"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tesbihat oldukça kapsamlı ve öz zikirler ihtiva eder

24 Ocak 2021, Pazar
Nur Talebelerinin vird edinip namazlardan sonra yaptığı tesbihatın muhteva ve tertibinin ise Kur’ân ve Sünnete uygun olduğu ortadadır. Bunun yanı sıra yapılan tesbihat oldukça kapsamlı ve öz zikirleri ihtiva etmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in bir talebesi ve bu zamana bakan bir dersi olan Risale-i Nur Külliyatı’nda birçok kereler namaz tesbihatının önemine değinilmektedir.

KUR’ÂN VE SÜNNET PERSPEKTİFİNDE NUR TALEBELERİNİN NAMAZ TESBİHATI - 3 

Zafer Karlı

 

g) Sonra besmele çekip: “İnnallâhe ve melâiketehû yusallûne alennebiyy; yâ eyyühellezine âmenu, sallû aleyhi ve sellimu teslîmâ” [Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.] (Ahzab, 33/56) âyeti okunup Lebbeyk (buyurun efendim) denir.

Salât, duâ etmek, hayrı ve hayrı celp edecek sözleri söylemek anlamına gelmektedir. Allah’ın Peygamberimize (asm) salâtı, kendisine hayır takdir etmesidir; ona rahmet ve mağfiret etmesi, bereketini ve rızasını lütfetmesi ve meleklerinin yanında onu övmesidir. Âyette Allah ve melekler için sadece salât kavramı zikredilmişken mü’minlere, salâta ilâveten ona selâm etmeleri de emredilmiştir. Âyette geçen “selâm” kelimesi eksikliklerden ve her türlü musîbetlerden korunmuş olmayı Allah’tan niyaz etme anlamını taşır. Hz. Peygamber’e (asm) selâm vermek, mü’minlerin birbirine verdiği gibi kabr-i şerifini ziyaret ettiğimizde O’na selâm vermek, ayrıca zaman zaman ve özellikle ismi anıldığında manevî şahsiyetini selâmlamaktır. Salât, selâm manasını ihtiva ediyorsa da selâmda insanların O’na (asm) itaat etmeleri ve O’nun (asm) şeriatını yaşamalarını dilemek gibi özel manalar vardır. Çünkü Allah Resulü’ne (asm) salâtın, ancak her konuda ona itaat etme anlamına gelen selâm ile ağırlığı olur. 23 Aşağıdaki salâtü selâmlara ve duâlara baktığımızda bu anlamları telkin ettiği görülmektedir.

“Allâhümme sâlli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali seyyidinâ Muhammedin biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesirâ.” (Üç defa okunur)

[Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e (asm) ve Efendimiz Muhammed’in (asm) âline, bütün maddî ve manevî dertler ve devalar adedince çok salât, bereket ve selâm ihsan eyle.] (Üç defa okunur) Salli ve sellim yâ Rabbi alâ hâbibike Muhammedin ve alâ cemî’il-enbiyâi ve’l-mürselîn, ve alâ âli küllin ve sâhbi küllin ecmâin, âmîn, velhâmdulillâhi Râbbi’l-âlemîn.

[Yâ Rabbi! Habibin Muhammed’e (asm) ve bütün enbiya ve resullere her birîsinin âl ve ashabına salât ve selâm eyle. Ãmin! Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine mahsustur.] Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ Rasûlallâh Elfü elfi salâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ Habîballâh Elfü elfi sâlâtin ve elfü elfi selâmin âleyke yâ emîne vahyillâh [Milyonlarca salât ve selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü!

Milyonlarca salât ve selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın Habibi!

Milyonlarca salât ve selâm senin üzerine olsun ey Allah’ın vahyinin Emînî!] “Allahumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihi ve ashâbihî, biadedi evrâki’l-eşcâr ve emvâci’l-bihâr ve katarâti’l-emtâr. Vâğfirlenâ verhamnâ ve’l-tüfbinâ ve bi üstâdinâ Saidi’n- Nursî (Radiyallahü anh) ve vâlideynâ ve bi talebeti rasâili’n-nuru’s-sadıkîyne yâ ilahenâ bi külli salâtin minhâ eşhedüen lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden rasûllullâh sallallâhu teâlâ âleyhi ve sellem” denir.

[Allah’ım! Efendimiz Muhammed’e (asm) Âl ve Ashabına, ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları, yağmurların damlaları adedince salât, selâm ve bereket indir. Günahlarımızı bağışla, bize merhamet eyle. Bize ve Üstadımız Said Nursî’ye (ra) ve anne babamıza ve sâdık Risale-i Nur Talebelerine - ey İlâhımız- bu salâvatların her birisine mukabil lûtfeyle! Allah`tan başka îlâh olmadığına şehâdet ederim ve Muhammed’in (asm) Allah’ın resulü olduğuna şehâdet getiririm. Allahu Teâlâ ona salât ve selâm etsin.]

h) Sonra aşağıda iki satırını meali ile verdiğimiz Tercüman-ı İsm-i Âzâm Duâsı besmele çekilip okunur:

Subhaneke ya Allâh tealeyte yâ Rahman ecirnâ mine’n-nâr bi afvike yâ Rahmân Subhaneke ya Râhiym tealeyte yâ Kerim ecirnâ mine’n-nâr bi afvike yâ Rahmân

….

[Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey binbir esma sahibi, mutlak ve gerçek mabûd olan Allah! Herşeyden üstün ve yücesin, ey bol rahmet eden, fark gözetmeden herkesi rızıklandıran Rahman! Affınla bizi azap ateşinden ve Cehennemden kurtar ya Rahman.]

[Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey hususî rahmet gösteren, sevgili kullarına mağfiret edip Cennet bahşeden Rahim! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bol kerem sahibi, umulmadık yerden ihsan eden Kerîm! Affınla bizi azap ateşinden ve Cehennemden kurtar ya Rahman.]

“İsm-i Âzâm”, Allah’ın en yüce ismi demektir. Hadislerde Allah’ın ism-i âzamı olarak birden çok isim zikredilmiştir. Bu isimlerin başında Allah sonra Rahmân, Rahîm, Mennân, Ehad, Samed, Hayy, Kayyûm, Bedî’u’s-semâvâti ve’l-ard, Zû’l-celâli ve’l-ikram, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illâ ente isim ve zikirleri gelmektedir.24 Resûlullah İsm-i Âzam anılarak yapılan duâların Allah katında makbul olacağını bildirmiştir.

Kur’ân “En güzel isimler Allah’ındır;  bu güzel isimlerle O’na duâ edin.” (7/180) demektedir. Şu halde insan, bu isimlerle Allah’a yakarışta bulunmalıdır. Yukarıdaki duâda seksenden fazla esma ile “Rahman”a niyaz edilmektedir. Kur’ân’ın “İster Allah diyerek, ister Rahmân diyerek yakarın; hangisiyle yakarırsanız olur, çünkü bütün güzel isimler O’na mahsustur.” (17/110) âyeti ile duânın terkip ve muhtevası uygun düşmektedir.

- Subhaneke ya Allâh Tealeyte yâ… zikri neden sadece sabah ve ikindi namazlarına müteakip gelmektedir?

Bu tercihin hikmetini Bediüzzaman Hazretleri açıklamamıştır. Ancak namazın ve namaz vakitlerinin tahsisinin hikmetlerini açıkladığı 9. Söz’de sabah ve ikindi namazları bahsinde şuunat-ı İlâhiyeye daha çok vurgu yapmaktadır. Bu zikrin terkibine baktığımızda her satır başının tesbih ifadesi olan “subhaneke” ile başlayıp “Rahman” ismi ile bitiyor olması dikkat çekicidir. Bu iki kelime arasında Allah’ın çeşitli isimleri zikredilip niyazda bulunulmaktadır. Bu terkip, sabah ve ikindi vakitlerine sarihan işaret eden “Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgüyle tesbih et.” (20/130) âyeti ile uygunluk göstermektedir. Duânın her satır başındaki “Subhaneke” kelimesi tesbih, muhtevasında esmalar ise “övgü” ifade eder. Her satır sonunda Allah’ın merhamet ve inayetini celbedecek olan “Rahman” ismi de rahmet-i İlâhiyeye vesile olacaktır.

Ayrıca hadis-i şerifte vardır ki: “Gece ve gündüz melekleri, nöbetle yanınıza gelip giderler. Sabah ve İkindi namazlarında toplanıp nöbet değiştirirler. Sonra geceyi yanınızda geçiren melekler, Allah’ın huzuruna çıkarlar. Allahu Teâlâ da bildiği hâlde meleklere: Kullarımı ne halde bıraktınız?’ diye sorar. (Melekler de): “Yanlarından namaz kılarlarken ayrıldık¸ yanlarına geldiğimizde namaz kılarken bulduk.’ cevabını verirler.” 25 Meleklerin nöbet değişiminde Rahman olan Allah’ı daha çok tesbih eder ve af diler vaziyette bulunmakta dikkat çekici bir başka nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.

- Subhaneke ya Allâh Tealeyte yâ…ve “Ya Cemilu Ya Allah…” duâlarının kaynağı nedir?

Belli-başlı mütedavil hadis kitaplarında bu duâlara rastlayamadık. Ancak bu duâlar, büyük hadis âlimi Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî tarafından telif edilmiş olan Mecmû atü’l-Ahzâb adlı üç ciltlik evrad kitabında geçmektedir.26 Fakat Subhaneke ya Allah Tealeyte yâ Rahman ecirnâ mine’n-nâr bi afvike yâ Rahmân ile başlayan Tercüman-ı İsm-i Âzâm Duâsına çok benzeyen ve her bendinde “Subhâneke yâ Allâh Teâleyte yâ Rahmân ecirna minen nâri bi afvike yâ Mücîr” ifadesi tekrar eden “Mucir Duâsı” Kef’emi, Misbah ve Beledu’l Emin kitaplarında geçmektedir. 27

Kişinin Allah’a öncelikle Kur’ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde geçen duâlarla niyazda bulunması evlâdır. Ancak gereken âdâba riayet edildiği sürece, muhtevası ve terkibi Kur’ân ve Sünnet’e uygun olan duâlarla da niyazda bulunabilir. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri tarafından tertiplenen namaz tesbihatını ihmal etmeyen bir mü’min, her gün yüzden fazla salâvat ve esma-i İlâhiye okumaktadır.

I) Ardından eller açılır,

“Sübhâneke âhiyyen şerâhiyyen tealeyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir bi Üstâdenâ Saide’n- Nursî (Radiyallahü anh) ve vâlideynâ ve rufekâenâ ve âkribâenâ ve ahbâbene’l-mü’minîne’l-muhlisîyne (eller aşağıya çevrilir) mine’n-nâr ve min külli nâr vahfaznâ minşerri’n-nefsi ve’ş-şeytan ve min şerri’l-cinni ve’l-insân ve min şerri’l-bid’âti ve’d-dalâleti ve’l-ilhâdi ve’t-tuğyân (eller yukârı çevrilir) bi âfvike yâ Mücir, bi fadlike yâ Gaffâr, bi rahmetike yâ erhame’r-râhimîn. Allâhumme edhilne’l-Cennete mea’l-ebrâr, bişefâati nebiyyike’l-muhtar. Amîn ve’l-hamdülillâhi Rabbi’l-âlemin.”

Allah’ı tesbih edip çeşitli şerlerden istiaze edilen bu kapsamlı duâ şu niyazla bitmektedir:

Allah’ım! Seçkin peygamberinin şefaatiyle, iyilerle beraber, bizleri Cennet’e idhal eyle!

Duâlarımızı kabul buyur. Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah’a ki, hamd ancak kendisine mahsustur. E’uzü besmele çekilerek Haşr Sûresi’nin son beş ya da üç âyeti okunur.

Ma kil b. Yesâr, Resûlullah’ın (asm) şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: “Kim sabahladığında üç defa “Euzu billahi’s-semî i’l-alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîm” deyip Haşr Sûresi’nin son üç âyetini okursa, o geceleyene kadar Allah, istiğfar edecek yetmiş bin meleği ona vekil kılacaktır. Eğer bu kişi o gün ölürse şehit olarak ölür. Kim bu âyetleri gecelediği vakit okursa yine aynı mertebede olur.” 28 Bu âyetler akşam namazından sonra da okunmaktadır.

- Öğle namazından sonra Fetih Sûresi’nin “lekad sadekallahu” ile başlayan son üç âyeti okunmaktadır. Bunun kaynağı nedir?

Namazlardan sonra her sûre okunulabilir. Fakat bazı sûre ve âyetler lâfız, mânâ, mâhiyet ve şümûlü ile diğerlerinden farklıdır. Fetih Sûresi’ni okumanın faziletini bildiren hadisler mevcuttur. Tercihen öğle namazına müteakip Fetih Sûresi’nin son 3 âyeti vird edinilmiştir.

- İkindi namazından sonra Nebe Sûresi, yatsı namazından sonra da âmenerrasûlü okunmasının hikmeti nedir?

Başlıca hadis kaynaklarında bulunmasa da Tefsiru’l-Kur’ân’da geçen rivayete göre Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “İkindi namazından sonra Nebe Sûresi’ni (vird olarak) okursa, Allahu Teâlâ o kimsenin rızkını arttırır ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır.” 29

Ayrıca Peygamberimiz (asm) geceleri de Bakara Sûresi’nin son iki âyetinin (âmenerrasûlü) okunmasını tavsiye etmiştir. 30

Sonuç: Namazlardan sonra, ciddî bir mazeret bulunmadığı durumlarda, yerinden hemen ayrılmayıp bir süre daha zikir ve tesbîhata devam etmek sünnettir. Hz. Peygamber (asm), namazların ardından bunun yapılmasını teşvik etmiş, bir kişi namaz kıldığı yerden ayrılmadıkça meleklerin ona duâ etmeye devam edeceğini haber vermiştir.31 Klâsik fıkıh eserleri incelendiğinde namazdan sonra yapılan tesbîhâtın belirli bir format dâhilinde yapılmasına yer verilmediği görülmektedir. Nur Talebelerinin vird edinip namazlardan sonra yaptığı tesbihatın muhteva ve tertibinin ise Kur’ân ve Sünnete uygun olduğu ortadadır. Bunun yanı sıra yapılan tesbihat oldukça kapsamlı ve öz zikirleri ihtiva etmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in bir talebesi ve bu zamana bakan bir dersi olan Risale-i Nur Külliyatı’nda birçok kereler namaz tesbihatının önemine değinilmektedir. Hatta Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri “Şu kısa tarîkın evrâdı, ittibâ-ı sünnettir; ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.”32 sözü ile namaz tesbihatının imanın tezahürü ve tasdiki açısından ne kadar büyük öneme sahip olduğunu ortaya koymuştur.

—SON—

Kaynaklar:

23- İslâm Ansiklopedisi, “salvele” c. 7 s. 124.

24- Tirmizî, Deavât, 87; İbn Mâce, Duâ, 9; Dârimî, es-Sünen, Fedâilü’l-Kur’ân, 14; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 258.

25- Muvatta¸ Kasru’s-salât¸ 82; Buhârî¸ Mevâkît¸ 16¸ Bed’u’l-halk¸ 6¸ Tevhid¸ 33; Müslim¸ Mesâcid¸ 210.

26- Mecmuatul-Ahzab/Gümüşhanevi 2/333 ve 1/211 27-https://tr.wikishia.net/view/Mucir_Duas%C4%B1 Erişim Tarihi 09.09.2020

28- Tirmizî, “Fedâilü’l-Kur’ân”, 22 (No. 2922).

29- Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/362.

30- Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 10; Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 229.

31- Buhârî, Salât, 87; Müslim, Mesâcid, 272.

32- Sözler, Yirmi Altıncı Söz, Zeyl.

Okunma Sayısı: 8373
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı