Hâlık-ı Rahman-ı Rahîm’e hadsiz şükür olsun ki İzmir Yeni Asya hanım okuyucularının koordinasyonu ile gelenekselleşmiş olan bir Barla yaz okuma programını daha geçen haftalarda geride bıraktık.
Türkiye’nin muhtelif illerinden iştirak eden güzide ablalarımız ve kardeşlerimiz ile dolu dolu bir program gerçekleşti. Barla ders kürsüsünde; insibağ ve in’ikas sırlarının tezahür ettiği şevke ve ilme medar ders okumaları, sürura ve ünsiyete vasıl muhabbetler… Huzur veren tefekkürî geziler… Bu yıl farklı bir deneyim olarak Üstadımızın, “Ben şimdi Çam Dağı’nda, yüksek bir tepede, büyük bir çam ağacının tepesinde bir menzilde bulunuyorum. İnsten tevahhuş ve vuhuşa ünsiyet ettim. İnsanlarla sohbet arzu ettiğim vakit, hayalen sizleri yanımda bulur, bir hasbihal ederim; sizinle müteselli olurum.” dediği menzillerde onun hissiyatına ortak olmak adına o mübarek dağda bir gecelik de olsa konaklamak…
Tüm bu güzellikler program içeriğinin sadece bir kısmı! El-hak; yıl içerisinde gerek şahsî gerek içtimaî meselelerde karşılaştığımız pek çok dağdağa karşısında illâ ki zarar gören kuvve-i maneviyelerimiz, bu ortamlarda tamir oluyor. Boşalan şevk depolarımız lebaleb doluyor. İnsanın kendisinin şahs-ı manevinin bir azası olduğunu zerrelerine kadar hissettiği müthiş bir atmosfer… Üstadımızın: “Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevaline ve fenâ ve fâni, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak, iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise samimi dostlar ile görüşmektir. Evet, bazen bir tek dostunu bir-iki saat görmek için yirmi gün yol gider ve yüz lirayı sarf eder. Şimdi bu acib, dostsuz zamanda samimi kırk-elli dostunu birden bir-iki ay görmek ve lillâh için muhabbet etmek ve hakiki bir teselli alıp vermek; elbette başımıza gelen bu meşakkatle ve zayiat-ı maliye ona karşı pek ucuz düşer, ehemmiyeti kalmaz.” ifade buyurduğu hissiyatını, hakkalyakîn müşahade etmek bahtiyarlığını yaşadık. Elbette yüzlerce kilometrelik bu seyahatin meşakkatini hiçe indiren diğer bir sır da müfritâne irtibatın tesanüd ruhuyla mezcolarak uhuvveti tesis etmesi çok mühim. Denize atılan taşın oluşturduğu çemberlerin halka halka yayılması gibi bu uhuvvet halkasının her sene daha da büyüyerek Yeni Asya hizmet denizini cûş u hurûşa getirecek ihtizazını Rabb-i Rahîm’imizden isteriz. Aziz Üstadımızın, “Çünkü Barla, birinci medrese-i nuriye şerefini kazanmasından, o mübarek medreseyi talebesiz bırakmak caiz değil. İnşâallah tekrar şenlenecek. Çalışanlara bârekellah deriz.” duasını dualarımıza şefaatçi ederek, bizler de programda emeği geçen, programa vesile olan, katılan, ağırlayan, ikramlarda bulunan her bir şahs-ı manevi azasının Cenab-ı Hakk’ın mağfiretine ve rızasına nail olmasını niyaz ederiz. Nice istifadeli geniş katılımlı programlara inşallah… Cenab-ı Hak tevfik versin, âmin!