Barla, rahmete hamil, Barla feyzin, bereketin taşıyıcısı! Barla ebed’ül-adabın lâtif bir kapısı! Barla asrın imamına ev sahipliği yapmış Risale-i Nur’un ilk medresesi, iman kurtarma dâvâsının anavatanı, ehl-i imanın manevî imdadına gönderilen Risale-i Nur Külliyatı’nın telif edilmeye başladığı ilk mekân.
Barla, rahmete hamil, Barla feyzin, bereketin taşıyıcısı! Barla ebed’ül-adabın lâtif bir kapısı! Barla asrın imamına ev sahipliği yapmış Risale-i Nur’un ilk medresesi, iman kurtarma dâvâsının anavatanı, ehl-i imanın manevî imdadına gönderilen Risale-i Nur Külliyatı’nın telif edilmeye başladığı ilk mekân.
Evet İzmir için bir Barla mevsimi daha gelmişti. 28 Şubat döneminden beri geleneksel olarak düzenlenen Barla okuma programının 20.si için aylar öncesinden hazırlıklar başladı. Fani dünyanın bâki kalacak lezzetini yaşamak üzere ayaklarımız yola düşerken yüreklerimiz de bir hayli mesrurdu. İzmir, Adana, Ankara, Mersin, Malatya, Afyon, Aydın, Elbistan, Nevşehir il ve ilçelerinden ablalarımızla ve kardeşlerimizle uhuvvetimizi muhkemleştirmeye, tefekkür etmeye, nurların tulû ettiği o mübarek beldeyi keşfe, beş gün boyunca kendimizi Risale-i Nur okumalarına imanî ve içtimâî seminerlere ve derslere, bununla beraber kâinatı temaşaya adayacağımız bir program için Yeni Asya Vakfı Barla Sosyal Tesisleri’nde buluştuk. Sabahın erken saatlerinde Ulu Çınar’ın yanında, Üstadın hayatının bir kısmını geçirmiş olduğu eve gittik.
Yıllara meydan okurcasına dimdik ayakta duran bu küçük eve önündeki Ulu Çınar ağacı heybet katıyordu. Bu evin penceresinden gördüğümüz Eğirdir Gölü’nün ve gölün arkasındaki ufukla imtizaç etmiş mavi dağların güzelliğine, Üstadın tefekkür penceresi ile bakmaya çalıştık bu Sani-i Zülcelâl’in san’at eserlerine. Sabah dersimizde okunan imanî bahislerle ruhumuzu doyururken şükür için lezzet deyip kahvaltıya geçtik. Kahvaltıyı müteakip günde beş dersi ihtiva eden, fasılalı olarak katılımcı illerin hazırlamış olduğu “Zindan-ı Atalet, İttihad-ı İslâm, sulh-u umumi, Sûre-i Fetih’ten gaybi ihbarlar, insanın yaratılış gayesi, teslimiyet ve tevekkül” başlıklı konular ele alındı. Akşamları ise Yeni Asya Gazetesi İzmir Temsilcisi Hasan Şen Ağabeyimizin okuduğu bahislerden istifade edildi.
Gezi ve tefekkür saatlerinde ise Nurların girip kıymet kazandığı Üstadın birinci ve ikinci evi, 4 yıl imamlık yaptığı Mus Mescidi, saff-ı evvel ağabeylerin de içinde bulunduğu kabristan, Cennet bahsi okunmadan geçilmeyen “Cennet Bahçesi,” Süleyman Ağabey’in bir ikram-ı İlâhî münasebetiyle mübarek sıfatını kazandığı Çam Dağı, İslamköy’deki “Demokrasi Müzesi” gezimize renk kattı. Üstadımızın Barla Denizi dediği Eğirdir Gölü’nün berrak suyundan ilham alarak kalemini oynatan Nazmiye Keseli yazdığı şiiri seslendirdi:
Barla’ya niyet edip çıktık yola
Yollarda ara sıra vermiştik mola
Yolculuk su gibi akıp geçti
Gözlerim hep Esma-i Hüsnayı seçti
Tesislerde kalacak bir yer seçtim
Kardeşleri gördüm kendimden geçtim
Bilmem ki ısmarlama şiir nasıl olacak
Sanır mısınız bu defter kolay dolacak
Karşımda mavinin binbir tonu
Gelmez ruhundaki güzelliklerin sonu
Nurhan Bacım oturdu derse güllerin karşısına
Daldık hepimiz Risale-i Nur çarşısına
İşlendi konuda tevekkül ve teslimiyet
Bacımın amacı hep bir derse niyet
Karşımdaki çınar kaldırmış dallarını semaya
İnanıyorum bizimle amin diyor duâya
Toplulukta dersler, ilâhiler sunuldu
Gönüllere akan yollar bulundu
Bulutlar oldu o an semadaki damımız
Öyle bir ortam ki kalmadı gönülde gamımız
.....
Ve Barla’ya veda vakti geldiğinde, herkesin yüzünde bir hüzün olmasına rağmen dolu dolu bir hafta geçirmenin huzuru vardı yüreklerimizde. Tesislerde iyi bir program geçirmemiz için yorulan ağabey ve ablalarımıza da teşekkür ediyor, emeği geçenlerden Allah razı olsun diyoruz.