"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Uzun yıllar sonra Barla Gezisi

01 Ağustos 2023, Salı 11:24
İki günlük Barla gezimiz çok verimli geçti. Hizmette şevk sebat ve gayrete vesile oldu. Ülkemizin ve Âlem-i islam’ın Risale-i Nur hizmetine çok ihtiyacı var. Bu ağır yük, Nur talebelerinin omuzlarında duruyor. Mesuliyetimiz büyük.

GEZİ - YUSUF SERDAR

En son 20 yıl önce bir otobüsle düzenlediğimiz Barla gezisi ile Isparta ve Barla’yı gezmiştik. O zamanlar kıt kanaat imkânlar vardı. Isparta’da dershanede kalmıştık. Bulabildiğimiz battaniye yastık yorganla bulduğumuz köşelere uzanmıştık. Ama zevkli oluyordu, muhabbet iyi idi. Yemek işini ise kendi getirdiğimiz erzaklarla yapıyorduk. 

Bu son gezimizde gördük ki köprünün altından çok sular geçmiş, oralar yenilenmiş, çok güzel hizmetler yapılmış, yeni tesisler açılmış. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Malum yaz ayları gezi sezonundayız. Son gezimizde tuttuğum notlarımdan faydalanarak bu yeniliklerden bir nebze bahsetmek istiyorum.

İlk olarak Yeni Asya Barla Tesisleri yeniden hizmete girmiş. Bizler bir minibüsle, talebe kardeşler dahil toplam 20 kişi ile gece 12’de Kayseri’den yola çıkmıştık. 8 saat yolculuktan sonra vardığımız tesislerde zahmetsiz kah-valtı masasına oturduk kahvaltımızı yaptık. (Oh ne güzel.) Akşamleyin de akşam yemeğimiz önümüzde hazırdı. (Allah’ım sana şükürler olsun) Fiyatlar da çok uygundu. Odalar da çok temiz ve düzenli. Mescit-Salon çok geniş ve güzel ve de “Barla Denizi” manzaralı. Değişik katlarda yine ders sohbet odaları mevcut. Bahçede oturma yerleri var. Bundan iyisi can sağlığı.

Tesis sorumlusu Ahmet Demirdöğmez ve aşçı Necati Doğan abiler bizlerle iyi ilgilendiler kolaylıklar gösterdiler. Teşekkürler ediyoruz. Necati Doğan abimizle 1982-84 yılları arasında İzmir’de birlikte dershanede kalmıştık. O bizden 2 devre önde idi, ilahiyat okuyordu, ben de Buca Eğitim Fakültesinde okuyordum. O yıllardan sonra hiç görüşmemiştik. Ama 38 sene sonra birbirimizi hemen tanıdık. O gün gece geç saatlere kadar hatıralarımızı tazeledik, hasret giderdik.

Sabah kahvaltısından sonra Barla’yı gezdik. Ama bu seferki gezi öncekilerden çok daha güzel oldu. Çünkü oldukça yenilikler yapılmış. Üstadın evinin etrafında hediyelik eşya satan dükkânlar çoğalmış. Hatta hattat bile varmış. Anahtarlıklara isim yazdırırken hattat ile hoş sohbet ettik hemşeri çıktık. Barlalı imiş, ama Kayseri’de uzun yıllar memur olarak çalışmış, emekli olmuş. Barla’ya dükkan açmış. Allah hayırlı işler ve maddî manevî kazançlar nasip eylesin. Oradaki dükkanlarda, başka yerlerde bulamadığımız çok şeyleri bulduk ve Barla hatırası olarak satın aldık.

Üstadın evi ve çeşmeler çok güzel şekilde düzenlenmiş. Çınar ağacındaki Üstadın tefekkür için çıktığı kulübenin bulunduğu dal çürüyünce yenisi yapay olarak yeniden yapılmış. Çok güzel olmuş.

Muş mescidini ve Üstadın tamir ettirdiği ve 4 yıl imamlık yaptığı Akmescit Camiini gezdik, orada namaz kıldık. Üstadın ilk geldiğinde kaldığı şimdi kapalı olan karakolu da gördük. Zaten iki bölmeden oluşan küçük bir yapı imiş. Eski Barla’yı da gezdik gördük.

Eskiden Barla keçi yolundan başka yolu olmayan bir tarafı dağlar ile diğer taraf Eğirdir Gölü ile çevrili olan ulaşımın göl üzerinden kayıkla yapılan ücra bir yer imiş. Zaten Üstadı da buraya nefyetmelerinin sebebi bu ücra yerde hiçbir şey yapmadan ölsün gitsin idi. Ama heyhat!!! Ne böyle ıssız, sessiz yerler ne de mahkemeler, zulümler, işkenceler, Kur’an ve iman meşalesini söndürememiştir.

Bir Hatıra

Akmescitte iken Barla’lı 60-70 yaşlarında Ahmet isminde bir abi ile sohbet ettik. Ahmet Abi Üstad ile ilgili bir hatırayı anlattı. Hatırayı esas yaşayan ve ağlayarak anlatan Ahmet Abinin babaannesinin annesi Hatice Hanım imiş.

Olay Üstadın Barla’ya yeni geldiği sıralarda olmuş. Üstad geldiğinde, “Barla’ya çok muhterem bir hoca gelmiş” diye söylenti dilden dile yayılmış. Hatice Hanımgillerin keçileri koyunları varmış. Onları dağda yayarlarmış sütleri yoğurtları çok olurmuş. Bir gün Hatice Hanım “Hoca Efendiye yoğurt götüreyim, ikramda bulunayım, hayır duasını alayım” demiş. Elinde yoğurt kabı ile Üstadın evine doğru giderken bakmış ki Üstad dağa doğru yürüyor gidiyor. Arkasından yetişmek için hızlı adımlarla yetişmeye çalışmış. Biraz yaklaşınca Üstad durmuş arkasını dönmeden Hatice Hanıma şöyle seslenmiş.

“Hatice Hanım, Hatice Hanım, yoğurt getirmek için kocandan izin aldın mı? Onun haberi var mı?”

Hatice Hanım çok şaşırmış donakalmış. Üstad Barla’ya daha yeni gelmiş, arkasını dahi dönmeden onun yoğurt getirdiğini nasıl bilmiş adını nereden öğrenmiş? Hatice Hanım hayretler içerisinde ne yapacağını şaşırmış

“Hoca Efendi, zaten kocam böyle ikramlarda bulunmamı söyler ve ister sevap olur diye.”

“Alamam geri götür.”

“Ne olursunuz alınız, kocam duyarsa bana kızar.”

Hatice Hanım ısrar edince Üstad da demiş ki, “Ancak bir şartla kabul ederim. Parasını vermek şartı ile, yoksa almam.”

Hatice Hanım “para ile olmaz” diye ısrar ettiyse de Üstad kabul etmemiş. “Yoksa almam” demiş. Sonunda Hatice Hanım para almayı kabul etmiş.

Üstad madenİ parayı ona doğru yere atmış

“Bunu al, yoğurdu da ağacın dibine koy” demiş.

Yoğurdu ağacın dibine koymuş parayı almaya eli varmamış. Ama Üstad parayı almasını, aksi takdirde yoğurdu almayacağını, geri götürmesini söyleyince almak zorunda kalmış almış.

Üstad Hatice Hanıma şöyle tavsiyede bulunmuş: “Kocana söyle koyunları yaymaya çıkmadan önce mutlaka abdest alsın.”

Hatice Hanım akşam kocasına olayı anlatmış. Kocası “niye para” aldın diye kızacak olmuş, ama o da olayı anlamış bir şey söylememiş. Ondan sonra Üstad onlardan parasını vererek süt ve yoğurt almaya devam etmiş.

Bu hatırayı Ahmet Abi babaannesinden dinlemiş. Babaannesi “Hatice annem bu olayı bizlere her defasında ağlaya ağlaya anlatırdı’’ diyerek bir çok kez anlatmış. Ahmet Abi de bize anlattı. Teşekkürler Ahmet Abi senin de ağzına sağlık. Herkesin ağzına sağlık.

Eski Barla’dan sonra Cennet Bahçesini de gezdik. Burası Üstad zamanında Sıddık Süleyman Abi ve kız kardeşinin normal bir üzüm bağı imiş. Cennete dair 28. Söz burada yazıldığı için buraya bu isim verilmiştir. Üstad bu bağa tefekkür için gelir, evrad ve ezkarını okurmuş. 1997’den sonra gerçekten bir Cennet Bahçesi haline getirilmeye çalışılmış. Çok da güzel olmuş. Yemyeşil. Her tür ağaç bitki var. Emeği geçenlerin ellerine sağlık Allah razı olsun.

Çam dağı çok güzel olmuş

Çam Dağı’na ulaşım çok kolaylaşmış. 20 sene önce stabilize yoldan tehlikeli dönemeçlerle çıkmıştık. Yeni bir yol güzergâhı açılmış. Komple kilit parke döşenmiş. (Sel yolu bozduğunda onarması kolay olmuş)

(Çam Dağı)

Çam Dağı’na sosyal tesisler, mesire alanları yapılmış, elektrik getirilmiş, orada ezan okunuyor. Çay tost gibi şeylerin bulunduğu büfe tarzı yerler de yapılmış. Oraya çıkan aç susuz ve de ezansız kalmaz. Vesile olanların ellerine sağlık.

Derin mahfillerce kesilerek yok edilmeye çalışılan Üstadın ufak kulübesinin de olduğu “çam ağacı”nın yerine şimdi 3 katlı tefekkür kulesi yapılmış. Oradan Barla Denizi (Eğirdir Gölü) dahil her taraf temaşa ediliyor. Gerçekten güzel bir tefekkür yeri olmuş. İnşallah daim tefekkürlere vesile olur. Tepeye namaz kılmak ve ders yapmak için üstü kapalı, yanları açık yerler yapılmış. İnşallah tefekkürlerle imanların kuvvetlenmesine vesile olur.

Akşam Barla Sosyal Tesislerimizde konakladıktan sonra Pazar günü Barla mezaristanındaki ve Sav Köyü kabristanındaki saff-ı evvel Nur Talebesi abilerin mezarlarını ziyaret ettik, onları yâd ettik. Nur içinde yatsınlar, Peygamberimize ve Üstadımıza komşu olsunlar inşallah. Allah demenin yasak olduğu Kur’an’ın bu milletin bağrından sökülüp atılmak istendiği bir zamanda Nur Risaleleri ile Kur’an’ın etrafına çelikten kale yaparak onu hayatları pahasına savunan ve emellerine de nail olan başta Üstadımız ve bütün Risale-i Nur talebelerinin ruhları şâd olsun. Hayatta olan bütün nur talebeleri de aynen onlar gibi zamanımızın fitne ve münafıkane çalışan din düşmanlarına karşı muvaffak olurlar inşallah.

Ve Isparta’daki Üstadın evini ziyaret ettik. Oradaki elle yazılan kitaplar, teksir makinesi, kıyafetler, o zamanda mücahidane yapılan hizmetleri tekrar hatırlamamıza vesile oldu. Azmimizi cehdimizi kamçıladı.

Çıkışta Üstadın evi karşısındaki hediyelik eşya ve Risale-i Nurlar satan dükkâna da şöyle bir göz atalım dedik. İyi ki demişiz. Kayseri’de arayıp tarayıp, sorup soruşturup bulamadığımız “vecizeli posterleri’’ orada bulduk. Onların bir kısmını Barla’da da bulmuştuk, ama buradakilerin ebatları daha büyük ve istediğimiz gibi idi. Şuydu buydu derken baktık ki bizim kafile bir göz atalım dediği yerden elleri dolu çıktı.

Dönüş yolunda bizim kafilede namaz kılanların sayısı bir kişi daha arttı. Servis şoförümüz Mahmut Bey bizimle beraber saf tutmaya başladı. Elhamdülillah.

Yolda ders ve İlahi

Eskiden yolda giderken bazı abiler ders yapar, ilahiler okurlardı. Onun da kolayı çıkmış. Cep telefonu veya tabletten minibüsün ses sistemlerine bağlanılıyor. İstediğin ne varsa tıkla ve dinle. Zahmetsiz. Yolda ilahiler, güzel müzikler, dersler eksik olmadı. Yalnız Çam Dağı’ndan inerken internetin çekmediği yerlerde canlı müzik devreye girdi. Kardeşlerimizden ilahi ve marşlar dinledik.

İki günlük Barla gezimiz çok verimli geçti. Hizmette şevk sebat ve gayrete vesile oldu. Ülkemizin ve Âlem-i İslam’ın Risale-i Nur hizmetine çok ihtiyacı var.  Bu ağır bir yük, Nur Talebelerinin omuzlarında duruyor. Mesuliyetimiz büyük. Her bir vesileyi hizmete sebep yaparak insanları, Cehennem çukurlarına sükût etmekten kurtarmaya çalışmak boynumuzun borcudur. Aksi takdirde mesul oluruz. Allah bizleri Kur’an ve iman hizmetinde daim ve muvaffak eylesin.

Netice itibarıyla, hizmette canlanmaya, şevke sebeb olan bu tür kalabalık organizasyonları olabildiğimiz kadar yapmamız lazım vesselam. Allah muvaffak eylesin.

Okunma Sayısı: 4798
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa

    2.8.2023 19:04:19

    Çok güzel olmuş..İslamköy demokrasi ve kalkınma müzesinde ziyaret edebilsydiniz harika olurdu..

  • Erol Sarı

    2.8.2023 05:37:45

    Yusuf hocam tebrikler. Binler maşallah Kayseri camiasına. Selam, sevgi ve muhabbetler...

  • Toygar

    1.8.2023 17:43:00

    Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı