Emeklilik sonrası Çin’de bir firmada iki yıl süreyle çalışmıştım. Orada kayda değer bazı hatıraları sizlerle zaman zaman paylaşmayı düşünüyorum. Bu yazı ikinci paylaşımım olacak.
Teknik yönetici pozisyonunda olduğumdan tedarikçiler, hammadde tanıtım elemanları benimle irtibat kurup görüşüyorlardı. Kış mevsiminde bir gün lavaboda abdest alırken tedarikçi eleman rast geldi ve soğukta niçin ayaklarımı yıkadığımı sordu. Dedim ki “İnancım gereği Allah’a ibadet edeceğim, o nedenle bu işi yapıyorum.”
- Soğukta zor olmuyor mu? Ayaklarını yıkamasan problem olur mu? dedi.
- Evet, eğer merak ediyorsan yarım saat sonra ofisime gel.
Yarım saat sonra benim ofise geldi ve muhabbet başladı:
-Ben Müslümanım ve Allah’ın emri olan ibadetlerimi yapmaya gayret ediyorum. Günde beş defa namaz kılmam gerekiyor, onun için de abdest almam lazım, işte senin gördüğün budur.
-Biz, sizin dediğiniz Allah’a (haşa) inanmıyoruz, zaten bizim eğitim sistemimiz böyle tasarlanmış, bizde inanç durumu yok. Konfüçyus’un yirmi adet öğretisi var, hayatımız ona göre şekilleniyor.
-Tamam. O zaman sana bir soru sorayım. Fizikî varlığınla karşımda duruyorsun, dolayısıyla seni bir yapan/yaratan var, sence seni kim yaptı/yarattı?
-Annem ve babam.
-Peki annen ve baban bu iş için ne kadar gayret etmişlerdir?
-Sekiz – dokuz dakika diyelim.
-Tamam, bu bilgiyi şuraya masanın üstüne bir kenara koyalım. Vücudumuzda birçok âzâlarımız var; göz, kulak, ağız, burun, parmak tırnak vs… Bunların hepsi için farklı farklı vitaminler gerekiyor değil mi?
-Evet.
-Peki, hangi vitamin hangi âzâmız/organımız için lazımsa oraya gidiyor, karaciğerimiz bir laboratuar gibi çalışıp ayrıştırıyor ve ihtiyacı olana gönderiyor değil mi?
- Evet.
- Biz yemek yerken, karnımızı doyururken hangi âzâmız için ne lazımsa onu bulup da mı yiyoruz, yoksa rastgele sunulan yiyeceklerden beğendiğimizi mi yiyoruz?
- Tabi ki ikincisi.
-Peki sence vücudumuzda mükemmel çalışan bu sistemi senin annen ve baban o maksimum on beş dakikalık süre içinde mi tasarlamışlardır acaba?
-Hayır, mümkün değil! Aslında, evet bu işleri organize eden büyük bir kuvvet var, yoksa böyle kendi kendine olmaz ve siz ona ALLAH diyorsunuz.
Dedim ki, sizin de ALLAH’ınız var ama haberiniz yok. Merak ettiğin şeyler varsa sorabilirsin deyince gelecek ile ilgili bazı şeyler ve kader hakkında da birkaç soru sordu. Bildiğimiz kadarıyla cevaplar vermeye çalıştık.
İleride Müslüman olması muhtemel bu arkadaşın dimağına bir çentik atmış olduk elhamdülillah. İnşâallah merak eder, araştırır ve din kardeşimiz olur.
İnanıyorum ki dünyada Müslüman olma potansiyeline sahip böyle çok insanlar mevcut. Kavlî ve fiilî duaya ihtiyaç var.
Duaya devam edelim inşallah.