Hz. Ali (kv), “Ahlakı bozulan bir toplumda yanlızlık şifadır” sözü ile toplumsal birlikteliğin güçlü olması için ahlakın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istemiştir.
Toplumu ayakta tutan; biri maddi diğeri manevi olmak üzere iki önemli müeyyide var. Maddi müeyyide; yasalar, hukuk kuralları ve benzerlerinden oluşur.
Hukuk devleti olma ve adalet için çok önemli olan maddi müeyyide, tarafsız ve herkese eşit mesafede olmalıdır.
Kolluk kuvvetleri, savcılar ve hakimler; denetleme, ihlal ve ihmalkarliğı takip etme; tutuklama, cezalandırma ve özgürlüğü kısıtlama ile maddi müeyyideyi icra ederler.
Maddi müeyyide ülke için tek başına yeterli mi? Kesinlikle hayır. Toplumun bekası, güçlü olması için en az maddi müeyyide kadar belki de daha fazla manevi müeyyide de önemlidir.
Manevi müeyyidenin en güçlü öğesi ise ahlak kurallarıdır. Toplumun selameti ve birliği için Ahlak çok önemlidir. Ahlakın olmadığı veya etkisini yitirdiği ülkeler uzun süre varlıklarını sürdürmeleri imkansız gibidir.
Peygamberimiz (asm), “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvata, Hüsnü’l-Hulk, 8) demesi ahlakın ne kadar lazım olduğunu ortaya koymaktadır.
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez” diyen Mehmet Akif Ersoy toplumun bir yürek olmasının en önemli öğesi; aynı değere ve inanca yani ahlaka sahip olması ile mümkündür.
Ülkemiz gibi büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede güzel ahlakın yok olması için korkunç çalışmalar yapılmaktadır. Devletin yasal düzenleme ile destek olması, görsel ve basılı medyanın sınırsız desteği, toplumun duyarsızlığı ahlakı çöküntünün oluşmasına sebep olmaktadır.
Kar topu gibi büyüdükçe büyüyen, toplumu kanser illeti gibi esir alma gayreti içinde olan ahlaksızlık harekatına karşı güç birliği yapma gayreti içinde olalım.