Geçmiş asırlarda yaşayan başta İmam-ı Azam ve İmam-ı Şafii olmak üzere Abdulkadir Geylanî, Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî, ahir zamanda Üstad Bediüzzaman Said Nursî gibi her biri birer yıldız şahsiyet olan İslâm büyükleri, -dindar kimlikli de olsalar -zamanlarındaki yöneticilere biat etmemişlerdir. Onlar, zamanlarındaki idarecilerle çatışmadan onların doğru icraatlarını takdir, yanlış icraatlarını ikaz ederek müstakil, ihlâslı ve başarılı din hizmeti ifa etmişlerdir.

Bugün ülkemizde her birisinin binlerce mensubu bulunan dinî gruplar, 90 bine yakın cami ve 150 bin civarında kadro ve devasa bir bütçeye sahip Diyanet Teşkilâtı vardır. Buna göre ülkemizin manevî bir inkişaf içinde olması lâzımken, ne yazık ki korkutucu bir iman ve ahlâk buhranı yaşanmaya devam edilmektedir.

Bize göre bu çelişkinin en önemli sebebi; dinî yapıların hâkim siyasîlerin makam-mevki, ve maddî imkân tuzaklarına düşerek, onların gölgesinde hizmet yapmalarıdır. Ülkemizde toplum, politize olmuş dinî hizmeti kaale almamaktadır.

Bu yapılar içinde Yeni Asya Camiasının mümtaz ve örnek bir yeri vardır. O, Üstadının istiğna düsturu / başkasından maddî yardım talep etmeme prensibiyle amel ederek baştan beri, makam-mevki ve maddî imkân tuzaklarına düşmemiş, kendi yağıyla kavrularak, siyasîlerin manyetik alanına girmeyerek, hasbî, müstakil, müspet bir metot ile iman ve Kur’an hizmeti yapmaya devam etmektedir.

Son söz: Dinî grupların, Gülen Cemaatinin başına gelenlerden ibret alarak özeleştiri yapmaları acil bir zorunluluktur. Onların, siyasetin yörüngesinden çıkarak dünyevî hedeflerden vaz geçip, aslî vazifeleri olan uhrevî hedeflere yoğunlaşmaları, müstakil, halisâne iman ve Kur’ân hizmeti yapmaya odaklanmaları lâzımdır. Ülkenin yaşadığı iman ve ahlâk buhranından kurtuluşu buna bağlıdır.

Okunma Sayısı: 1864
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Kula

    19.7.2024 21:13:56

    Din hizmetleri yerlerde, insanlar dinden uzaklaşıyor, bunun en büyük sorumlusu da mevcut düzen ve yaptığı zulümler, Allah sonumuzu hayra eylesin

  • Said Emre Dağ

    19.7.2024 15:46:17

    Cuma hutbelerinde güncel konulara değinilmesi insanları neden rahatsız ediyor ki? Peygamber efendimizin irad ettiği hutbeleri açıp okuyun. Böyle hutbelerde olabilir elbette.

  • Oğuz Yiğitet

    19.7.2024 11:58:13

    27 mayıs 1960 darbesinin yıldönümlerinde, "demokrasi ve hürriyet bayramı" adı altında kutlanan ismiyle müsemması taban tabana zıt ve kahir millet ekseriyetini derinden dilhûn eden bir güya millî bir bayram, yine bir askerî darbe lideri evren tarafından kaldırıldığı gibi, bu sefer de aynı şekilde mânası ile ismi taban tabana zıt ve feraset ve basiret sahibi milletin çoğunü rahaysız eden 15 temmuz 2016 "başarısız darbe kalkışması"nın yıldönümlerini "milli birlik ve demokrasi bayramı" ilan edilip kutlanması. Tarih tekerrür ediyor dedirten garip bir tecelli. Temennimiz her yıl milletin kabuk bağlayan yatalarını tekrar kanatan bu samimiyetten uzak sinir bozucu uydurma bayramın bir ihtilal lideri tarafından değil de bu sefer milletin kalbi mesabesindeki demokratik parlamenter sisteme geçmiş meclis tarafından kaldırılmasıdır.

  • Orhan Ali YILMAZ

    19.7.2024 11:51:45

    Yazarımızı, tebrik ediyorum... Bu "Şeytanî fikirlerden hâlî olmayan" konunun çözüm yeri "Kelâm-ı İlâhî'nin tebliğ makamı" olan Cuma Hutbesi değildir. Şu olumsuz -sözüm ona- şu "görüş" bildirirenlere de, şu Maide Sûresi'nin şu 8. Âyetini ama şu dikkatle ve şu "teenni" ile okumalarını tavsiye ediyorum...

  • Erhan

    19.7.2024 11:32:21

    Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur.(Maide8) Kulaktan dolma, gerçekliği ispatlanamamış, tamamen senaryo ve iftiradan oluşan söylemlerle (bireysel olarak kim yanlış yapmışsa Allah burnundan fitil fitil getirsin) geleceğimizi karartmayalım. O amaç için hareket etmek gelir kapınız değilse tabi. Yeni Asya her zaman olduğu gibi, onun bunun hamisi değil, hak, hukuk, adalet, demokrasi haykıran bir gazete bir camiadır. Allah ebeden razı olsun.

  • Pelin Kurukahveci

    19.7.2024 10:01:16

    Sınav sorularının gülenciler tarafından çalındığı dönemde haklarına girilen insanlarla nasıl helalleşecekler? İstediği üniversiteye giremeyen öğrenciler, atanamayan adaylarla nasıl helalleşecekler?

  • Semanur Tunoğlu

    19.7.2024 04:56:14

    Diyanetin halkı uyarmak gibi bir sorumluluğu yok mu? Eğer diyanet bu uyarma işini en başında doğru dürüst yapsaydı olaylar buraya gelmezdi. Diyaneti eleştirmek doğru değil. Bu sözleri diyanete söyleten yapıların verdiği zararları düşününce diyanet az bile yapıyor.

  • Mustafa Said Kara

    19.7.2024 04:00:46

    Ve en önemlisi gülen cemaatinin Nurculardan büyük bir özür borcu vardır: Risale-i Nurları sadeleştirmenin bir cinayet teşebbüsü olduğunu ve yanlış bir işe teşebbüs ettiklerini kabul edip samimi bir özür dilemeleri gerekiyor. Ancak görüyoruz ki hala sadeleştirmeyi savunmaya devam ediyorlar.

  • Mustafa Said Kara

    19.7.2024 03:58:53

    Gülen cemaati en azından çalınan sorular için (doğruluğu konusunda şüphe olmayan bir husus çünkü) halktan samimi bir özür dilemelidir. Kimlerin bu çalınan sorulardan faydalandığını açıkça söylemelidir. Yoksa halk masum insanlar için bile "oh iyi oldu zaten soru çalıp işe girmişti" diye su-i zan etmeye devam edecektir.

  • Mustafa Said Kara

    19.7.2024 03:56:42

    Sondaki uyarı hayati öneme haiz. Ancak gömleğin düğmesi baştan yanlış iliklendiği için iş düzelmiyor. Gülen cemaati en başından istihbaratla, derin devletle yola çıktı. Yeni Asya'nın kabul etmediği sağı bölme işini onlar üstlendi. Sonra amerikaya geçip onlar ile iş tuttu. Akıl var mantık var, insan düşünüyor, her konuda kılı kork yaran amerika neden gülen cemaatine izin veriyor, koruyup kolluyor? Bir çıkarı olmasa, bir şekilde kullanmasa bu u yapmazdı. Gülen cemaati her şeye rağmen bir tövbe yoluna girmeli. Ama bakıyorum da sanki hiç bir yanlış iş yapmamışlar gibi kendilerine toz kondurmuyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı