Bu ismi Risale-i Nur okuyan her Nur Talebesi çok iyi bilir. Tarihçe-i Hayat’ın önsözünü yazan, Medine-i Münevvere’deki mühim bir âlim olduğu için.

Hatta Ali Ulvi Beyin hocası bu sözü duyunca: “Bizim talebemize mühim bir âlim diyorlar da bizim haberimiz yok” diye hem sitem ediyor, hem de bir hakikati teslim ediyor. 

Hacca ve umreye giden çok sayıda vatandaşımız ve İslâm âleminin tanınmış kişileri de 2002 yılına kadar bir şekilde merhum Ali Ulvi Beyefendiyi Medine-i Münevvere’de ya evinde ya da Mescid-i Nebevi’deki kütüphanede ziyaret etmiştir.

Allah rahmet eylesin, merhum Selahaddin Yeşilyurt Ağabey rehberliğinde 1999 yılının Ramazan’ında Ali Ulvi Kurucu’yu evinde ziyaret etmek nasip oldu.

Medine-i Münevvere Nur medresesinde, altında fırın olan. Misafirlere yemek için sofra seriliyordu. Selahaddin ağabey işaret etti. Gittim peşinden. Medreseden çıktık. Minibüse bindik. Hiç birşey demiyor. Bir villaya vardık. Ben zannediyorum ki, kurulacak sofra için Selahaddin Ağabeye yardım edeceğim. Baktım ki, Ali Ulvi Ağabeyin evine varmışız. Ali Ulvi Ağabey ne kadar nazik bir beyefendiydi, aman Allah’ım! Bize kendi eli ile bayram şekeri niyetine çok lüks çikolotalar ikram etti  O zaman hasta idi. Elini öptük. Demişti ki: “Dualar devalar geçti.” Hâlâ kulaklarımda çınlıyor merhumun bu sözü. 

Daha sonra merhum Sami Pala Ağabey çok okuyan araştıran biridir. Bana Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarının çıktığını, kendisine getirmemi söyledi. Ben de her cilt çıktığında alıp götürüyorum. O zaman okumak kısmet olmadı. Daha doğrusu uyanamadım.

Daha sonra Sami Pala Ağabey vefat edince, Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarını yayına hazırlayan M.Ertuğrul Düzdağ’dan bir koli  kitap geldi. İçinde bu hatıralar da vardı. İşte o zaman bu kitaplarla tanıştım. Bir-bir buçuk ayda üç cildi de okumak nasip oldu. Kasım 2014’te de 4. cildi okudum. Gerçekten her Müslümanın okuması gereken, hayat ve hakikat fışkıran bu hatıralar da yakın tarihimiz, din eğitimimiz, rahmetle andığımız kanaat önderlerinin gayretleri, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin fedakârlığı.... Ve daha  yüzlerce mühim konu, olay ve hatıra vb. konular mevcut.

M. Ertuğrul Düzdağ, Ali Ulvi Kurucu’nun evinde iki ay kalarak kayda aldığı bu hatıraları on yılda yayına hazırladığını, hem kitapta hem de telefonda anlattı. 5. cilt de yayınlacak inşallah. 

4. ciltteki bir hatıra Bizim Aile dergimizde ve Yeni Asya’da “İmam Hatip Okulları nasıl açıldı?” başlıklı  bir yazımda yayınlandı.